Ona doğru bir adım attığımda heyecandan ayaklarım titremişti. Efecan gülümseyerek bir adım attı. Bu anı ölümsüzleştirmek istiyordum. Elini bana doğru uzatttığında bende elimi ona doğru uzatıp parmak uçlarımı onun eline değdirirken nefesimi tutmuştum. Elim yavaşça onun avucuna kaydığında Efecan hiç acele etmeden tutmuştu. O derin mutluluk dolu bakışları bakışlarımla buluştu.
" Meleğim..." diye fısıldarken içimi titretmişti o yürek okşayan sesi. Gözlerimi kapatıp derin bir iç çekerken Efecan'ın alnını alnımda hissetmiştim.
" Umarım rüya değildir Duru.Ama sanki rüya gibi. Uyanmak istemiyorum. " Efecan fısıldarken sesi titriyordu. Sıcak nefesi dudaklarıma çarpıyordu. Göğsümün içinde kalbim yerinde durmuyordu.
" Ben de. Hadi şimdi heyecandan bayılmadan çıkalım. Herkes bizi bekliyor." Gözlerimi açtığımda Efecan'ın o güzel bakışlarıyla karşılaşmıştım. Hemen benden bir adım uzaklaşıp elimi tutmaya devam etmişti.
Birlikten odadan çıkarken Leila gelinliğimin arkasını düzeltmeye çalışıyordu. Efecan'ın da benim kadar gergin olduğunu elimi sımsıkı tutmasından anlıyordum. Kaşlarını hafifçe çatmış yanaklarına hava doldurup doldurup bırakıyordu.Dudaklarımı bastırıp onu izlerken gülmemek için kendimi zor tutmuştum. Çocuksu ve masum görünmüştü. Bir o kadarsa gergin.
Büyük salona çıktığımızda her yer ışıl ışıldı. Beyaz ve altın rengi süslemeler ağırlıktaydı. Çiçekler altın rengiyle uyumlu seçilmiş büyük düğün salonunun içi aşırı iştihamlıydı. Bir sürü siyah takımlı adamlar salonu doldurmuştu. Bu kadar kalabalık olması beni şaşırtmış Efecan'a doğru bakmıştım.
" Bu kadar kalabalık olacağımızı düşünmüyordum." gözlerim bizi nikah memurunun yanında bekleyen babam ve Alper abiye kaymıştı. Alper abi hala babama doğru bakmıyordu. Aralarındaki gerginlik gitmemiş gibiydi.
" Daha bir çoğu dışarıda. İçeriye sığmadılar. Herkes gelmek istiyordu ben de bütün adamlarımı çağırdım. Benim evlenmeyeceğimi düşünüyorlardı." Efecan'ın dudakları keyifle kıvrılmıştı.
" Neden?" başımı iyice Efecan'a doğru çevirmiştim.
" Seninle olmasaydı başka biriyle hayat kurmayı düşünmezdim. İşime bakardım. Zaten daha ne kadar yaş..." Efecan bir anda ne söylediğini fark etmiş gibi bakışları benden kaçırıp başka yöne doğru bakmıştı. Ne kadar yaşayacağını bilmiyordu. Bunu söyleyecekti ama sözlerini yutmuş gibi bir anda susmuştu.
" Yani bazen hiçbir kızın benim gibi tehlikeli bir insanın hayatına girmeyeceğini düşünüyorlardı. Bazen beni kendimi fazla beğenmiş soğuk birisi olarak tanımlıyorlardı. Bir de kimse beni seninle düşünmüyordu. Herkes bizi kardeş olarak görüyordu." Efecan lafı toparlamaya çalışmıştı. Gözlerinin hafiften dolduğu belliydi. Ama kendini toparlamıştı hemen.
" Nikah memuru saatine bakıyor. Hadi bekletmeyelim."dediğimde onu bu hüzünlü halinden çıkarıp gerçek dünyaya döndürmek istemiştim. Düşünmek istediğim tek şey ikimizin bu mutlu günü olmalıydı.
" Tamam. Sen babamla Durukan amcayı görüyor musun? Şunların duruşlarına bak. Birbirleriyle konuşmak istiyorlar ama ikisi de inatçı." Efecan bunu söylerken tekrar babamların durduğu yere bakmıştım. İkisi de birbirinden yakışıklıydı. Takım elbiselerinin içinde çok havalı duruyorlar bizi gördüklerinde duruşlarını düzeltmişlerdi. Giriş müziği olarak Efecan'ın bana lisede çaldığı İspanyolca müziği seçmiştik. Birlikte nikah masasına doğru yürürken herkes bize bakıyor ışıklar bize doğru çevrilmişti.
İçimdeki tarif edilmez duygular şu an kanlarımda dolaşıyor bana garip heyecanlar salıyordu.Babamla göz göze geldiğimizde duygulanmıştım. Alper abinin bile gözleri dolmuş Durukan'ı hafifçe dürtmüştü. Biz nikah masasına geldiğimizde " İçim rahatladı şunları şöyle görünce Durukan. Ben sana dedim Duru'yu bize ver diye." Alper abi birden babamla küslüğünü unutmuş gibiydi.