Bölüm 42"Yılanın Başı"

4K 325 49
                                    


Duru

Kapıdan çıktığımda bir an da durdum.Bu neyin oyunuydu böyle?Neyin gururu? Sevdiğim adam ölüyordu benim. Onu böyle bırakıp gidecek miydim? Onu öyle görünce paramparça olmadım mı ben?Saatler önce ona bir şey olacak diye ödü kopan ben değil miydim? Yıkılmadım mı? Ona bakarken onunla birlikte ölmeyi düşünmedim mi? Hepsini yaptım.Aptal gibi hepsini yaptım.Eğer o an Efecan ölseydi Leila'ya tekrar çek silahı vur beni diyecektim.O kadar kendimden nefret etmiştim. Sevgiliyi geçtim yıllardır o benim ailemdi.Sadece sevdiğim adam değildi.Arkadaşımdı.Abimdi.İlk aşkımdı.Hayır belkide kendiden uzaklaştırmak için böyle yapıyordu.Buna inanmak istiyordum.Böyle saçma şeyleri yapmasının tek nedeni olabilirdi o da beni kendinden uzaklaştırmaktı.Buna kanacak mıydım? Ona kızıp onu terk mi edecektim şimdi? Aslında onca yaptıklarından sonra bunu yapmam gerekiyordu ama ben de onu bırakırsam her şey onun için daha kötü olmayacak mıydı? Onunla yüzleşmeliydim.Şimdi neden ondan kaçıyordum?Hayır bu kadar kolay pes etmeyecektim.O benden daha fazla acı çekiyordu.O ölümü beklerken bile düşünceleri ona işkence ediyor olmalıydı.Hayır onu öylece bırakamazdım.Ya tekrar fenalaşırsa ne olcaktı.Ya ben bu evden çıktığımda saatler geçmeden onun öldüğünün haberini alırsam ne olacaktı?Odadan tekrar hızla içeriye girdiğimde Tunahan ve Leila karşıma çıkmıştı.Beni gördüklerinde ikisi de yaşırdılar.

"Çıkın dışarıya!" elimi uzatıp onlara kapıyı gösterdim.Efecan'la baş başa kalmak istiyordum.Kaşlarımı çatmış iksine bakıyordum.İtiraz etmeden dışarıya çıktıklarında arkalarından kapıyı kapatıp kitlemiştim.Sorunumuzu bugün halledecektik.Yeterince birbirimizi üzmüştük.Kırmıştık.Parçalamıştık.Efecan gözlerini aralamış afallamış gibi bana bakıyordu.Alnında terler birikmiş yatakta doğrulmaya çalışıyordu.Koşup hemen onun yanına gitmiştim.

"Hayır şimdi düz bir şekilde yatmalısın.Çok hareket etme." ona kızarken Efecan'ın hala kafası karışık gibi gözüküyordu. 

"Öyle bakma! Evet ben salağım! Benim canımı yakan, beni bir oyuncak gibi oynatan, bana yalanlar söyleyen, benim duygularımı hiçe sayan bu çekilmez adamı seviyorum!Ona deli gibi kızgınım.Öfke doluyum öfke ama bu duygularımı etkilemiyor sanırım." onun başının altındaki yastığı düzeltirken onun hüzünle gülümsediğini gördüm. Gitmediğime sevinmiş gibiydi.İçi rahatlamış da bana öylece gülümsüyordu.

"Beni ölüme terk edeceğini düşündüm" Efecan mırıldanırken gözlerini yavaşça kapatmıştı.Benim onun öleceğini bildiğimi biliyor muydu?

"Ne?" kafam karışmıştı.

"Sana demedim mi? Benden vazgeçtiğin gün o zaman ölüm günüm olur diye." tekrar mırıldandığında gözlerim dolmuş onun saçlarını düzeltmeye başlamıştım.Hayır o başka bir şeyden bahsediyordu. Evet bunu söylemişti.Beni terk etme.Benden vazgeçme diye yalvarmıştı.O zamanı hatırlıyordum. Ama ondan vazgeçmem için bütün kötülükleri bana yapmıştı sanki.Az kalsın ondan vazgeçiyordum.Eğer Efecan bayılıp yere düşmeseydi belki Aşkın'la çekip gidecektim.Ama onun çaresizliği beni bir kez daha derinden etkilemişti.Umursamamazlıktan gelememiştim.Ona karşı duygularımı kapama tuşu yok gibiydi.Ondan izin almadan battaniyenin altına girip onun yanına sokulmuştum.Sonra sessizce ağlamaya başlamıştım.Onun çaresiz görmek istemiyordum.Onun yalancılığına, beni kandırmasına, benimle oynamasına katlanabilirdim ama onun ölmesine bu çaresizliğine katlanamazdım.Yine de kalbimi çok kırmıştı.Bazen onu öylece terk edip daha fazla üzülmesini keyifle izlemeliydim diyordum ama benim yufka yüreğim yine buna el vermemişti.Biz Efecan'la farklıydık.Farklıydık ama bu farklılıklarımız bizi tamamlıyor gibiydi.

"Ben aptalım.Belki de seni ölüme terk etmeliydim o zaman.Canımı çok yaktın." ses çıkarmadan ağlamaya çalışırken bir yandan onunla koşumaya çalışıyordum.Sıcacıktı onun yanı.Bu kadar yakından onun nefes alışverişlerini duymak içimi rahatlatıyordu.Hep böyle yanımda nefes alıp vermeliydi.

Sessiz 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin