Resim Duru.&
Annem masayı öyle güzel hazırlamıştı ki göz kamaştırıyordu adeta. Babası gelecek diye baya özenmişti.Bir kaç yıl önce anneannemi kaybetmiştik.Annem hala biraz onun acısını çekiyordu.Keşke ölümler olmasaydı ama insanın zamanı gelince tek tek elindekilerini kaybediyordu.Bu yüzden sevdiklerinle anlamlı zamanlar geçirmek önemliydi.Şu süre zarfında belki yapabileceğin en güzel şey sevdiklerine zaman ayırmaktı.Şimdi ne kadar sevdiğimiz insanlara zaman ayırabiliyorduk? Dünya telaşı, kendi sorunlarımız, yapmak istediklerimiz ve daha bir sürü şey arasında hayata tutanma çabamız... Ayrıca boş boş kayıp giden zaman.Ben uykudan daha yeni kalkıyordum. Uyku sersemliğim üzerimdeydi.
"Anne sana yardım edemedim üzgünüm. Ben bir üstümü değiştireyim." esnerken dünden bu yana ancak uykumu aldığımı hissetmiştim.
"Hastanede yoruluyorsun. Babamdan biliyorum Duru. Tıp okumak kolay değil.Belki de zengin bir kocaya gitsen kurtulursun." annem benimle dalga geçerken gözlerimi devirip ona ters ters bakmıştım. Benim hedefimin para olmadığını çok iyi biliyordu ama mutlaka bu konuyu açacaktı.Yaşadığımız zamanda tıp eşittir para demekti ama ben bir amaç doğrultusunda bu mesleği seçmiştim. İleride fikirlerim değişir miydi bilmiyordum ama şimdilik sadece kendimi bu mesleğe adamak istiyordum.Yaptığım şeyi seviyordum.
"Çok kötüydü anne. Bir daha olmasın lütfen anne." annem yine klasik şakasını yapmıştı.Aslında benim biraz başımı kaldırıp etrafıma bakmamı birilerini bulmamı istiyordu. Bir hayat arkadaşı seçmemi bekliyordu.Benim seçmek istediğim hayat partneri çok uzakta değildi ama artık o da elimden kayıp gitmişti.
"Valla ben bilmem. Geçim zor. Ama bak Efecan'la evlenen kız yaşadı. Parayı su gibi harcayan keyfine düşkün tek çocuk o. Hiç acımıyor paraya. Yaşatır sevgilisini.Esra bir gün delirecek.Delirecek. Bu arada onları da davet ettim ben.Esra'nın morali bozukmuş Efecan'la yine kavga etmişler. Evdeki hava pek iyi değilmiş. Ben de dedim akşam bize gelin kafanız dağılır. Hem babam da geliyor.Bu arada senin arkadaşın gelecek değil mi?" annem hiçbir şey olmamış gibi masaya bardakları yerleştirirken sıkıntıyla bir iç çekmiştim.Şu sıralar Efecan kelimesi duymak istemiyordum.
"Anne sürekli niye Alper abileri çağırıyorsun! Bugün çağırmasaydın bari! "bu sözüme karşılık annem afallamış öylece bana bakakalmıştı.
"Her fırsatta Esra ablalar gelsin diyen sen değil misin şimdi ne oldu!" annem biraz sinirlenmiş gözüküyordu.
"Hayır zaten bugünlerde keyfim yok.Bir de şimdi..." Efecan'ı görecektim. Biraz ondan uzak kalmaya ve kalbimin iyileşmesine ihtiyacım vardı.
" Bir de şimdi ne? Getireceğin arkadaştan mı çekiniyorsun? Ne o yoksa arkadaşın değil mi?" annem birden şüpheyle bana bakmaya başladığında puflamıştım.
"Yemin ediyorum hepiniz fesatsınız!Üstümü değiştirmeye gidiyorum." biraz keyfim kaçmıştı ama yapacak bir şey yoktu. Kabullenmem gerekiyordu.Efecan'ı hayatımdan bir anda söküp çıkaramazdım.Bu duyguyla savaşmayı öğrenmeliydim yoksa çok darbe alacaktım.
Annemle küçük tartışmamızdan sonra odama gitmiştim.Altıma beyaz kumaş bir pantolon giyip üstüme çiçek desenli ve kolu dirseklerde biten bir bluz giymiştim. Ön tarafı biraz açık gibiydi ama çok göze batmadığını düşünmüştüm. Saçlarımı salık bırakıp, küçük yuvarlak bir kolye takmıştım. Elim alışkanlık olarak Efecan'ın benim için aldığı parfüme gitmişti.Bir an duraksamıştım.Bu bir hediyeydi. Anlam yüklemek zorunda değildim. Sadece güzel koktuğu için sıkacaktım.
Hazırlandıktan sonra büyük salona geçtiğimde dedemin geldiğini görmüştüm.Dedem yine o takım elbiselerinin içinde çok havalı duruyordu. Bugün saç sakal tıraşı olduğu belliydi. Güzel hazırlanmıştı.Bazen dedeme bakarken hüzünleniyordum.Saçlarına aklar düşmüştü. Anneannemden sonra baya çökmüştü. İnsan sevdiğini kaybedince ne kadar yıpranıyordu.
