Babamın bakışları bir ok gibi gözlerime saplandığında sırtımı dikleştirdim; fakat gözlerimi kaçırmak zorunda kalmıştım. Eymen'in anlattığı şeyler yangına körükle gitmekten başka bir şey değildi çünkü.
Kötü olan ise, büyük bir tartışma az sonra başlayacaktı.
"Ne diyorsa o." dedim ben de ayağa kalkıp. Öfkelenmiştim, bana bağırdığı için vücudumdaki tüyler diken gibi olmuştu. "Biri saldırmaya çalıştı, aynen Eymen'in dediği gibi." dedim kelimeleri inatla tane tane söyleyerek. Yağız da ayağa kalkmıştı. Rahatsızca babamı izliyordu.
Babam, iyice seyrekleşmiş saçlarına ellerini götürüp, "Delireceğim!" dedi. "Bu ne rahatlık kızım? Bu ne rahatlık he!"
"Baba..." Dişlerimi sıktım. "Bağırmayı bırakıp biraz sakin ol."
Babam derin bir nefes alıp öfkesini kısa bir süre dizginlemeye çalışarak diğerlerine doğru baktı. "Bizi yalnız bırakın." dedi tok sesiyle. Baş başa konuşmak daha mı iyi olurdu, emin değildim. Kollarımı göğsümün üzerinde dolayıp ayağımla yavaş yavaş ritim tutmaya başladım.
"Fetih Amca öy-"
"Bizi yalnız bırakın!" diye sertçe seslendiğinde, Eymen çenesini oynattı. Benim kadar o da şaşkındı babamın öfkesine. Bana mahcupça baktıktan sonra dudaklarını sesi çıkmadan kıpırdattı.