Merhaba!
Yine biz geldik!
Bu bölüm bana göre çok dramatik, çok tutkulu ve çok aşk dolu. Umarım beğenirsiniz.
Ayrıca geçen bölüm verdiğiniz oylar normalde bir haftada o sayıya ulaşırken siz daha yirmi dört saat olmadan o sayıya ulaşmasını sağladınız. Bunun için çok teşekkür ederim.
Bu yeni bölüm önceki bölümün iki katı uzunluğunda. Lütfen yine aynı inceliği göstererek oylarınızı eksik etmeyin.
Yıldızımıza bastıysak o halde başlayalım.💙
Bölüm şarkısı;
Hirai Zerdüş - Çok Özledim Seni🕊
Yıl, 2007
Kulağına çalınan sesleri daha iyi işitiyordu, genç Yağız. Uykulu uykulu gözlerini açarak önce odaya sızan ışığı gördü. Gün aymıştı. Gözlerini ovalayarak iyice ayılmaya çalışırken kafasını biraz daha kaldırdı, yerdeki erkek kardeşi Demir'i gördü.
Demir, beş yaşındaydı. Yere koyduğu defteri rengarenk boyalarla karalıyordu. Bunu yaparken bir dili dışarı çıkmış, oldukça ciddi çalışıyordu.
Yağız, kardeşinin bu haline gülerek, "Pişt!" dedi. Demir, irkildi. Hızla yataktaki abisine baktı. Sonra telaşla, "Of!" dedi. "Uyanmışsın!"
Demir'in tepkisine karşılık daha çok güldü, Yağız. Yatakta doğrulup ayaklarını yere sarkıtarak kardeşine bakmaya devam etti.
"Yoksa bana mı yapıyordun?"
Demir, kafasını hızla iki yana sallayarak defterinin kapağını kapattı.
"Sana falan yapmıyordum!"
Yağız, ellerini hızla havaya kaldırıp, "Tamam şampiyon." dedi. "Kızma, sakin ol."
Demir, nazlanarak omuz silkti. Hırsla bütün boyalarını topladı. Herkesin beğeneceği, herkese sürpriz olacağı bir resim yapmak istemişti; ama abisi şimdiden anlamıştı. Kendisinin ne zaman büyükler kadar zeki olacağını düşünerek ayağa kalktı. Malzemelerini abisi almasın diye çekmeceye bırakırken, Yağız kardeşinin her hareketini keyifle izliyordu. Onun böyle sinirlenince kızaran yüzünü, yükselen sesini duymak hoşuna gidiyordu pek çok kişinin aksine. Sadece bazen annesini yoruyordu ve sanırım bir tek o zaman hoşuna gitmiyordu.
"Yine de şükürler olsun." diye mırıldandı, sessizce. Bugünkü hallerine şükretti. Yemekleri olduğuna şükretti. O yok diye şükretti.
Aklına düştüğünde bile neşesi hemen kayboluyor, içini kara düşünceler dolduruyordu. Bu yüzden izin vermeyip ayağa kalktı. Demir, ona biraz daha nazlanmak için arkasına hızla dönüp odadan çıkarken, Yağız bu kez daha küçük gülümsedi. İç çekerek üzerindeki pijamaları çıkardı, temiz kıyafetleriyle değiştirdi. Sonra yine her zamanki gibi, annesine biraz daha kolaylık olsun diye yataklarını düzelterek pijamalarını katladı.
Çıkmadan odaya son bir bakış attı ve odadan dışarıya çıktı. Bahçeye çıkmadan önce lavaboda ellerini ve yüzünü yıkadı. Kuruladıktan sonra annesini görmek için hareketlendi. Şöyle bir mutfağa bakış attığında annesini göremedi, bahçeye çıktı. Annesi Asuman Hanım her zamanki gibi aynı saatte masayı hazırlamıştı. Masaya son kez göz atıp, "Yağız!" derken Yağız, annesinin karşısına dikildiğinde, "Oy uyanmış mısın oğlum?" diyerek Yağız'ın saçlarını karıştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEVA
Teen Fiction"Benim..." dedim gözlerim anlık dudaklarına kayarken. Etli dudaklarının üzerindeki su taneciklerini diliyle temizlediğinde gözlerim gözleriyle buluştu. "...korumam ol, Kara Yağız."