Bölüm 25 | Mühür

28.6K 2K 581
                                    

Bölümler, her hafta CUMA günü gelmektedir.

Görüşlerinizi ve vereceğiniz voteleri merakla bekliyorum. Yeni bölümlerle ilgili kesitlerden ve başka bilgilerden haberdar olmak için;

İnstagram: _mavinintonuu7

Ve

Twitter: mavinintonuu7

Hesaplarımı takip edebilirsiniz.

🕊

🕊

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


🕊

Tarık, belki de ilk defa mahçup bir oturuş sergiliyordu kahvaltı masasında. Dünden beri gözlerinde gördüğüm bir korku vardı. Az daha Hilal'e yaptığı eziyetler ifşa olacaktı.

"Dün gece neredeyse korkudan altına yapacaktın." dedim alayla karşımda oturan adama doğru. Sabırla nefes alıp kafasını kaldırdı. Şu an yalnızdık. Yağız henüz yanımıza gelmemiş, diğerleri de kahvaltılıkları hazırlıyordu.

"Uğraşma benimle." Rahatsızca ellerini masanın üzerine koyup oynamaya başladı. Derin nefesler verip duruyordu.

"Öğrenecekler diye o kadar korkuyorsun ki... Dün Yağız'ın sana çatık kaşlarla bakması bile seni ürküttü. Sana, 'Emre ne diyor?' diye sorduğunda köpek gibi titriyordun." Gözlerimi kulübesinde yatan Gece'ye çevirip, "Özür dilerim, Gece." dedim.

"Ulan..." Ellerini sıkıp sessizce mırıldandı.

"Önce Gece yaktı seni, sonra Emre. Önünde sonunda patlayacaksın Tarık." Elini dayanamayıp masaya vurduktan sonra öfkeyle yüzüme baktı.

"Peki sen ne olacaksın?" dedi kısık sesle. Buna rağmen sesi öfkeli çıkıyordu.

Tek kaşımı kaldırarak, "Ne olacakmış?" dedim. Histerik bir şekilde güldü.

"Sen bu meseleyi biliyorsun, farkında mısın? Yağız bunu öğrendiğinde seni bağrına basmayacak herhalde!" Rahat tavrım ortadan kalkarken kollarımı çözüp kafamı önümdeki boş tabağa indirdim.

"Ben onunla konuşur, hallederim." dedim. Yine de sesimdeki huzursuzluğu gizleyememiştim. Kafamı tekrar kaldırdım. Bu kez nefretle suratına baktım. "Ama senin yaptığın konuşulup halledilecek bir şey değil."

O da bunun farkındaydı ve ona bunu daha fazla fark ettirmem canını sıkıyordu.

"Anneanne, ekmeği aldım ben!" Emre, bağırdıktan sonra evin içinden çıktığında sırtımı dikleştirdim. Masaya yaklaştıktan sonra ekmek selesini masaya bırakmış, çekinerek yanımdaki sandalyeye oturmuştu. Onun peşi sıra Hilal ve Asuman teyze de elleri dolu şekilde geliyorlardı. Herkes de bir durgunluk vardı. Emre'nin dün gece uykusunda sayıkladığı şeyin ne ifade ettiğini düşündüklerini biliyordum.

MEVAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin