Selam. :)
Meva'ya olan özleminizin ne kadar çok kabardığını duydukça artık buna kayıtsız kalamadım. Bu yüzden size sürpriz bir özel bölüm ile geldim. Ancak ilk ve son özel bölüm, bunu da belirtmek isterim.
Yazarken akıp gittiğini inkar etmeyeceğim, çünkü ben de özlemişim. Bazı sahneleri bilerek geçiştirdim. Sadece neler yaptıklarını, her şeyin yolunda gidip gitmediğini görmenizi istedim.
Ayrıca bu özel bölümde Rüya karakterimiz var. :) Onların hesabını takip edenlerin Rüya'dan haberi var fakat siz okuduğunuzda afallamayın diye önden söyleyeyim istedim.
Bir kez daha ayrıca diyerekten; yarın ve Pazar günü sınava girecek olan arkadaşlarıma, kardeşlerime başarılar diliyorum. Sizlerin yapamayacağı hiçbir şey yok. Fulleyin soruları, toplayın netleri!
Hatalarım varsa şimdiden affola.
Öpüldünüz, iyi okumalar. 💙•
Aşk; kalpte bir bahçeydi ya da zindan.
Aşk; muazzam bir duyguydu ya da öldüren.
Aşk; devaydı ya da bela.
Aşk benim için, kalpteki bir bahçe, muazzam bir duygu ve devaydı. Mutluluğumu en çok da bu duygu sayesinde yakalamıştım. Yetmemişti, aile kurmuştum. Çocuklarım olmuştu.
Bir, iki.
Oğlum ve kızım.
Onlar bizim canımızdı, kıymetlimizdi. Her günümü şükrederek tamamlıyordum. Kocam ve onlar benim için paha biçilemeyecek kadar değerliydi.
"Meva! Sağ, sol! Bozma ritmi!"
"Of!" diyerek beni aşk dolu düşüncelerimden koparan adamın yüzüne bakmaya devam ettim. "Böyle yakışıklı olursan ben nasıl buna odaklanacağım?"
Gözlerini kaçırarak güldü. "Ben senin hareket ettikçe sallanan göğüslerini gördüğüm halde nasıl odaklanıyorsam, öyle." Gülüşünden yüz bularak dayanamadım, kollarımı boynuna doladım.
"Öpeyim mi?"
"Şu an bir işimiz var ama."
Kaşlarımı sahte bir tavırla çattım. "Hani hanımcıydın sen?"
Çapkınca güldükten birkaç saniye sonra kendini toparladı. "Karşında hocan var?"
Omuz silktim. "Hem hocamsın, hem kocam. Öperim!" dedim ve ona fırsat vermeden dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Yağız'ın bir eli belimi sarmaladığında ayak uçlarımda yükselerek onu öpmenin tadını çıkardım.
"Başımın tatlı belası..." Dudakları dudaklarımdan kopup, alnını alnıma yasladığında söyledi bunu. Kıkırdadım. Onunla uğraşmayı, öpüşmeyi, sevişmeyi çok seviyordum. "Hadi hadi... Yeter bu kadar oyalandığın. Devam ediyoruz." diyerek benden bir adım uzaklaştı. Omuzlarım bıkkınlıkla düştüğünde uyarı dolu bir sesle, "Karıcığım..." dedi.
Pes ettim. Tekrar kendimi karşısında konumlandırıp ayaklarımı olması gerektiği gibi hizaladım.
Bu arada ne mi yapıyorduk?
Elimde boks eldivenleri ile Yağız'ın bana öğrettiği teknikleri uygulamaya çalışıyordum. Ancak bu pek mümkün olmuyordu. Karşımda o yakışıklı yüzü ve çıplak gövdesiyle aklım karışıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEVA
Teen Fiction"Benim..." dedim gözlerim anlık dudaklarına kayarken. Etli dudaklarının üzerindeki su taneciklerini diliyle temizlediğinde gözlerim gözleriyle buluştu. "...korumam ol, Kara Yağız."