Kadının saçları rüzgardan sağa sola savruluyordu. Birkaç tutam yüzüne çarptığında parmağıyla tutamları geriye doğru itekledi. Çıktığı teras katında önündeki binaları izledi. En yüksek yer onun olduğu yerdi. Bütün binalar daha alçaktı bulunduğu yerden.
Olduğu yer Meva'nın hayatıydı, başarısıydı, alın teriydi.
Dilinin ucunu dudaklarında gezdirdi yavaşça. Yeni çıkardığı rujun tadını alırken gözlerini yumdu. Bu kadın kendi ayaklarının üzerinde sapasağlam duruyordu. Ayak bağı olan çok insan vardı; fakat karşılarındaki bir kadındı.
Başarılı bir kadın.
Kapalı gözlerinin önünde bir yüz göründüğünde kıvrılan dudakları düz bir hale geldi. Gözlerini yeniden araladı. Kolundaki askıyla bakışıp bir adım attı terasta. Korkuluklara iyice yaklaşmıştı. Şimdi sadece binaların tepesini görmekle kalmamış, tüm yolları, insanları görüyordu.
"Delikanlı Yağız..." diye mırıldandı sessizce. Onu gördüğünden beri aklından bu kelime silinmiyordu. Gözleri alayla kısılırken tekrar anımsadı o günü.
"Beni öldürmek istediler." dedi yavaşça öfkelenerek. Elini sıkmış, yumruk haline getirmişti. "Sen olmasan ölecektim." Minnetle yanı başındaki adama baktığında, adam sırtını dikleştirdi.
"Kim olsa aynı şey-"
"Hayır." dedi lafını keserek Meva. "Kimse aynı şeyi yapmazdı. Sen canın pahasına beni kurtardın." Dudağının kenarı alayla kıvrılırken ellerini arkasında birleştirdi onu kurtaran adam.
"Eğer kişi delikanlıysa..." Belini büktü hafifçe. "...hiç düşünmeden yapar."
"Senin de canın tehlikedeydi. Benim hayatımı kurtardın ve tüm mesele delikanlı olmak mı?" dedi hayretler içerisinde. Sığındığı kelimeye inanamıyordu, Meva.
"Bizim kitabımızda aynen böyledir."
"Bizim kitabımızda aynen böyledir."
Tanıdığı adamın söylediklerini şimdi, burada yalnız başına tekrar etti. Hayatını kurtaran adam İstanbul'un sıkışık mahallelerinden birinde oturuyordu. Oradaki birçok insanın abisi gibiydi. Sevildiğini, sayıldığını artık biliyordu, Meva. Küçük bir elektrik dükkanında çalışarak annesi ve kardeşiyle kaldığı evi geçindirmeye çalışıyordu.
Meva, derin bir nefes aldı. Rüzgar gökyüzünde gözünü alan güneşe rağmen daha şiddetli esiyordu. Hayatında o kadar pürüz varken biri ilgisini çekmişti. Şimdi aklından dahi çıkmıyordu. Ötesi olur muydu, bilmiyordu. Ama aralarında oluşan o elektrik, ikisinden birini çarpacaktı.
Öyle ya da böyle.
Muhakkak.
🕊
SELAM BENİM GÜZEL OKUYUCULARIM.
BİR KURGUM BİTİYOR VE HEMEN YENİSİYLE BİR YOLA ÇIKIYORUM.
BU YOLDA YİNE SİZLERİ GÖRMEK İSTİYORUM. ARKAMDA VARLIĞINIZI HİSSETTİKÇE BİRAZ DAHA SARILACAĞIM KALEMİME.
EVET, ARKADAŞLAR!
YENİ BİR YOLDA, YENİ BİR TARİHTE, YEPYENİ BİR KURGUYLA DEVAM EDİYORUM BU PLATFORMA.
MEVA YAKINDA, SİZLERLE!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEVA
Genç Kurgu"Benim..." dedim gözlerim anlık dudaklarına kayarken. Etli dudaklarının üzerindeki su taneciklerini diliyle temizlediğinde gözlerim gözleriyle buluştu. "...korumam ol, Kara Yağız."