"Az kaldı, Meva Hanım."
Sessizce aynadaki görüntüme baktım. Kuafördeydim, saçlarımı kestirmiştim. Şimdi özenle fön çekiliyordu. Yeni saçım belimin tam ortasındaydı. İş hayatımda daha çok dalgalı kullanıyordum, bu yüzden biraz daha belimin yukarısında kalacaktı.
"Ahu Hanım, bugün çok daha önemli bir gün sanırım." diyen manikürcü kıza aynadan bakış attım. Sarışın bir kadınla ilgileniyordu.
"Evet tatlım, bugün çok ama çok önemli bir gün. Bir adamla kutlama yapacağız."
"Şimdi oldu." Erkan Bey fönlediği saçlarımı öne doğru attı.
"Güzel oldu." dedim, kendimi inceleyip. Yenilenmiş gibi hissediyordum. Bu bana çok iyi gelmişti. "Sadece şu önlerim biraz basık kaldı. Yüzüme yakıştıramadım."
"Hemen hallediyorum." diyerek tarağını ve makinesini yeniden eline aldı. İşini seven bir adamdı.
"Şanslı beyefendiyi merak ettim."
"İnan, çok şanslı... Biraz nazlı biri sadece."
Kadının dediğine gülümsemeden edemedim. Bu dünyada bir tek Yağız öyle sanıyordum.
"Nasıl yani? Anlamadım."
"Imm... Bazı engelleyen şeyler var. Nişanlı olduğu için biraz kendini geri çekiyor."
Kadın, nişanlı bir adamı mı tavlamaya çalışıyordu?
Dudaklarım bükülürken ilgimi saçlarıma versem de kulağım oradaydı.
"Peki adam size yakın davranıyor mu?"
"Yani... İş konuştuk bu zamana dek; ama takılmıyorum bu basit meselelere."
Basit dediği mesele de adamın nişanlı olmasıydı.
"Bugün ona o kadar güveniyorum ki, kazanacak ve biz de bunu kutlayacağız." Hafifçe kıkırdayarak saçlarını geriye attı. "Çok iyi bir otelde oda ayarlattım."
"Sizden korkulur, Ahu Hanım." dedi, manikürcü kız hayretle. Benim de hayret ettiğim çok şey vardı. Mesela nişanlı olan bir adamı ayartmak için bu denli çabalamak... Hayret ediyordum. Bunu rahatça konuşup anlatmak... Daha fazla hayret ediyordum.
"Karya Hanım, hoş geldiniz." Karya ismini duyduğumda istem dışı dikkatim dağıldı. Aynadan kapı girişine baktım. Çok iyi görebiliyordum ve gördüğüm kişiyi tanıyordum.
"Hoş buldum tatlım..." Gözleri etrafta dolaşarak benim oturduğum sandalyeye kaydığında daha dikkatli bakındı.
"Mevacığım?"
Gülümsedim. "Karyacığım." dedim, onun gibi. Açılan fön makinesiyle birlikte konuşamadım; fakat o hiç pes etmemiş, yanıma kadar gelmişti. Dirseğine kadar tuttuğu çantasını kızlardan birine uzatıp bana döndü.
"Bayağıdır göremiyorum seni. Ne tenise geliyorsun, ne de spor salonuna."
Az önceki gibi aynadan onunla göz teması kurdum. "İşler çok yoğun, vakit ayıramıyorum."
"Hadi hadi." deyip omzumu dürttü. "Sevgili yapmışsın gördüm. Sosyal medyada fotoğrafınız vardı."
"Eh, tabii biraz da onun etkisi var. Birbirimize işlerden vakit ayırmaya çalışıyoruz."
Aynadaki görüntümden hoşlanıp Erkan Bey'e teşekkür ederek sandalyemi Karya'ya doğru çevirdim. Şimdi yüz yüze bakıyorduk. Telefonumu elime alıp ayağa kalktım, karşısına dikildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEVA
Teen Fiction"Benim..." dedim gözlerim anlık dudaklarına kayarken. Etli dudaklarının üzerindeki su taneciklerini diliyle temizlediğinde gözlerim gözleriyle buluştu. "...korumam ol, Kara Yağız."