Selam! Ben geldim.
Bölüm başlamadan önce oylarımızı kullandıysak sizi okumak için şöyle alalım. 👇🏻
🕊️
Birkaç gün sonra yine buradaydım. Yağızların evinin hemen yakınlarında. Arabamla sağ yola girsem hemen evlerinin olduğu sokağa girecektim; fakat yapamıyordum. Asuman teyze her ne kadar eskisi gibi olacağız dese de nasıl olunurdu ki? Birazcık bile hissetsem anında dünyam başıma yıkılırdı. Ben de buna cesaret edemiyordum.
Yaklaşık beş dakika önce Demir'in ekmek almak için çıktığını ve geri eve döndüğünü görmüştüm. Bu mesafeden görebildiğim kadar yüzünü görmeye çalıştım. İyi gibiydi.
Yağız'a her gün şirkette sorduğumda, 'Mezarlıktan sonra daha iyi, merak etme.' demişti.
Merak etmeden yapamıyordum işte. Zaten ne olduysa yapamadığımdan, susamadığımdan, dinleyemediğimden başıma gelmemiş miydi?
Kalorifer sayesinde iyice ısınan arabanın içinde bunaldım bir anda. Elimi uzatıp kaloriferi kapattım. O sırada yan koltukta telefonum çalmaya başlamıştı. Bu mesafeden Yağız'ın aradığını görebiliyordum. Sıkıntılı bir nefes verdim. Yana elimi uzatıp telefonu kavradım. Tekrar sırtımı geriye yasladığımda aramayı cevaplayıp kulağıma götürdüm.
"Alo?"
"Güzelim? Neredesin? Seni bekliyoruz."
"Şey..." Ne diyeceğimi bilemedim.
"Meva. Geliyorsun değil mi? Bugün de ertelersen ben seni almaya geleceğim. Hatta bak şimdi montumu giyiyorum."
Omuzlarım düştü. "Gerek yok." dedim. "Geldim. Birazdan oradayım."
"Tamam, kapıyı açıyorum sana."
İçime kaçmış sesimle, "Tamam." diye mırıldandım. Telefonu kapatıp arabayı çalıştırdım. Sağ yola girip Yağızların kapı önüne geldiğimde dediği gibi kapıyı açmış, elleri cebinde tebessümle beni bekliyordu. Olabildiğince ağırdan aldım kendimi. Rahatlamak yerine daha çok gerildim. Arabadan inip bahçeye girdiğimde Yağız'ın tebessümü büyüdü. Ben daha yanına yaklaşır yaklaşmaz kollarını bana sarıp dudaklarımdan öptü.
"Günaydın güzelim." Ben de gülümsemeye çalıştım.
"Günaydın."
Bir kez daha dudaklarımdan öperek gözlerimin içine baktı. "İyisin değil mi?" Sesli olarak yanıt vermek istemediğim için sadece kafamı salladım. "Tamam." Bir elimden tutarak beni kapıya çekiştirdi. "Sana menemen yaptım."
Beraber içeriye geçtik. Montum arabada kaldığı için sadece kol çantamı askılığa astım.
"Geç hadi içeriye."
"Ben bir ellerimi yıkayayım, öyle gelirim." Kaşları havaya kalktı.
"İyi bakalım." Ben yanından geçip banyoya yürüdüğümde onun da geldiğini gördüm. "Bakma öyle. Elini yıka birlikte odaya geçeceğiz." Kaçtığımı anlıyordu. Pes ederek ellerimi yıkadım. Sonra onunla beraber oturma odasına geçtik. Masadaki gözler bana döndüğünde Asuman teyze ve Hilal gülümsemişlerdi.
"Hoş geldin. Geç kızım otur yerine." Sanki bu eve ilk defa geliyormuş gibi çekinerek sandalyelere adımladım.
"Hoş buldum." Yağız, benim için Demir'in tam karşısında olan sandalyeyi çekince bir şey diyemedim. Oturmak zorunda kaldım. Demir'e baktığımda bana bakmıyor, sadece önündeki boş tabağı izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEVA
Teen Fiction"Benim..." dedim gözlerim anlık dudaklarına kayarken. Etli dudaklarının üzerindeki su taneciklerini diliyle temizlediğinde gözlerim gözleriyle buluştu. "...korumam ol, Kara Yağız."