Merhaba.
Finale çok az kaldı. Bir yandan üzülüyor; ama bir yandan da onların her şeyi yoluna koymasına seviniyorum.
Kaos yok, bir olay yok. Bu yüzden bölümler artık her zaman yazdığımdan biraz daha kısa olacak. Neden bölüm kısa diye soracak olursanız, cevabını şimdiden vereyim dedim.
E madem finale az kaldı, oylarınızı eksik etmeyin lütfen. Her bir beğeni benim ve kurgum için bir destek.
İyi okumalar.💙
🕊️
Yeniden başımı Yağız'a çevirdim. Dudakları kıvrılmıştı. Benim dışımda hiçbir şeye bakmıyordu. Biraz sonra nasıl bir tepki vereceğini bilmeyerek son kez uçuruma baktım. Son kez haykıracaktım ve bir daha buraya asla ayak basmayacaktım.
"Ben," Sesim titredi. "Ben..." Kalbim ağzımda atıyordu. Günlerdir bunu söylemek için beklemiştim ve şimdi Yağız'ın beklemediği anda haykıracaktım. "Ben-" Alt dudağımı dilimin ucuyla temizleyip gözyaşımın o tuzlu tadını aldım ve elimi karnıma yerleştirerek boğazım yırtılırcasına bağırdım. "Ben hamileyim!"
Baktığım o uçurum, yıllar sonra anlamlı hale geldi. Gözyaşlarımı durduramazken elimle karnımı okşayıp yutkundum. Yağız'dan ses gelmemişti. Kalp atışım daha çok hızlandığında kafamı ona çevirdim. Dudakları aralanmış, şok içinde bana bakıyordu. Haklıydı. Düğünden iki gün önce öğrendiğimde ben de şok olmuştum.
"S-sen," Sesi titredi, bir kelime bile ağzından düzgün çıkamadı. Gözlerini kırpıştırıyor, dediğimi idrak etmeye çalışıyordu. "Meva, sen..." Yüzümde olan bakışları, okşadığım karnıma değdi. Dondu, kaldı. "Hamile..."
"Evet." dedim, burnumu çekerek. "Hamileyim, aşkım." Göğsü hızla inip kalkıyordu. Ne yapacağını bilmiyor gibi görünüyordu. "Sen, baba oluyorsun." Sendeledi. Gözlerini hızla gözlerimle buluşturdu. Ağlayacak gibi bakıyordu bana.
"Olamaz. Olamaz ki..."
"Düğünden iki gün önce öğrendim. Ben de inanamadım; ama hamileyim işte. Karnımda..." Gözleri tekrar karnıma değdi. "Bebeğimiz var." Dudakları titriyordu. Hayır, hayır. Bedeni tamamen titriyordu.
"Bizim?" deyip eliyle karnımı gösterdi. "Bizim bir bebeğimiz oluyor... Sen hamilesin yani..." Başımı hızla salladığımda elleriyle kendine gelmek için yüzünü sıvazladı. "Ben," dedi, olduğu yerde hareket edip. Çevresinde yavaşça dolaştı, tekrar inanamıyormuş gibi bana baktı, durdu. "Ben baba oluyorum?" Yine başımı salladığımda gözyaşlarıyla beraber dudakları kıvrıldı. "Ben baba oluyorum, Meva!" diye bağırdı bu kez. Öyle yüksek sesle bağırmıştı ki, sesi yankılanmıştı. Duyduğum ses, oturup daha çok ağlamama sebep olacak olsa da bunu yapmamak için dayandım. "Ben baba oluyorum! Baba!" Hızla yanıma geldi. Beni bir anda kucağına alınca ellerimi panikle omuzlarına sardım. "Baba oluyorum ya! Baba! Çocuğumuz oluyor bizim!" Az önce ağlayan adam, şimdi kahkahalarla bağırıyordu.
"Yağız!" Onun mutluluğuna ortaktım. Beni kucağında bir tur çevirerek durduğunda heyecanla yüzüme bakıyordu.
"Meva, çocuğumuz oluyor, farkında mısın?" dedi.
Gülümseyerek başımı salladım. "Evet, hayatım!"
"Allah be!" Beni içine sokar gibi sıkıca sarılırken onun kahkahalarına eşlik ediyordum. Hâlâ kulağımın dibinde, baba olacağına dair cümlelere fısıldarken bir elimle gözyaşlarımı sildim. "Öyle güzel anne olacaksın ki!" Benden ayrılsa da kollarını bedenimden çekmedi. "Meva yalnız ben hâlâ inanamıyorum! Korunuyorduk. En azından sen hap kullanıyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEVA
Teen Fiction"Benim..." dedim gözlerim anlık dudaklarına kayarken. Etli dudaklarının üzerindeki su taneciklerini diliyle temizlediğinde gözlerim gözleriyle buluştu. "...korumam ol, Kara Yağız."