Telefondan yükselen müziği mırıldanarak çalışma masamın üzerindeki maskarayı alıp tekrar boy aynasının karşısına geçtim. En yeni çıkan ve tutan maskaramı kirpiklerime değdirip kıvırmaya başladım.
"Ne ürün yapmışım be!"
Tek tek ayrılan ve kıvrık görüntü sağlayan maskarayı övmesem olmazdı. Sonuçta bir MV markasıydı.
"Sarsıntılar dağıtsın bizi gel..."
Şarkıyı tekrar mırıldanarak masama dönüp bu kez kahve tonlarındaki rujumu aldım. Aynaya döneceğim sırada kapım tıklatılıp açıldığında içeriye giren sevgilimi gördüm. İçeriye adım atıp kapıyı peşinden kapatırken keyifle, "Ateşle barut ah yan yana durmaz!" deyip şarkının tam nakarat kısmına eşlik ettim. Bu onu güldürmüştü. "Gönül dilinden anla biraz!"
"Anlamıyoruz sanki." diyerek yanıma adımlarken rujumla beraber boy aynasına döndüm. Kapağını açıp dudaklarıma doğru değdirmek için hareketlenirken arkadan kollarını karnıma doğru uzatıp beni sarmaladı. Burnunu saçlarıma gömerek, "Çok güzel olmuşsun." dediğinde bundan mutluluk duydum.
"O zaman bugün çok nazar değecek desene sen."
Burnunu saçlarımın arasından çıkararak aynada gözlerimizin kesişmesini sağladı.
"Okuttururuz, bir şeyin kalmaz." İstikameti bu defa yanağımdaydı. Bu kez yanağımı öperken, "Yağız..." diye sızlandım. "Hayatım rujumu süreceğim!"
"Sür." dedi, tek kelimesini uzatarak. "Ben sana engel miyim?"
"Şu an evet."
Sıkıntılı bir nefes vererek dudaklarını yanağımdan çekip tekrar aynada kesişti gözlerimiz. Oyalanmak istemediğim için bu kez ruju daha kolay dudaklarıma dokundurdum. İstediğim gibi sürdüğümde kapağını kapatıp Yağız'ın kolları arasında tamamen ona döndüm. Bundan memnuniyet duyarak ileriye adımladığında mecbur kalıp ben de geriye yürüdüm. Sırtım aynaya yaslandı. Yağız, dudaklarıma yönelip beni öpmek için harekete geçtiğinde hızla yanağımı ona çevirdim. Dudakları yanağıma değmişti. Geri çekilince, "Ne yapıyorsun?" dedim. "Yeni sürdüm rujumu."
Omuz silkti. "Bir daha sür, ne olmuş?"
"Geç kalacağım ama. Asuman teyzeyle birlikte gitmek istiyorum. Kadından sonra gitmeyeyim oraya."
Dudakları bükülürken kafasını biraz geriye çekti. "Sen bayağı bayağı güne gideceksin."
"Şaka yaptığımı mı sanıyordun?"
"Şaka değil de," deyip dilini dudaklarının üzerinde gezdirdi. "Böyle işini gücünü erteleyip güne gideceğini düşünmezdim."
Yağız'a katıldığım bir noktaydı bu. Dediği gibi resmen işlerimi güne gitmek için ertelemiştim.
"Asuman teyze söyleyince hayır mı deseydim?"
"Annem sana gel demedi ki."
"Ama komşularının benim de gelmemi istediğini söyledi. Gelin kayınvalide bir şov yapmazsak olur mu hiç?"
Gözleri kısılacak şekilde güldü. "Şov mu?"
"Evet. Bunlar ne güzel gelin kayınvalide diyecekler, göreceksin."
"Hım..." diyerek burnunu burnuma sürttü. "Şaka bir yana çok nazar alma üzerine... Sonra biz uğraşıyoruz." Dudaklarını dudaklarıma bastırıp rujumu bozmazdan öptü beni. Tekrar uzaklaştığında içi gidiyordu bana bakarken. "Sıkılırsan söyle, seni kurtarmaya gelirim."
"Sanmıyorum."
Eğlenceli olabileceğini düşünüyordum. Eğer Derya gelirse bu işin boyutu değişebilirdi tabii.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEVA
Dla nastolatków"Benim..." dedim gözlerim anlık dudaklarına kayarken. Etli dudaklarının üzerindeki su taneciklerini diliyle temizlediğinde gözlerim gözleriyle buluştu. "...korumam ol, Kara Yağız."