Bölüm 41 • Kara Defter Kehaneti

16.6K 1.6K 794
                                    


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ali Pars

23 Temmuz 2020
08.42


Hayat yanılmalar bütünüydü.

Kazandım sanırken kaybetmelerle dolu anlar, birbirleri üzerine eklendiğinde geçmiş oluşuyordu. Geçmiş. Geçmişim kutulara doldurulsa en çok yeri yanılmalar kaplardı.

Bana ait olduğu söylenen, olmadığına bin yemin edebileceğim evin kapısında dururken, öfkemin közlenmesini bekledim. O eve karanlık gözlerle girersem, çıkarken bir pişmanlık daha eklerdim geçmiş kutularına.

Şimdi dönsem aylar öncesine, geçsem o bilgisayarın başına, o maili yine atardım. Atlas saklandığı balonun içinde nefessiz kalıp kendi sonunu hazırlamadan önce müdahale etmem gerekiyordu. 6 Haziran'ın hesabını sorması gereken tek ben değildim. Atlas'ın o gün işin içinde olan herkesle yüzleşmesi, hepsiyle kanunlar önünde hesaplaşması, eline kalan son kurşunu da bana sıkması gerekiyordu.

Plan kusursuz değildi. Ahmet Ümit bir konuda haklıydı, kusursuz plan yoktu. Diğer konuda ise yanılıyordu, kusursuz uygulayıcı da yoktu. Doğal akışı bozulan her şey yapaylaşırdı. Yapaylaşan her şey gerçeğin içinde sırıtır, kendini belli eder, çoğu zaman ise rezil ederdi. Planın kusursuz olduğu yanılgısına hiç kapılmamış olmama rağmen saptayamadığım gerçekler dişlilere takılmıştı. Planı kusursuz uygulayacağım yanılgısına ise kapılmıştım.

Evin içine girdiğimde kusursuz yapaylık kavramının mümkün olabildiğine bir kere daha şahitlik ettim. Karanlık tepenin ortasına dikilmiş, etrafı sürüngenlerle çevrili bir kaleyi andırıyordu. Kötü kralın kalesi...

"Ali?"

Gülcan Abla arkamdan seslendiğinde durdum.

"Oğlum hoş geldin."

Bu eve hoş gelinmezdi.

"Babam buralarda mı?"

"Yukarıda," dedi Gülcan Abla. "Annenin yanında."

"Desene çekirdek ailemiz için keyifli bir sabah olacak."

Merdivenleri atlayarak çıktığımda annemin odasına yöneldim. Kapıyı şöyle bir tıklatmamın ardından ittim. Annemin sırtı kapıya yüzü pencereye dönüktü. Babam ise hemen yanındaki koltuğa kurulmuş elindeki tabletle uğraşıyordu. Bakışları kapıya çevrildiğinde şaşkınlığı yüzünden okundu.

"Ali?" Oturduğu yerden kalktı. "Bir sorun mu var?"

Odanın ortasında durduğumda farkındalıkla irkildim. Buraya ulaşana kadar aklımda dönüp duran cümlelerin her biri, geçmiş kutularına bir yenilgi daha ekliyordu.

Kırmızı HaziranHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin