Bölüm 60 • Karanlığa Esir Günışığı

8.3K 512 259
                                    


Holaaa,

Instagram'da bunun Atlas'ın yaşadıklarını ve Taşkıran olmasını anlatan bir bölüm olacağını söylemiştim. Okuyacaklarınız bu bölüm ile sınırlı kalmayacak. Atlas'ın Görkem ile yapacağı anlaşmayı ve bu anlaşmaya nasıl ikna olduğunu yazacağım bir bölüm daha gelecek ama hemen bu bölümden sonra değil. 61'de yeniden güncelde olacağız. 

Sevgiler, öpücükler...

İrem Pelin xx

🩸

Süresiz günlerin karanlığından beni çekip alan Pars olsaydı, ne olurdu?

Süresiz günler bitti. Kaçıp saklandığım günler de öyle... Her şey bitmeye mahkûmdu. Yazlar, oyunlar, oyun arkadaşlıkları ve aşklar.

Hepsi bitmişti. Ben bitmiştim. Pars bitmiş miydi? Kolları etrafımı öyle sıkı, öyle güçlü, öyle bırakmamak üzerine sarıyordu ki bitmemiş olmalıydı. Bir tek Pars, bir tek o bitmemeliydi.

Benden geriye ne kalacaktı?

Oyunlar mı? Şarkılar mı? Anları ölümsüz kılmak uğruna çektiğim fotoğraflar mı?

Hiçbiri değil.

Benden geriye Pars kalacaktı.

Dakikalardır tuttuğum nefesimi bırakırken kokusunu içime çektim. Bana daha sıkı, tüm korkularımı savuşturacak kadar güçlü sarıldı. Karanlığın içine sızıyordu sesi, kokusu... Pars beni karanlıktan çekip almak için mi gelmişti?

"Pars..." diye fısıldadım, dudaklarım boynuna değerken.

"Buradayım."

Fısıltısı saçlarıma çarpıp içime yayıldığında korkumun yerini yenisi aldı. Kollarının arasından çıkmaya çalıştığım "Kal," dedi.

Sessiz kabullenişim saçlarımın üzerine bırakılan belli belirsiz öpücükle ödüllendirildiğinde içimden geçirdiğim aynıydı.

Kal

"Atlas..."

Pars'ın sesini bir kez daha duyduğumda zihnimdeki sis dağılmaya meyletti.

"Korkma."

Bir hareketlilik oldu. Pars benden uzaklaşmadı ama kıpırdadı, hemen sonra fısıldayan sesinden daha tok çıkan bir sesle "Susturun şu havai fişeği" diye bağırdı. "Onat! Ulaş şunlara."

"Deniyorum."

"Acele et!"

Kalabalık seslerden irkildiğimde aynı hareketlilik tekrar yaşandı. Aklım giderek karışıyordu. Pars burada mıydı? Bana sarılan o muydu? Yoksa ben yine bana sarılanın Pars olmasını mı umuyordum?

"Karşıdan geliyor ses. Tamam, halledeceğim ben."

Biri konuştu. Onat olmalıydı. Onat buraya ne zaman gelmişti?

"İklim..." dedi, Pars. Sesi yakındaydı ama bu kez bağırmamıştı.

Biri, belki Pars, beni omuzlarımdan tuttuğunda irkildim. Hemen sonra başka bir ses duyuldu, çok yakından bir gürültü koptu. Kulaklarımı kapatıp sesten kaçmaya çalıştığımda etrafımdaki hareketlilik arttı.

"Murat'a söyle arabayı getirsin. Hastaneye gidiyoruz."

Masanın altına girmeye çalıştığım sırada sırtım sert bir yere çarptı.

Kırmızı HaziranHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin