Bölüm 64 • Görkemli Balo Fiyaskosu II

1.3K 165 134
                                    


🩸

"Listenin başında kim var Atlas?"

Onat'ın suçlayıcı bakışlarının muhatabı bu kez bendim ve bedenimi saran paniğin yanında onun ne düşündüğü önemsizdi.

Korkuyla aralanan dudaklarımdan tek bir isim döküldü.

"Pars."

Onat'ın kaşları havalandığında "Yapabilirler mi?" diye sordum korkuyla. "Pars'ı alabilirler mi gerçekten?"

İnanç arkasındaki duvara yaslanmış ve düşmemek için tutunuyordu. "Sarnıcı boşaltmalıyız," dedi zorlukla.

"İmkansız!" dediğim sırada kapının önünden Göktuğ'un yüksek sesi duyuldu. "Atlas seni İnanç'a bak diye çağırdım sen de kayboldun. Bu ne saçmalık böyl-" Yüzlerimizi gördüğü an kaşlarını çatarak sustu. "Ne dönüyor burada?"

"Atlas, mecburuz," dedi Onat. "Eğer oraya ulaşırlarsa önce Pars'ı alırlar."

"Sorun ne?" Göktuğ yanımızda durduğunda gözleri İnanç'ı bulmuş ve kaşları hayretle havalanmıştı. "Senin neyin var? Bayılacak gibi görünüyorsun."

Düşünmeye çalışıyordum. Bir çözüm bulmak zorundaydım. Sarnıçtaki kimse bu baskından haberdar olmamalıydı. Bu gece fiyaskoyla sonuçlanmayacaktı.

"Atlas," dedi İnanç, yüzü fiziksel acı çekiyormuş gibiydi. "Görkem'e haber vermemiz lazım. Başka bir çıkış yolu yok."

"Düşünüyorum."

"Ya neyi düşünüyorsun? Konuşsanıza, ne oluyor?"

"Polis geliyor," dedi Onat.

"Ne demek polis geliyor? Hem niye geliyor, bin yıldır yaptığımız balo bu ne yaptık sanki adam mı öldürdük? Hayır bilmediğim bir cinayet işlendiyse bana da söyleyin bayılırım gizem çözme oyunlarına."

"Göktuğ sus bi' dakika!"

"Puanı fazla düşük birine göre fazla kabasın Atlas."

Derin bir nefes aldım ve ona döndüm.

"Ne kadar hızlı olay çıkartabilirsin?"

Gözleri kısıldı. "Bu ne saçma bir soru ya? Çok hızlı da olay çıkarabilirim çok yavaş da."

Bağlantıyı kuramadığından anlamsız gözlerle bakıyordu ama şu an bana gerçekten lazımdı. Bir an önce benimle aynı noktada olması gerekiyordu.

"Baloda sorun çıkması lazım Göktuğ. Küçük küçük sorunlar ama çığ gibi büyümeliler. Yapabilir misin?"

"Saçmalama Atlas, bu baloda bir kere daha sorun çıkarsa abim bizi mahveder."

Göktuğ'un bir kere daha demesi zihnimde bir şimşek çakmıştı. Nasıl yapacağımı biliyordum, sadece biraz zamana ihtiyacım vardı.

"Aklında ne var?" diye sordu Onat. "Polis yakında burada olacak, eğer onları oyalayıp dikkat dağıtmayı planlıyorsan..."

"Göktuğ," dedim, Onat'ın sorunu cevapsız bırakarak onu önüme çektiğimde. "Söylediğim her şeyi çok net anlamanı istiyorum. Büyük salonda büyüyecek küçük sorunlar çıkarmalısın. Yapabilir misin?"

Gözleri kısıldı ve "Atlas," dedi. "Abim Taşkıran balosunun bir kere daha skandalla sonuçlandığını öğrendiği-"

"Atlas istedi dersin. Sorumluluğu alıyorum. Sen sadece yapabilir misin onu söyle?"

Kırmızı HaziranHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin