Bölüm 45 • Anlık Gezegen Tutulması

15.8K 1.2K 1.3K
                                    

Holaaa,

Umarım herkes iyi ve sağlıklıdır.

Instagram hesaplarının bölümlerle eş gittiğini bir kere daha söylemek istedim.
Karakter hesaplarını takip etmek isterseniz, profildeki linke tıklayarak Kırmızı Haziran hesabının takip ettiklerine bakabilirsiniz.

Kendinize çok iyi bakın ve kendinizi öpün.

Sevgilerle...

İrem Pelin xx 

🩸

Pars'ın giyinme odasında, açık dolapların önünde öylece duruyordum. Muhtemelen beni karıştırmak istemeyecekti ama ona bırakırsam, kot ve tişört giyecekti. Tamam, sıradan bir anda kot ve tişört ile de yeterince iyi görünürdü ama bu gece sıradan bir anda değildik.

Düşman topraklarına sızacaksak, savaş boyalarımız göz alıcı olmalıydı.

Askıların arasında parmaklarımı dolaştırıp deri yakalı bir gömlek çıkardım. Hoş görünüyordu, kesinlikle Prada botları ve gümüş yüzükleri ile iyi bir kombin olabilirdi ama Pars'a bu sıcakta gömlek giydirebileceğimi sanmıyordum. 29 yaşından sonra gömlek edinmiş birinin üzerine çok gidilmemeliydi.

Göleği askıya geri bırakıp kolları ve ön kısmı baskılı pilot ceketlerinden birini çıkardığımda Pars odaya girmişti. Elimdeki ceketi bırakıp siyah, arkasında Japan yazan timsah desenli olanı aldığım da ise dolabın önüne ulaşmıştı.

"Kendi elbiselerinden sıkıldın mı?"

Yüzümü buruşturdum. "Mümkün değil."

"O elindekini giymeyeceksin yani..." Elimdeki ceketi tekrar askıya astığımda bana baktı. "Güzel, onu seviyorum."

"Senin için bakıyorum, kendim için değil."

"3 yaşımdan beri kendi kıyafetlerimi seçebiliyorum Atlas, yardımın için teşekkürler."

Bir adım geriye çekilip kollarımı göğsümde bağladım. Çenemle, kapıları açık dolabı işaret ederek "Seç de görelim," dedim.

Manasız bir restleşmenin içinde olduğumuzun farkındaydım. İstediğinde nasıl iyi görünebildiğini biliyordum ve keyfi yerindeyse bunun için öyle çok efor harcamasına gerek bile kalmazdı. Uzun yıllar dövüşmenin sağladığı ayrıcalıkları bedeninde göz alıcı bir güzellikte taşıyordu. Kaşı gözü de azımsanmayacak ölçüde güzeldi. İşin içine bir de gümüş yüzükler ve dövmelerle süslediği elleri girince, gözlerin üzerinden çekilmesi imkansız oluyordu.

Ve tüm bunlardan daha önemli bir şeye sahipti... Özgüvene. Kendinin farkında olmanın verdiği enerjiyle hiçbir kumaş yarışamazdı. Pars bir bakışıyla, bir gülüşüyle tüm ilgiyi üzerine çekebilecek insanlardandı.

Tişörtünü ensesinden tutup çekerek çıkardığında gözlerimi onu ezbere almak istercesine üzerinde tuttum. Kemerini çözüp kotu çıkardığında da gözlerimi üzerinden çekmemiştim.

"Ne seçtin?" diye sorduğumda bakışları bana dönmüş ve her neyin peşindeysem bırakmamı ister gibi bakmıştı.

"Beni izlemeye devam mı edeceksin, yoksa hazırlanacak mısın?"

Omuz silktim. İzlemeye devam edecektim.

Çorap çekmesinin içinden, fitilli koyu kırmızı bir çorap çıkarıp çoraplarını değiştirdi. Sırtını bana döndüğünde omzumu duvara yaslayıp onu geniş geniş geniş süzdüm.

Krem rengi, keten pantolonun üzerine, beyaz Supreme logolu bir tişört giydi. Ortada duran çekmeceli bölmenin üstünü açtığında ise bir süre kaşlarını hafifçe çatarak bekledi. Ne seçecekse buna diğerlerinden birkaç saniye fazla harcamıştı. Boynundaki kolyeleri çekmeceye bıraktığında, ucunda ne olduğunu seçmediğim uzun ince zincir kolye taktı. Muhtemelen oyalanarak beni başından savmak istiyordu ama kesinlikle son dokunuşa kadar bekleyecektim.

Kırmızı HaziranHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin