175. Bölüm

22 3 31
                                        

Tim Burhan lafını duyunca morali bozulur.

Utku: Allah yardımcınız olsun!

Bozkurt: Sağol!

Utku gidince Fırat yanlarına gelir.

Fırat: Komutanım siz daha görevden yeni dönmediniz mi? Hemen tekrar göreve mi gönderiyor?

Erkan: Fırat ne diyorsun oğlum ne görevi?

Fırat: Allah yardımcınız olsun dedi yaa.

Hasan: Burhan Binbaşı eğitim yapacak.

Fırat: Allah yardımcınız olsun komutanım😅

Erkan: Sağol.

Hazırlanıp eğitim sahasına giderler.

Burhan: Artık haberiniz var yani.

Erkan: Neyden?

Burhan: Hem Murat'ın şehit olduğundan, hem de Yiğit'in şehit çocuğu olduğundan.

Erkan: Var komutanım.

Burhan: Ama öyle normal bir çatışmada şehit olmadı, hikayesi var. Yatın yere 1000.

Onlar şınav çekerken Burhan başlarında dolaşarak anlatmaya başlar.

Burhan: 14 Ocak 2022 saat 00.45. Murat görev yerinden ayrıldı. Yolda Yusuf'a mesaj atmış, Yusuf dinlememizde bir sakınca var mı?

Yusuf: Y-yok, yok.

Sesli mesajları dinletir. Yusuf ve Yiğit'in içi cız ediyordur. Burhan sonra yazdıklarını okur.

Burhan: Komutanıma intikam alamadan duramadı dersiniz. Murat sonrasında 45 itin ve 3 masum çocuğun bulunduğu taştan yapının etrafındaki itleri öldürmeye başladı. Bitti derken içerideki 26 itin arasına girdi ve çocuklara siper oldu. Çocuklar bir sıyrık bile almadan kurtuldu. Murat ise 45 iti de indirmiş ve 26 kurşun yemişti. Çocuklar askerleri çağırdığında artık çok geçti... Ama yine de, Vatan sağolsun!

Bozkurt hep bir ağızdan gür sesle bağırdı.

"VATAN SAĞOLSUN!"

Burhan: Birkaç gün önce de komada olan tim komutanları Alper Yüzbaşı şehit olmuştu. Murat onun da intikamını almış oldu. Yusuf iyi misin?

Yusuf: Çok... garip bir his komutanım.

Burhan: Tabi üzüldüm diyemiyorsun. Yiğit sen?

Yiğit: Abim şehit olunca ne hissettiysem onu.

"Şah İsmail'in Yavuz Sultan Selim'e gönderdiği hediye gibi hissediyorum komutanım."

Burhan: Hatırlıyorum o günü, senin o cevabın yüzünden şehidin önünde güldü lan tüm bölük!

Yiğit: Ama komutanım şimdi küfür edemiyorsam tarihten gitmem gerekir.

Burhan: Kürşat anladın mı?

Kürşat: Biliyorum komutanım İran şahı Yavuz Sultan Selim'e insan dışkısı yolluyor hediye olarak. Sonra da Yavuz Sultan Selim buna lokum gönderip "Herkes kendi yediğinden ikram eder." Diyor.

Burhan: Türkistanlı bunları sana kim öğretti çok merak ediyorum.

Kürşat: Diksiyon hocası anlatmıştı. Küfür etmeden nasıl anlatırız diye.

Burhan: Garip çocuksun olm ya. Senin doğum günün ne zaman?

Kürşat: 四月九日. Pardon komutanım Türkçesini unuttum 9 Nisan yani. Bana böyle ezberlettiler.

Burhan: 13 dil biliyorsun bi zahmet unut bazılarını.

Kürşat: Komutanım öğrenince unutulmuyor.

Burhan: KAÇ OLDU BEYLER SAYSANIZA!

Mustafa: 1, 2, 3, 4...

Eğitimden çıktıklarında herkes yorulmuştu. Odaya girdiler. Erkan eline bir kitap aldı ve son sayfasını gösterdi.

"Eğer şehit olduysam anneme 'Oğlun en mutlu olacağı yere gitti gelmeyecek.' dersiniz. 'Sen olsan gelir miydin peygamberin sofrasından?' deyin. "Al bayrağın dalgalandığı her yerde oğlunu görebilirsin." deyin. "Oğlun Atatürk'ün yoldaşı oldu." deyin. Ve siz de bilin geri kalan 3 abim: Kardeşiniz sizin taktığınız lakaplara hiç kırılmadı, beni kırmadınız ve bunun için üzülmeyin. Çünkü özellikle Yiğit'in eve gidince gözleri kızarana kadar ağlayacağına eminim.
-Astsubay Kıdemli Çavuş Murat Çelikkol 08/05/2016"

Yiğit: O zamanlar kıdemli çavuşmuş, şehit olduğunda üstçavuştu...

Yusuf: Annesi de yaşamıyor ki yazığın...

Kaan: Ben çıkabilir miyim?🥺 (Ben de ağlıyorum bu arada)

Erkan: Çıkabilirsin.

Kaan ilk defa timin yanında ağlamak üzereydi. Tuvalete gitti ve elini yüzünü yıkadı. İntihar ederken, kolunu keserken, kurşun yiyince hiç ağlamamıştı ama şehit mektupları, yazıları çok duygulandırıyor be...

514 kelime daha boş bi bölümdü.

2 bölüm birden atacağım.

4 KAHRAMAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin