Saat 09.45
Yiğit kapıyı çalar. Halime açar.
Halime: Hoş geldinizzz- Sena nerede?
Yiğit: Anne içeri geçelim anlatacağım.
Halime: N-ne oldu ki?
Yiğit: Sakin ol ikisi de çok iyi inanmazsan Yusuf'u ararsın.
İçeri geçer ve otururlar.
Yiğit: Anne şimdi ben normal bir şekilde gidiyordum. Birden tır geldi, Yusuf ve Sena'nın oturduğu yerden çok hızlı vurdu...
Halime: 😟
Yiğit: Yusuf'un yüzü gözü kan içindeydi ve dışarı çıktı, Sena ise bayılmıştı, her yeri kandı. Ben şoku atlatana kadar Sena ölebilirdi...
Halime: 🥺
Yiğit: Anne Sena iyi merak etme, Yusuf olmasaydı belki olmayacaktı... O hemen arabadan inip Sena'yı uzaklaştırdı, ambulansı aradı. Hiç korkmuyor, sanki her gün kaza yapıyor gibiydi. Sesi çok kötüydü. Sena'yı ameliyata almışlardı hastaneye geldiğimizde. Çıktığında yoğun bakıma aldılar. Ben de sana ne diyeceğimi düşünüyorum bir de çok kötüyüm hani. Biraz fazla zaman geçti, birden makineden sesler gelmeye başladı, doktorlar içeri girdi müdahale ediyor falan, ağlıyorum anne çok küçük daha, ölmemeli. Yusuf sakinleştirdi işte. Sena da normale dönmüş. Saat 12 gibi uyandı, odaya geçtik. Şimdi hastanede. Seni bırakıp göreve döneceğim, operasyondan çıktım.
Halime: Off oğlum ya.
Yiğit: Gel gidelim.
Arabaya bindirdi yine. Bu sefer aşırı dikkatliydi. Hastaneye geldiler, doktoru Sena'ya bir şeyler soruyordu.
Doktor: O zamaan, Suudi Arabistan'ın başkenti?
Sena: Riyad.
Doktor: Doğru.
Sena: Dünyanın en kalabalık şehri?
Doktor: Pekin?
Sena: Hayır Tokyo.
Yiğit: Papatyam biz geldik.
Sena: Anneee!
Halime: Kızımm nasılsın?
Sena: İyiyim, hatta şimdi hastaneden çıkıp okula gitmek istiyorum çok sıkıldım.
Yiğit de doktorla konuşuyordur.
Doktor: Çok akıllı bir kız, kiminle nasıl konuşacağını biliyor, araştırmacı ve galiba coğrafyaya ilgisi var.
Yiğit: Evet, benden iyi bilir. Teşekkür ederim ilgilendiğiniz için.
Doktor: Rica ederim.
Doktor çıktı.
Yiğit: Anne ben gidiyorum, 1 saatlik izin almıştım albay cezayı basar.
Halime: Tamam oğlum ben buradayım sen git.
Yiğit karargaha döner.
Saat 10.20
Kürşat'a yine bir şeyler olur. Yanında kimse yoktur, ölürse de yalnız ölecektir... Türkistanlı dayanmalı, daha öz yurdunun kurtulduğunu göremedi...
Doktor çok uzun süre uğraştı, umut yok gibiydi... Sonuç alamayınca vazgeçti.
Kapıya yöneldi, açacakken...
Bir umut sesi... Kürşat yaşıyordu! Çin'e hesap sormadan, yurdunu kurtarmadan gidemezdi!
Yoğun bakımda hâlâ, uyanana kadar orada yatacak. Maviş gözlerini açtığı zaman her şey normale dönecekti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
4 KAHRAMAN
ActionTavsiye etmiyorum, ilk 6 bölüm utançtan silinmiştir Cringe seviyesine göre 50-100 arası başlanabilir