4 KAHRAMAN

156. Bölüm💙❤

Demir otururken yerdeki büyük taşa yumruk atıp kafasını sırtını yasladığı yere yaslar. Yusuf bu sefer yanına gider.

Yusuf: Komutanım vatan sağolsun senin suçun yok.

Demir: Yusuf git abicim kırmak istemiyorum seni.

Yusuf gider. Demir kahkaha atmaya başlar.

Mustafa: Delirdi galiba.

Erkan: Yusuf git bak şuna.

Yusuf yine Demir'in yanına gelir.

Yusuf: Komu-

Demir: Sus Yusuf sus😂

Yusuf: Abi iyi misin?

Demir: Var yaa bok gibiyim desem yeridir Yusufki.

Yere düşer.

Yusuf: Komutanım iyi misiniz?

Demir: Yusufki kaldırma beni biraz kalacağım burada.

Yusuf: Peki...

Yiğit'in yanına gelir. Yiğit dikkatle Kaan'ı izliyordur.

Yusuf: Ne oldu?🤨

Yiğit: Yusuf bir dakika.

Kaan'ın yanına diz çöküp nefesini kontrol eder.

Yiğit: Musti sen de bir baksana!

Bayrağı almıştır.

Mustafa: Komutanım çok hafif nefes alıyor, geri dönecek!

Demir'in ısrarı olmasa belki şehit olmuştu. Mustafa, Kaan normal nefes alana kadar devam eder. Sonra o da Demir gibi yere sırt üstü yatıp gökyüzüne bakarak

Mustafa: Bu kurtardığım ilk candı kendi canım hariç.

Yiğit Yusuf'a sarılır. Koşarak geldiği için yere düşerler ve dolayısıyla Yiğit Yusuf'un üstüne düşer.

Hasan: Hop hop ne yapacaksanız evde yapın şimdi sırası değil.

Herkesin güldüğünü gören Demir ayağa kalkar.

Demir: Ne oluyor?

Mustafa: Kaan komutan yaşıyor.

Demir: Komutanım ben dedim ya.

Yine yere düşer.

Erkan: Demir sarhoşken göreve neden geldin acaba?

Demir: Ben bu malı seviyorum galiba lan.

Gece ve Selçuk sessizlik için timden uzaktadır. Sohbet ediyorlardır. Gece ağlayarak anlatıyordur.

Gece: S-sonra göz göze g-geldik... O gözlere b-bir yıl baksam d-doyamam ama, o hemen k-kaçırdı gözlerini... Selçuk s-sana bir şey sormak istiyorum.

Selçuk'un sesi o kadar sakindir ki.

Selçuk: Sorun komutanım dinliyorum.

Gece: Onu gerçekten seviyor musun?

Selçuk: Ya, bilmiyorum... Timlerin yanına dönelim mi? Hem son kez görürsün onu da...😔

Gece sadece kafa sallar.

Saat 01.00

Yanlarına dönerler. Kaan hâlâ yerde yatıyordur. Sadece soğuk olduğu için Yiğit hırkasını çıkarıp üstüne örtmüştür.

Selçuk: Aynı mı komutanım? Utku Albay'a haber verdiniz mi?

Erkan: Yaşıyor, Albay'ın haberi var.