189. Bölüm

27 3 72
                                        

Demir: Hasan komutan doğru söylüyor sanırım komutanım, sadece orada değil, buralarda da yorgun mermiler var. Bizimkiler olsa ıskalamaz biliyorsunuz.

Erkan: Yani düşmanımızın düşmanı da mı düşmanımız diyorsunuz?

Kaan: Ya dostumuzsa? Yani birkaç kişi karşı çıktıysa?

Erkan: Mustafa komutana durumu haber ver, ona göre bir açıklama buluruz.

Mustafa: Emredersiniz komutanım.

Diğerleri araştırmaya devam eder.

Erkan: Ama farkettiniz mi hep terör örgütlerinin kullandığı silahlardan.

Yusuf: Onu söylemeyi unutmuşum sanırım.

Mustafa Erkan'ın yanına gelir.

Mustafa: Araştırmaya devam edin diyor komutanım.

Erkan: Bozkurt içerilere gidiyoruz.

Ağaçların daha yoğun olduğu yerlere girerler. Bir kayanın dibinde çok miktarda kan vardır.

Yiğit: Komutanım ya yaralı bir it kaçmaya çalışmış, ya da bizimkilerden biri.

Hasan: Devam ediyoruz, ilerleyin.

Biraz daha ilerlediklerinde ağaçlardan birinin dibinde yatan bir adam görürler, ve sanırım yerdeki kanın sahibi de odur.

Demir: Komutanım ölmüş ama dost mu düşman mı bilmediğimiz için önemseyemiyorum.

Kaan adamın cebinden telefonu çıkarır.

Kaan: Öğrenelim dost mu düşman mı.

Şifre var.

Kaan: Şekilli şifre ne olm 2 dkda çözerim bunu.

M harfi yaptı, yuvarladı, G harfi yaptı, ayak yaptı, en son S yapınca açıldı.

Kaan: Eveet, lan!

Utku Albay

Taha🐹

Özgür

Fırat

Kaan: Komutanım o bizden!

Yusuf: Nasıl bizden? Buraya daha önce asker yollanmış mı yani?

Demir: Komutanım benim yapabileceğim bir şey yok, çoktan gitmiş.

Erkan: Mustafa komutana haber ver. Hem bizden olduğu ne malum? Kendi telefonu değilse?

Kaan: Neden bir askerin telefonunu yanında taşısın?

Kürşat: Komutanım böyle terörist olmaz bence.

Hasan: Oradan albayı arasana.

Kaan dediğini yapar.

Utku: Bir haber mi var astsubayım?

Kaan: Komutanım biziz, ve galiba düşmanımıza düşman olan kişi astsubaymış.

Utku: Onun görev yeri orası değil ki?!

Kaan: Komutanım diğer taraftan gelmiş olabilirler, deşifre olmuştur.

Utku: Durumu?

Demir: Komutanım çok fazla kan kaybetmiş, nabız ve nefes yok, geri dönemez imkansız.

Utku: Onu da alıp geri gelin.

Kaan: Komutanım ama-

Utku: Kaan o da asker, o da Türk askeri, sen şehitsen o da şehit! Helikopter geliyor siz de dönüyorsunuz!

4 KAHRAMAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin