183. Bölüm

17 2 27
                                    

Doktor odaya girdi.

Asena: Bir ağrınız var mı?

Kürşat: Yok sağolun. Ayağa kalkabilir miyim?

Asena: Hayır, sakın.

Kürşat: Peki...

Doktor çıktı.

"Ama benim namaz kılmam gerekiyor..."

Kürşat: Tamam sorun yok.

"Ben 18 yıl dayandım biraz çabala! Hesap gününde ne diyeceksin '1 güncük aksattım sadece.' Mi diyeceksin?"

Kürşat: Aksatmıyoruz zaten manyak! Ezan okunsun göstereceğim ne yapacağımızı.

"Kaza mı?"

Kürşat: Biraz düşün ayağa kalkamıyorsan ne yaparsın?

"Oturarak kılarım?"

Kürşat: 😒

"Anladım tamam."

Saat 23.45

Tim görevden yeni dönmüştür ve oturuyordur. Bugün 4 operasyona gitmişlerdir.

Kaan: İyi yorulduk ama ha😁

Demir: Uyumak yok.

Erkan: Burhan Binbaşı gelip eğitim falan derse geberirim bak.

Hasan: Sus damlayacak bir yerden şimdi.

Yusuf: Kafam yanıyor yemin ederim 2 şınav çekip bayılırım.

Yiğit'e baktı.

Yusuf: Şşt uyan lan. Yiğitt!

Uyanmadı.

Yusuf: Yiğit kalk amk görevdeyiz!

Yiğit gözlerini açtı. Bir şeyden korkup koltuğun arkasına atladı.

Hasan: Yavaş yavaş deliriyoruz.

Yiğit: OF!

Koltuğun arkasında uzandı.

Yusuf: Tamam geçti. Bunlar hep uykusuzluktan.

Yiğit: Komutanım ben şizofreni belirtileri göstermeye başladım beni hastaneye falan götürün.

Kahkaha atmaya başladı.

Yiğit: Hay amk çıldırıyorum AAAAAA!😂

Yusuf Yiğit'in yanına geldi.

Yusuf: Geçecek geçecek.

Yiğit: Bak bana. Gördün mü şehit kardeşini🤣

Yusuf: Demir abi gel bak şuna.

Demir önce ateşine baktı.

Demir: Bu kafasını bi yere çarptı mı?

Yiğit: Yok abi kafama bir şey çarptı ama.

Demir: Ne çarptı?

Yiğit: Dipçik. Aha böyle bi geldi şakk alnımın ortasına.😂😂😂

Demir: Ne zaman?

Yiğit: Yaw it beni bayıltmaya çalıştı, ben kafasını taradım.

Demir: Offf! Yusuf su getir.

Yusuf: Emredersiniz komutanım.

Yiğit: Yarın ağlayıp içimi dökerim zaten. Hay böyle sınavın amına koyim. Ben neden her defasında kardeşim dediğim insanların bayrağa sarılı tabutunu omzumda taşıyorum? Başka sınav yok mu? Acılı bir hastalık verse olmuyor mu?

Burhan içeri girdi.

Burhan: Bozkurt 5 da- Beyler ne yapıyorsunuz orada?

Demir: Yiğit delirdi de komutanım.

Yiğit: Ne delirmesi ya sadece biraz kriz geçiriyorum AHAHA🤣🤣🤣

Burhan: Yiğit!

Yiğit: Komutanım😂😂

Burhan: YİĞİT!

Yiğit ayağa kalktı ama dengede duramayıp düşecekken Yusuf tuttu.

Burhan: Eğitim falan yok serbestsiniz.

Yusuf Yiğit'i arabaya bindirdi ve sessiz yere götürdü.

Yiğit: Yusuf dalga geçme ne olur...

Yusuf: Ben ne zaman dalga geçtim seninle?

Yiğit silahını çıkarıp ateş etti.

Yusuf: LAN NE YAPIYORSUN!?

Yiğit: Polis yok insan yok ne olacak?

Yiğit Yusuf'a sarıldı.

Yiğit: Sen de şehit olursan beni teselli edecek kardeşim yok... Yusuf dikkat et.

Nefesi titriyordu artık.

Yiğit: Olm ben dayanamıyorum lan...

Ağlamaya başlayınca ayrıldı Yusuf'tan. Yusuf'un da gözleri yaşarmıştı ama o biraz daha sakindi.

Yusuf: Gel arabaya.

Oturdu. Yusuf "Her şehidin ardından bir türkü söylenirmiş annem" açtı.

Yiğit: Kalsın.

Gözünü kapattı.

Yusuf: Eve bırakayım seni, yorulduk.

Yiğit: Annem sorarsa?

Yusuf: Söylersin.

431 kelime, çok az ve boş.

Biraz bir şeyler yazmak istiyorum buraya boş boş.

"Bu yazı bir komando er mektubudur ve siz bu mektubu gazeteden okuyorsanız ölmüşüm demektir. Bir ailem olsaydı bu mektubu onlara yollamak isterdim ama yok…
Size koğuştaki ranzamdan yazıyorum. Şuan etrafımda Adana, Ağrı, Sivas, Edirne, Diyarbakır, Ankara, Antalya, İzmir, Urfa, Trabzon… Türkiye’nin dört bir yanından birbirini tanımayan ama birbirlerinin canını korumaya yemin etmiş bir sürü asker var. Birazdan operasyona gideceğiz, tek dileğimiz kayıp vermeden geri gelmek…
İlerde ölürsem diye bir mektup yazmak çok zor. Aklına getirmek istemez ya insan ölümü, hani her zaman bir umut vardır ya… Askerliğim bittikten sonra  yırtıp atacaktım bu mektubu ama şu an okuyorsanız yırtamadım demektir.
Zaten pek de kalem tutmaz elim. Silah tutmayı daha iyi bilirim... Sizi korumam için siz öğrettiniz silah tutmayı.
Tuhaf olan siz bu mektubu okurken ben neden öldüğümü bile bilmiyor olacağım… Ya bir mayına bastım ya da yediğim birkaç kurşun… Bileniniz var mı ben nasıl öldüm.?.
Kışlada her televizyona bakışımda bir birinizi öldürdüğünüzü birbirinizin canını yaktığınızı gördüm.. Müziğin sesini çok açtı diye komşusunu vuranlar. Gücü kadına yetenler. Cebindeki on lirası için adam vuranlar… Kız arkadaşına baktı diye alayını bıçaklayanlar.
Bileniniz var mı ben kimi korumak için öldüm.?.
Eti az pişti diye garsona çıkışan adam; sen rahat uyu diye kurşunlar başımın üstünden geçerken ben dağda her bulduğumu kesip yedim.
Arabasını solladılar diye levyesini kapıp arabadan inen adam, beni bir çöp bidonuna atıp giden anam; söylesene ben kimin için öldüm.?.
Yetimhanede ve askerde en güzel şeyin ekmeğin bölmek olduğunu öğrendik biz… Peki size neyi bölmeyi öğrettiler.?.
Sizi önce Allah’a sonra birbirinize emanet ediyorum. Ben sizden razı odum Allah da sizden razı olsun."

-Şehit Murat Akman

Ezberden yazdım. Eskiden bir bölümde Murat Yusuf'a söylemişti. "Adaşımın hayatına benziyorsun." Gibi bir şeyler demişti. Ben bu mektubu kastetmiştim. Ve ilk dinlediğimde hüngür hüngür ağlatmıştı.

Sadece bu boş bölümü doldurmak için yazmak istedim.

4 KAHRAMAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin