Duyuru ve Sohbet

18 3 42
                                    

Yazamıyorum ve biraz kötü yazmaya başladım, kafamı toplamam lazım. Biraz konuşalım diye yazıyorum bu bölümü.

Gününüz nasıl geçti? Bugünüm biraz zor geçti, ağladım. Full anlatıyorum günümü

Saat 07.10 gibi okula gitmem lazım, saat 06.45 annem aradı uyandırdı. Ama ben 07.15'te çıktım evden.

Okula bir 2 aydır dinlemediğim ve okumzdığım bir şiiri, 30 Kuş şiirini okuyarak gittim. Merdivenden skn adımı attığımda şiir bitti, sınıfa girdim, herkes bana bakıyordu.

"Ne var?"

"Allah'a inanmıyor musun?"

Dediler, anında Hiranur'a baktım. Sadece o, Zehra ve sıra arkadaşım olan ilkokuldan beri tanıştığımız Ali Rıza biliyordu. Çok belli etmek istememiştim.

"Evet ne var ki bunda?"

Herkes sustu, sırama geçtim. Hiranur'a öldürecekmiş gibi baktım.

"Minicik ebabil kuşları nasıl filleri taşladı o zaman?"

Galiba uğraşmak zorundayım.

"Ona da kanıt lazım, lütfen gelmeyin üstüme en fazla agnostik yaparsınız."

Ders Türkçe, ilk iki dersi bitirdik. Ders matematik, dersi dinlemedik o sayfaları çoktan bitirmiştik. Ders sosyal veee...

"Girebilir miyiz hocam?"

"Tabii ki hoşgeldiniz."

İçeri önce müdür yardımcısı, sonra tanıdığım Hamza Karakuş yani Iğdır Gazi Derneği başkanı galiba, gazi madalyası deniyor galiba işte üstünde o olan bir abi girdi. Sonra da okul memuru Fırat hoca. Önce nasıl olduğunu anlattı...

"Biz 27 kişiydik, karşıdan (600 dedi abartmış olabilir.) 600 düşman geldi, bizim 24'ümüz şehit düştü orada. 3 kişi de benim gibi, gazi olduk. Beni ölmüş sanmışlar ben tam buradan vurulmuştum, Allah gazi olmayı nasip etti."

Dedi, sağ tarafından biraz omzuna doğru olan yeri göstererek. Sonra Hamza abi diyeyim o konuştu.

"Fırat hocanız da şehit oğlu, ben şehit kardeşiyim. Fırat hocanız aynı zamanda dernekte de çalışıyor."

Soru sormamızı istediler. Ayyıldız kolyemi tutup parmak kaldırdım.

"Kaç yılında gazi oldunuz ve bu nasıl bir duygu?"

"Ben 92 yılında oldum, gurur verici ve sizin gibi çocukları gördükçe daha da gurur duyuyorum."

Tüm sınıf hep bir ağızdan "Sağol!" Diye bağırdı, o büyüğümüz değildi, komutanımızdı çünkü. Özel Kuvvetler'de gibi bir şey dedi ama gerçekten inanmıyorum, imkansız aq şaşırdım. Sonra bize şehidin ne demek olduğunu fln anlattılar, ve şunu söylediler.

"Bu vatana yararlı olmak için asker olmaya polis olmaya gerek yok. Öğretmen olup faydalı nesiller yetiştirin, doktor olun milleti kurtarın, tontik bakkal amca bile olsanız bu vatana yararlı olursunuz."

Onlar çıktı ve teneffüs çaldı. Ağlıyorduk, tüm sınıf ağlıyordu.

Zehra: MSÜ'den mezun olunca sana "devrem" diyeceğim.

Ben: Hayır, başka bir şey de, ben kardeşime diyorum onu.

Gününüz nasıldı?

Bir de abi dediğime bakmayın babamdan yaşlıydı.

Seviyorum sizi

❤🤍❤🤍❤🤍❤
💚💚❤🤍❤💙💙
💜🖤💜🖤💜🖤💜
💛❤💛❤💛❤💛

4 KAHRAMAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin