192. Bölüm

17 2 56
                                        

Doktor çıktığında

Hasan: Ne oldu iyi mi?

Doktor: Tümörü alırken yaptığımız küçük hata yüzünden mide kanaması geçirmiş. Ama korkmayın şu anda iyi.

Hasan: Hata? Ona bir şey olsaydı ne yapacaktınız?

Doktor: Beyefendi şu an gayet iyi, sorun çıkaracaksanız güvenliği çağırmak zorundayım.

Hasan: Serseri değilim doktor hanım askerim. Diğer hastalarınızda daha dikkatli olun lütfen.

Fatih çıkınca odaya yine gelirler.

Asena duraktan eve gelirken

****: Senin bu saatte ne işin var sokakta baayan?

Asena: Size hesap mı vereceğim?

****: Bağh benim sinirimle oynamaa.

Asena: Siktir git be!

Arkasını dönüp gidecekken piç onu bayıltır.

Saat 22.30

Asena bir sandalyeye bağlı olarak uyanır.

Asena: Ne istiyorsunuz benden?!

Furkan: Sakin ol, sadece eğlenmek istiyoruz.

Asena "Yardım edin!" Diye bağırmaya başlayınca ağzını da kapattılar.

Onu duyan biri oldu mu dersiniz?

Kürşattan...

Marketten dönerken duyduğum sesle irkildim. Bir kadın "Yardım edin!" Diye bağırıyordu. Sesin yandaki yıkık dökük evden geldiğini anlamıştım.

Silahımı sıkıca kavrayıp kapıyı açmaya çalıştım. Açılmayınca kolundan tuttum ve kilit kısmına sertçe tekme attım. Kapı pek dayanıklı değildi, kırılınca içeri girdim ve karnıma gelen bıçak darbeleriyle refleks olarak silahımı beni bıçaklayan kişiye doğrultup ateşledim. Diğer adam da kadının kafasını su dolu kovaya sokmuştu. Ona da yumruk attım, oww bayıldı lan.

Kadının doktor olduğunu anlamam çok sürmedi. Hemen kafasını sudan çıkardım ve yere yatırdım. Nefesi yoktu, kalp masajına başladım. Yaralarımı umursamamaya çalışsam da her basıda daha da kan kaybediyordum.

Yaklaşık 10 dakikadır kalp masajına cevap vermiyor. Kan kaybından gözlerim kararmaya başladı. Tam bırakacakken doktor tekrar nefes almaya başlayınca yan yatırıp suyu dışarı atmasını sağladım.

Kürşat: İyi misiniz?

Kafa salladı. Ben ise artık kan kaybından üşümeye başlamıştım. Ambulansı ve polisi aradım.

Asena: Yaran çok derin, müdahele etmem lazım.

Kürşat: Sorun yok, ambulans geliyor.

Asena: Sen bugün babamın yanına gelen askersin!😳

Kürşat: Burhan Binbaşı sizin babanız mı?!

Kafa salladı. Gözlerim kararmaya başladı, birkaç dakika içinde bayılacağım...

Kürşat: Ben gidiyorum sanırım...

Dizlerinin üstüne çöktü ve karanlıkta yarama bakmaya çalıştı. Ben de yavaş yavaş bilincimi kaybettim.

Asenadan

Aşırı hızlı kan kaybediyordu. Durduramadım, çok karanlıktı ve yaralarını sadece kanın koyu kırmızı renginden görebiliyordum. Siren sesleri geldiğinde kurtulduğunu hissettim.

Sağlık görevlileri geldi ve onu çıkardılar. Ben de telefonunu alıp ayağa kalktım ve ambulansa bindim. Telefonu çalmaya başladı. Arapça bir şeyler yazıyordu, açmaya korkuyordum ama açtım.

Fatma: Oğlum neden gelmedin?

Asena: Siz kimsiniz?

Fatma: Annesiyim. Siz kimsiniz?

Asena: Komutanının kızıyım, yani kurtardığı kişiyim.

Fatma: Ne oluyor?

Asena: Bıçaklanmış ama ambulans geldi şimdi korkmayın.

Fatma: İyi mi şimdi?

Asena: Müdahele ediyorlar korkmayın.

Telefon kapandı. Hastaneye gittik, benim göğsüm ağrıyordu. Onun, yani Kürşat'ın durumu ise daha iyiydi, henüz uyanmamıştı. Telefonunu masanın üstüne koydum. Kendi telefonumdan babamı aradım.

Asena: Alo baba...

Burhan: Efendim kızım?

Asena: Baba hastaneye gelme şansın var mı?

Burhan: Çok olay yok, olabilir de neden?

Asena: Gel anlatacağım...

Yarım saat sonra babam geldi. Kürşat uyanmamıştı.

Burhan: Ne oldu?!

Asena: Amcam...

Burhan: NE YAPTI O PİÇ YİNE?

Asena: Beni kaçırdı, boğdu... O kurtardı beni.

Burhan: Peki ne oldu ona?

Asena: Benim bağırışımı duyunca içeri girdi, sonra amcam onu bıçakladı...

Burhan: Ne yapmaya çalışıyor bu?! Ben ona bir şey yapmadım ki!

Asena: Polis geldi merak etme, atacaklar içeri.

Burhan: Ömür boyu çıkmamalı bence!

Kürşat yavaş yavaş gözlerini açtı.

Kürşat: Komutanım?

Burhan: Uyandın mı Türkistanlı?

Kürşat: İyi misiniz?

Burhan: Yaralı olan sensin oğlum, biz iyiyiz. Teşekkür ederim bu arada.

Kürşat: Yok komutanım rica ederim, benim işim bu işte. Milletimi korumam lazım değil mi?

Burhan: Ağrın sızın var mı?

Kürşat: Yok. Komutanım olayı çözdünüz mü peki?

Burhan: Evet. Göreve dönünce anlatırım bunları sen yorma kendini.

Kürşat: Ben annemi arayayım.

Burhan: Tamam, biz çıkıyoruz o zaman.

Asena ve Burhan çıkar.

Kürşat: Annecim iyi misin?

Fatma: Oğlumm ne oldu?

Kürşat: Tamam korkma iyiyim ben. Sen 2 günlük kal orada ben bir şekilde izin alıp geleceğim.

623 kelime ve bombok bi bölümm.

Bugün çok yb yazmak istiyorum ama fikir gelmiyor.

Fikir verin banağğ!

2. Kitap için son 9 bölüm çünkü sınır var.

O kitapta daha fazla fikrim var, spoi vermeyeceğim.

Ve daha da kaliteli yazmak isterdim özür dilerim.

4 KAHRAMAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin