Kaan'ın aşağı inmesiyle ışık da açılır. Merdivenin altında göğüsünden ve boynundan bıçaklanmış biri vardır, Kaan ceset görmeye alışıktır ama o kendi milletinden olduğundan biraz içi yanmıştır, başını belaya sokmak istemediğinden yukarı çıkıp polisi arayacaktır, anında sırtından bıçaklanır, silahını alıp anında arkasını döner.
Kaan: Kimsin!?
X: ...
Kaan: Yat yere! O adamı neden öldürdün?!
Konuşmamaya yemin etmiştir, Kaan karnına tekme atıp yere düşürür, ellerine ve ayaklarını tutup bağlar. Yerde yatan adamın da her yeri kandır. Kaan sırtındaki yarayı umursamamaya çalışıyordur ama her dik durduğunda acıyordur. Bağladığı adam bu sefer kafasına sopayla vurur, elindeki telefon taşa çakılır ve kırılır, Kaan kafasını çok sert çarpar, bayılmıştır. X Kaan'ın silahını alır.
Saat 20.30
Demir Kaan'a ulaşamaz. İntihar edebileceği ihtimaline karşı hemen aşağı inip arabaya biner. Kaan'ın evine geldiğinde o kanı o da görür. Yutkunur, donmuştur. Silahını sıkıca tutup o da aşağı iner, bir silah görür, birinin elindedir. Onun Kaan olmadığı çok nettir ama silahtaki Turan bayrağı Kaan'ın olduğuna işarettir. Hem Kaan silahı öyle saçma ve acemice tutamaz, bu başkası!
Demir aşağı inerken adamı kolundan ve ayak bileğinden vurur.
X: Ağğhhh!!!
Demir: Sus! Kimsin sen!?
X: ...
Önce Kaan'ı, sonra merdivenin altında yatan cesedi görür.
Demir: Neden yaptın?
X: ...
Demir öldüğünden emin olduğu adama bakmaz bile, hemen Kaan'a bakar, o da yerdedir ama sadece bir bıçak darbesiyle ölemez, ölmemeli.
Demir: Kaan, Kaan duyuyor musun?
Cevap yok. X'in psikopat gülümsemesini görüp önünü döner. Kaan yaşıyordur, nabız var, çok yavaş... 112'yi arar, polis ve ambulans gelene kadar onun bakması gerekiyordur.
Demir: Tamam, dayan aslanım daha fazla bir şey yapamam...
X gülmeye devam ediyordur.
Demir: Bak orospu evladı beni seni vurmama mecbur ettin, mahkemelik olacağım kesin zaten!
X: 😈
Demir: Beni sinir edemezsin böyle, ben çok ibne gördüm senin gibi, tek fark sen sadece piçsin, onlar pezevenk şerefsiz barbar itlerdi.
Sirenler duyulur, ambulans önce gelmiştir.
Demir: Bodrumdayız.
Sağlık ekipleri gelir.
Demir: Yapabileceğim kadarını yaptım, kanı durdurdum ama buna bir şey yapamadım.
Bu dediği kişi X bu arada. Polis de gelir.
Polis: İfade vermek için merkeze gelmeniz gerekiyor.
Demir arabaya biner. Elleri kan olmuştur, suçlu o olmasa da polislere zorluk çıkarmak istemez, arabada kollarından çok sıkı tuttukları için biraz rahatsız olmuştur.
Demir: Kardeşim ben öldürmedim ölmek üzere olan arkadaşı kurtardım sıkmana gerek yok.
Polis: Onu bize anlatmayacaksın.
Demir zorluk çıkarmak istemez. Susup polis merkezine gelene kadar önüne bakar. Gelirler.
Polis: Anlat!
Demir: Olayın temelinden anlatıyorum o zaman. Subayım, silah arkadaşım Kaan kız arkadaşından ayrılınca, ailesi de ölünce depresyon diyebileceğim bir şeye girdi. İntihar girişimi var 2 tane, iyileşince sorarsınız. Ben de kendine zarar vermesin diye evdeki bıçakları aldım, görevde tabancasını verdim sadece. Bugün aradım açmadı, intihar ettiğinden şüphelendim. Binaya girince kan gördüm merdivende, bodruma indim. Birinin elinde tabanca vardı, Kaan'ın tabancasıydı ama o adam kaan değildi.
Polis: Kaan'ın silahı olduğunu nereden anladın?
Demir: Turan bayrağı çıkartması vardı.
Polis: Devam et.
Demir: Ben o adam silahı aşağı doğrultunca kolunu ve ayak bileğini vurdum, ceza alacağımı biliyorum ama yapmasaydım 2 kişi ölü çıkacaktı.
Polis: Bu kan?
Demir: Kaan bıçaklanmıştı, ben de timin doktoruyum, koştum yanına, nabzı çok yavaştı, yapabileceğim tek şey kanı durdurmaktı. Elimi yarasına bastırınca kan oldu işte.
Polis: Subayım demiştiniz, ne doktoru?
Demir: İlk yardım kursları, eşimin mesleği ve 12 yıldır asker olmam büyük tecrübeler kattı, yeterli mi?
Polis: Yeterli.
Dışarı çıktı. İçerisi çok sessizdi. Demir içinden marş mırıldanırken içeri bir polis girdi.
Demir: Bitti sanmıştım.
Omzuna baktı, hassiktir komiser ne alaka?
Polis: Bitmedi. Katili neden vurdun?
Demir: Demin çıkan polis memuruna da söyledim eğer vurmasaydım hem Kaan'ı hem de beni vururdu.
Polis: Kendini savunmadan cezan azalır, adam ölmezse tutuksuz bile yargılanabilirsin.
Demir: Biliyorum, 2 yıldan aşağısı para cezasına çevriliyordu zaten değil mi?
Polis: Serbestsin.
Demir çıkar, önce tuvalete gidip elini yıkar, sonra minibüsle hastaneye gelir.
Demir: Kaan Yılmaz çıktı mı?
****: 192. Odada.
Demir teşekkür edip yukarı çıkar, kapıyı tıklatıp içeri girer, doktor oradadır.
Doktor: Hastanın neyi oluyorsunuz?
Demir: Komutanı. İçeri girebilir miyim?
Doktor: Evet. Uyanınca beni çağırın.
Doktor çıkar. Demir nefes verir, pencereden bakarken Kaan uyanır.
Kaan: Sen kimsin?
Demir: Hah uyandın mı? Dur doktoru çağırayım.
Kaan ne olduğunu anlamamıştır. Başı çok kötü ağrıyordur. Doktor gelir.
Doktor: Geçmiş olsun öncelikle.
Kaan: Burası neresi?
Demir: Daha önce 2-3 kere yattığın hastane.
Kaan: Ne zaman? Siz kimsiniz?
Demir: Lan Demir Demir, hani Iron var ya.
Kaan: Seni tanımıyorum.
Demir: Nasıl tanımıyorsun?
Kaan: Tanımıyorum işte! Ağğhh!
Elini sırtına götürmeye çalışır, Demir ellerini tutar.
Demir: Kaan hiç mi hatırlamıyorsun?
Kaan: Sadece adım Kaan, bu kadar.
Demir: Doğa?
Kaan: Ne olmuş doğaya?
Demir: Lan onu da mı hatırlamıyorsun?
Kaan: Ne ki.
Demir: Hani askersin ya sen! Üsteğmensin, annen ve kardeşin yakın zamanda öldü, Özel Kuvvetler Komutanlığı falan, hiç mi yok?
Kaan: Özel Kuvvetler ne? Özel harekat falan mı?
Demir'in gözünden yaş gelir.
Doktor: Sakin olun beyefendi ne olduğuna bakalım şimdi..
777 kelime, GÜNDE 3 YB BEEEĞ! 2 BU KİTAP 1 DE YENİ KİTAP. YENİ KİTAP YAZDIM DİE BUNU UNUTUR MUYUM LAN! BU BENİM İLK GÖZ AĞRIM!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4 KAHRAMAN
AçãoTavsiye etmiyorum, ilk 6 bölüm utançtan silinmiştir Cringe seviyesine göre 50-100 arası başlanabilir