Yeni işimin ilk günüydü.
Bunun verdiği heyecanı ile zor uykuya dalmış ve sabah ise ilk uyanan ben olmuştum. Giyeceğim kıyafeti seçmekle, makyajımla ve saçımla uğraşacak olmak bu heyecanımla beni biraz zorlasa da, kıyafetimi seçme işlemini gerçekleştirmiş, saçımı ve makyajımı sonraya bırakmıştım.
Saç ve makyaj işini sonraya bırakma sebebim ise Yekta'ydı.
Yekta'nın uyanmayışıydı!
"Yekta ya," Dedim ve yatağa yaklaştım. "Uyansana." Omzundan dürttüm ve ardından önüme düşen saç tellerimi kulaklarımın arkasına sıkıştırdım. Pek de mutlu olduğumu belli edemediğim ses tonumla söylendim. "Kalkmamışsın hâlâ... Çoktan yataktan ayrılman gerekiyordu."
Bana cevap vermemesi yüzünden oflayarak yanından gideceğim sırada bileğimden tuttu ve beni kendine çekerek, yatağa geçiş yapmamı sağladı. Ben onu yataktan ayıramamıştım fakat şimdi ikimizde onun sayesinde yatıyorduk. Ben yatağın sol tarafındaydım ve kollarını sıkıca bana dolamıştı.
Sayesinde sesim umutsuzca çıkıyordu artık. "Yekta, bilerek mi yapıyorsun? İlk iş günümde geç kalacağım senin yüzünden. Tamam, patron sensin ama bu kadarı da fazla."
"Günaydın öpücüğümü almadığım için kalkmadım." Uykusundan yeni uyandığını belli eden ses tonunu duyduğumda içimde ki nefesi dışarıya verdim. En azından uyanabilmeyi az da olsa başarmıştı.
"Bu mu sebep yani?" Dedim ve yine de uzanarak yanağına bir öpücük kondurdum.
"Evet güzelim, benim için çok büyük bir problem bu." Ciddi ciddi bu düşüncesini dile getirmesine şaşırsam da şu an daha önemli bir meselemiz vardı.
"İşe geç kalıyoruz."
Bunu duymaktan hiç hoşlanmadığını yüz ifadesinden anlıyordum ama benim bunu hatırlatmam ve bir an önce buradan kalkarak iş yerimize gitmemiz gerekiyordu.
"Bugün evde çalışmaya karar verdim. Sekreterimle birlikte."
Verdiği cevaba karşılık dudaklarım aralandı. "Saçmalama." Dedim ve başımı çevirerek ona baktım. "İlk iş günüm bu benim."
"Ne? Patron da benim."
"Eğer iki dakika içerisinde bu yataktan kalkmazsan, kahvaltına sekreterinin istifası eşlik edecek." Onu tehdit etmemin ardından yataktan kalktım ve üzerimi düzelttikten sonra onun üzerine eğilerek yanağına sert bir öpücük kondurdum. Bu öpücük onun uykusunu biraz daha açmak için faydalı bir yöntemdi.
"Güzel sekreterimin istifası..." Bakışlarını tavanla buluşturdu. "Bu hiç hoşuma gitmedi."
Kahvaltı yapmamız, benim ve Yekta'nın hazırlanma süreci derken evden çıkmamız uzun sürmüştü. Yekta, daha fazla yatakta vakit geçirmeyi benim lafımdan sonra bırakmış ve hazırlanmaya başlamıştı.
Siyah, spor ve vücuduna yakışan bir gömlek ve altına da yine siyah bir pantolon giymişti. Bu iki parça ise onu harika göstermişti. Ona baktıkça gözlerimi ondan çekmem bir hayli zor olacaktı benim için. Bunu iyi bir şekilde başarabileceğimi hiç sanmıyorum.
Şimdi ise arabadan inmeden önce son kez Yekta'yı uyarmaya başlamıştım. Küçük bir çocuk gibi sessizce beni dinliyordu. "Yekta, her şey konuştuğumuz gibi, tamam mı? Sevgili olduğumuzu kimseye söylemiyoruz ve herkesin içinde veya şirketin ortasında öpmek, sarılmak yok."
Eliyle yüzünü sıvazladı ve bakışlarını bana çevirdi. Hiç keyifli bir konuşma içinde değildik. "Neden? Ben seni özlediğimde ne yapacağız? Bakışacak mıyız sadece İdil?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Terk Edilenler Durağı
Teen FictionKaybolmuş bir şehirde, gökyüzünün şehire olan isyanını dile getiren yağmurun üzerimi ıslatmasıyla sığındığım bir durakta, yara bere içinde bırakılan bir adamla bu Dünya'da yalnız kalmıştım. O günü hatırlıyorum da, üzeriyle yarışacak derecede dağılm...