Begüm burada kaldığı için sabah Uraz'ı da çağırdık fakat Begüm'e trip attığı için buraya gelmesi için onu biraz zor ikna ettik. Salonda dördümüz oturuyorduk. Begüm, Uraz'a karşı hep bir adım atarken Uraz tepkisiz kalıyordu.
Yekta ise bu duruma karışmıyor, beni göğsüne doğru çekip, çenesini de başımın üzerine koymuştu. Ben huzuru yaşıyor olabilirim ama şu karşımda ki ikilinin de arasını düzeltmeliyim.
"Uraz daha fazla yapma böyle. Begüm ne kadar da çok üzülüyor, görmüyor musun? İkinizin de -yani Yekta ve senin- bir ilişkisi var ve bu sorun yaratmıyor, Begüm birini sevince mi trip atmak istiyorsunuz?" Diye sordum ve Yekta'nın da göğsünden kalktım. Beni yanına çekerek benimle değil, kardeşleriyle ilgilenmeli şuan.
"Niye kalktın güzelim? Benim ne suçum var, ben gerekli uyarıyı yaptım ya." Diye homurdandı Yekta ve ona sadece uyarıcı bir bakış attım.
Begüm -tatlı ve çocuksu bir havayla- kollarını göğsüne yerleştirip başını da Uraz'ın olmadığı tarafa çevirmiş bir şekilde konuştu. "Zaten Begüm kim ki?"
Uraz'ın, Begüm'e bakarken bir ara bakışları yumuşadı ama sonra hemen kaşlarını çattı. "Hanımefendi ne olduğunu bilmediğimiz birinden hoşlanıyor ve bunu en son ben öğreniyorum." Diye söylendi.
"Ulan serseri," Dedi Yekta gülerek ve devam etti. "Daha lisede peşinden koşturduğun kızlardan yakanı kim kurtardı senin? Begüm'ü az yormadın sen. Şimdi kızı dinle beni sinir etme."
Yekta'ya bakarken yüzümde bir gülümseme oluştu.
"Orayı karıştırma kardeşim. Konu Begüm olunca dışarıdan hiçbir erkeğe güvenmem." Dedi Uraz net bir şekilde.
"İlk sana ve Yekta'ya söyleyecektim zaten ama emin olmak istedim. Tepkinizden korktum." Dedi Begüm üzgün bir ses tonuyla. İki tane abi gibi bildiği adam ile hoşlandığı başka bir adamın arasında kalmak istemiyor.
Sonra Begüm çekingen bir şekilde Uraz'a baktı. "Uraz sırf Yekta'nın sinirinden ve senin şu triplerinden çekindim yemin ederim. Yapma böyle, dayanamıyorum biliyorsun. Özledim seni."
Begüm'ün bu haline kimse dayanamaz bence.
Uraz içindeki kararsızlığını dışarıya yansıtsada birkaç saniye sonra Begüm'e kayıtsız kalmayarak onu kollarının arasına aldı, alnından öptü. "Güzelim tamam, üzülme daha fazla." Dedi.
Bunlar da komple merhametli. Seviyorum bu huylarını.
Begüm ve Uraz kendi aralarında konuşurken Yekta bana yaklaştı. "Sen de benim kollarıma mı girsen yine?" Diye sordu dudaklarını kıvırırken. Gülümsemeden edemedim. "Bana kalsa senin kollarından hiç çıkmam ki." Diye mırıldandım ve bakışlarımızı ayırırken hep birlikte masaya geçmek için onları da ayağa kaldırdım.
"Ellerine sağlık bebeğim." Dedi Yekta yanıma oturup yanağımdan öperken. Dudakların genişçe kıvrıldı. "Afiyet olsun canımın içi."
"Ooo, bunlar yine birbirlerine kapılıyor." Begüm kaşlarını çatarak bize bakarken ciddi olmadığı her haliyle belliydi. "İdil bu evin havasını değiştiriyor. Hattâ Yekta'yı bile." Sonra bana teşekkür edercesine baktı.
İçime derin bir nefes çektim. "Aslında ben kimseyi değiştirmedim. Yekta zaten merhametli ve çok güven veren bir insan. Onun dışında evet, bazı duyguları benimle birlikte ortaya çıktı ama asla değişmedi."
"En azında daha hayat dolu gözüküyor. Bunu demek istedi Begüm." Dedi Uraz.
"Neden acaba?" Dedi ve gülümsedi Yekta. Birbirimizin hayatına girmemiz en büyük şükür sebebim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Terk Edilenler Durağı
Teen FictionKaybolmuş bir şehirde, gökyüzünün şehire olan isyanını dile getiren yağmurun üzerimi ıslatmasıyla sığındığım bir durakta, yara bere içinde bırakılan bir adamla bu Dünya'da yalnız kalmıştım. O günü hatırlıyorum da, üzeriyle yarışacak derecede dağılm...