)34(

1.4K 107 28
                                    

Hep birlikte spor salonundan ayrılmış ve bir kafeye gelmiştik. Ben ve Yekta, Uraz ve Ahu Dünya yan yanayken yine Begüm masanın baş tarafında, Yekta ve Uraz'ın çaprazındaydı. Konuştuğumuz konu ise, bendim.

"Yekta, görmen lazımdı. İdil resmen çıldırmıştı." Dedi Begüm limonatasını içerken.

"Uraz, İdil'i tutmasaydı arada biz kaynayacaktık." Ahu Dünya gözlerini kısarak bana baktığında gülmeden edemedim. Sonra Uraz konuştu. "Bak kardeşim," Dedi Yekta'ya bakarken ve ekleme yaptı. "Bu kız çok saldırganmış da bu zamana kadar bize belli etmemiş."

"Ya tamam oldu bir kere." Dedim bakışlarımı kaçırırken. Yekta kolunu omzumun üzerine koyarak saçlarımı öptü. Yine sabah kahvaltıda ki gibi sandalyelerimizi birbirine yapıştırmıştı.

"Allah'tan, Uraz'ın öyle salak kişilerle bir bağlantısı yok ya da ben daha tanışmadım." Ahu Dünya sevgilisine baktı ve Uraz boğazını temizledi. "Olur mu hiç bebeğim? İstersen sonra konuşuruz bunları."

"Neden sonraymış?" Diye sordu Begüm kaşlarını çatarak. "Çünkü açıklamam biraz özel olacak." Uraz'ın böyle söylemesine Yekta güldü. "Utandın mı lan bizden?" Diye sordu keyifle. Senin keyfini de seni de yerim!

"Yok öyle bir şey abi!" Uraz karşı çıkarken bile Yekta onu ciddiye almadı ve gülmeye devam etti. Tabi ben de onun gülüşünde kendimi kaybettim. "Siz çift çift eğlenin tabi." Begüm kollarını göğsünde birleştirip bize alıngan bir şekilde bakıyordu.

"Yok öyle bir şey!" Dedim hemen. Kıskandığı belliydi ama bu tatlı bir kıskançlıktı.

"Var öyle bir şey. Eğer öyle olmasaydı birinizde benim yanıma otururdunuz." Tamam o hep masa başında kalıyordu, yani haklı.

"Uraz, al kardeşini yanına. Niye dikkat etmiyorsun?" Diye kızdı sevgilisine Ahu Dünya. Yekta'ya doğru -mümkünmüş gibi- biraz daha yaklaştım. "Begüm'ün sandalyesini de çeksene benim sandalyeme yaptığın gibi."

Bir şey demedi ve Begüm'ü hızlıca sandalyesinden tuttuğu gibi sağ tarafına çekti. Begüm bunu beklemiyor olacaktı ki, şaşkınlıktan ufak bir çığlık attı. "Sakin ol güzellik." Dedi Yekta ve onunda saçlarını öptü.
Begüm memnun bir şekile dönünce bende mutlu oldum. "Uraz seninle sonra görüşeceğiz." Gizli tehditini hepimiz anlamıştık.

Telefonuma art arda gelen mesajlarla birlikte telefonumu elime aldım ve başımı Yekta'nın omzuna yaslayarak mesajlara baktım.

Gönderen; 05** *** ****

Selam İdil. Ben Azat.

Bir diğer mesajına baktım. İki gündür işe gitmiyorum ve kesin bununla ilgili mesaj atıyor.

Neden işe gelmediğini merak ettim. Bir sorun mu var?

İyi misin?

İdil?

Patrona ne söyleyeceğimi de bilmiyorum. Bir an önce cevap verirsen memnun olurum :))

Ben ne yazacağımı bilmezken Yekta'nın da mesajları gördüğünün farkındayım. Ondan gizli bir şeyim olmadığı için ekran onun ve benim görebileceğim bir şekildeydi. İlk olarak kolunu omzumdan çekti ve benim ona bakmama rağmen gözlerini bana hiç çevirmedi.

Koluna dokundum ve sadece onun duyabileceği bir şekilde konuştum. "Yapma böyle." O sırada sinirli bakışları beni buldu. Sadece kendimizin duyabileceği bir ses tonuyla konuşmaya başladık. "Ne yapıyormuşum?" Dedi ve sinirli bir şekilde güldü.

"Numaramı nereden bulduğunu bilmiyorum."

"Tek sorun bu değil. Önce elini tuttu, sonra yemeğe çıktınız ve ondan sonra da elinde çiçekle sana geldi, şimdi de mesajlar atıyor!" Diye bağırdı bir anda. Gözlerimi kapatarak içime derin bir nefes çektim.

Terk Edilenler Durağı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin