"Seni oraya bırakmak hiç hoşuma gitmiyor." Kaldığım evin önünde karşılıklı bir şekilde dururken kaşlarımı kaldırıp indirdim. "Yapacak bir şeyim yok, bir türlü atlatamıyorum bu durumu." Dedim ve gözümün önüne gelen saç tutamını kulağımın arkasına sıkıştırdım.
"Ben yarın o kadın ile görüşmeye gideceğim ve senin de gelmeni istiyorum." Dedi kararlı bir ses tonuyla.
Başımı iki yana salladım. "Olmaz. Bir daha onun karşısına çıkamam, korkuyorum." Kaşlarını çattı ve bana bir adım daha atarak aramızdaki mesafeyi kısalttı. "Sana zarar veremez! Yanında olacağım."
"Beni görmek istediğini sanmıyorum." Dedim bakışlarımı kaçırırken. Ne kadar da incitici, değil mi? "Seni görmesi için değil, kimin yaptığını öğrenmek için gideceğiz." Dedi.
"O hamile." Dedim acı içinde. Bakışlarımızı buluşturdum ve devam ettim konuşmaya. "Ya sinirlenir ve o çocuğa bir şey olursa? Bunu hiç kaldıramam."
"Hamile haliyle gelip senin canını yakabiliyor ama!" İyice öfkelendi.
"Her şeyi geçtim, benim için hiçbir şey yapmaz o. Kimin yaptığını da söylemez." O kadar eminim ki ondan. Ne yapıp, ne yapmayacağını çok iyi biliyorum. Özellikle de benimle ilgili konularda.
"Orasını dert etme, ben ilgileneceğim." Dedi ve kararlılıkla gözlerime baktı.
"Gelmek konusunda emin değilim. Üzgünüm, bunu yapamam."
İçine derin bir nefes çekti. "O zaman ben sana nasıl inandıracağım kendimi?" Diye sordu, çaresizliğini hissedebiliyorum.
İki türlü de çıkmazdayım.
"Bana bak," Dedi ve bakışlarımı ona çevirince konuşmaya devam etti. "Söz veriyorum seni incitmesine izin vermem, hiç mi güvenin kalmadı bana."
Cevap vermeyerek sessiz kaldım. Ne yapacağımı bilmiyorum. Sıkıntıyla içime derin bir nefes çekerek konuştum. "Onun karşısına nasıl veya ne diyerek çıkacağım?"
"Yanında ben olacağım." Hala daha benden bir umut ışığı arıyor ve konuşmaya devam etti. "Ben senin için yıllardır görüşmediğim abimle aramdaki buzları erittim. Sen bunu yapamayacak mısın ikimiz için?"
Yutkundum. O benim gibi şiddet görmemişti ama ikimizde en sevdiklerimiz tarafından terk edilmiştik. "Kafam çok karışık. Gelmeyi istiyorum ama bir yandan da korkmadan edemiyorum."
Yekta'nın yanında bana şiddet gösteremez fakat bakışları veya lafları altında bile ezilebilirim.
"Bana güven. Her şey eskisi gibi olacak."
Elimi bugün bana taktığı kolyenin üzerinde gezdirdim. Umarım dediği gibi olur.
***
"Biraz bekleyin, hemen çağırıyorum Hülya Hanım'ı."
Hala daha ellerim titriyor ve midemde de ağrılar vardı. "Yekta ben yapamam." Diye mırıldandım gözlerim siyah kapının üzerindeyken. "Onu görmek istemiyorum." Diyerek de devam ettim.
Sol elimi sıkıca tuttu ve diğer elini de yanağıma yerleştirdi. "Bunu bizim için yapıyoruz, unutma."
Kafamı sallarken, kapının orada birinin belirmesiyle içimde büyük bir telaş oluştu. Annem gelmişti. "Senin ne işin var burada?" O da korkulu ve telaşlıydı, bir de sinirli. O benim burada olup, şimdiki ailesini tehlikeye atacağımdan korkuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Terk Edilenler Durağı
Teen FictionKaybolmuş bir şehirde, gökyüzünün şehire olan isyanını dile getiren yağmurun üzerimi ıslatmasıyla sığındığım bir durakta, yara bere içinde bırakılan bir adamla bu Dünya'da yalnız kalmıştım. O günü hatırlıyorum da, üzeriyle yarışacak derecede dağılm...