)35(

1.5K 95 39
                                    

"İdil, kalk güzelim." Uykumun en tatlı yerinde Yekta'nın bana seslenmesiyle huysuzca homurdandım. "Bir beş dakika daha." Umarım kısık ve boğuk çıkan sesimden anlamıştır ne dediğimi. "Benlik çok iyi olur." Dedi saçlarımı okşarken.

Ben sessiz kalınca devam etti. "Eğer çok uykun varsa ve yorgunsan boşver gitsin. Zaten ayrılacaktın."

Uykulu halimle tekrar konuştum. "Sen kalk o zaman, bende kalkarım hemen."

Yekta'nın gülüşünü işittim. "Sorun da bu ya zaten, kalkamıyorum. Üzerimde yatıyorsun. Üzerimde olman o anlamda sorun değil, bundan mutluluk duyuyorum biliyorsun." Ben sessizce uykuma devam ederken tekrar konuştu.

"İşe gideceğim diye tutturan sensin. Sabrım varken bugün git ve ayrıl o yerden."

"Hay içine!" Gözlerimi açarak yattığım yerde oturdum, yani tam olarak Yekta'nın karnının üzerinde oturuyorum. Sonra söylediğim lafı duyunca ellerimle birkaç saniye dudaklarımı kapattım. "Sana söylemedim o lafı yemin ederim. O yer için söyledim, gerçekten bak. Alındın mı?" Uykum tamamen açılmıştı. Bu halime güldü ve üzerinde olmama rağmen hiç zorlanmadan oturur pozisyona geçti ve bende bacaklarına doğru kaydım.

"Neden alınayım? O iş yeri için ettiğim küfürleri bir duysan belki de benimle konuşmazsın bir süre." Dedi ve dudaklarıma bir buse kondurdu. "İçinde kalsın o zaman." Dedim gülümseyerek. Ve dolabın aynasından kendimi görünce ufak bir çığlık attım.

"Yekta sen korkmuyor musun bu halimden?" Diye sordum gözlerim iri iri olurken. "Şu halime bak, berbat ve korkunç gözüküyorum!"

Çenemi tutarak ona bakmamı sağladı. "Ne varmış halinde? Doğalsın bir kere."

Ne? Ne... Ne... Ne... Ne... Ne? NE!

Onu omuzlarından sertçe ittirdim ve üzerinden kalktım. "Konuşma benimle!" Diye bağırdıktan sonra hızlı adımlarla banyoya ilerledim. Gerçekten tamamen doğaldım ama aynı zamanda berbattım da ve bunu ondan duymak beni öfkelendirdi.

Kahvaltı yaptıktan sonra -onunla konuşmadım- evden çıktık ve arabayla beni kafenin önüne getirmişti. Arabayı durdururken bana baktığını hissettim fakat ben ona doğru bakmadım. "Güzelim, tribini yerim senin ama konuşmamak da biraz fazla sanki?"

Ben yine sessiz kalırken tekrar konuştu. "Sen çok güzelsin, bunun farkındasın da. Bu sabah beni tamamen yanlış anladın. Doğal görünüyorsun derken sana asla çirkin olmak gibi öyle anlamlarda demedim ki!"

Çok masum. Şuna bak, hala daha bana kendini açıklamaya çalışıyor.

Çenemden tutarak ona bakmamı sağladı. "Seni almaya geleceğim. Bir an önce hallet buradan ayrılmayı." Bana doğru yaklaştı ve yanağım ile dudağımın arasında ki kısma öpücük kondurduktan sonra bana gülümsedi.

"Peki, tamam." Dedim gülüşünde kaybolmak üzere. "Sonunda sesini tekrar duyabildim." Deyip çok daha geniş gülerken, ben onun gülüşüne karşılık dudaklarımın kıvrılmasına yine engel olamadım.

Bir an da aklına ne geldiyse kaşlarını çattı. "O adamı yanına dahi yaklaştırma. İşim bittiğinde seni almaya geleceğim."

Başımla onu onayladım.

"Kendine de dikkat et. Fazla yorma kendini. Ben gelmeden önce de konuş ve ayrıl buradan."

Tekrar başımla onayladım onu. Arabadan inmek üzereydim ki kolumdan tutarak beni durdu. "Veda öpücüğü falan yok mu?" Diye sordu alıngan bir şekilde. "Aaa, unuttum." Diye mırıldandım ve ona doğru döndüm.

"Şimdi ben de sana trip atayım mı?"

Alttan alttan beni tehdit ediyor. "Yekta sen sonra inat ediyorsun, yapma bence." Yanağına güzel bir öpücük kondurdum. "Sen de kendine iyi bak, o kız oradaysa görüşme onunla. Başka birisi ilgilensin."

Terk Edilenler Durağı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin