)10(

2.4K 155 32
                                    

"Hadi be, hadi gol at! Lütfen..." Top direkten dönünce tüm sinirimle dişlerimi sıktım, sıkıca yumruk yaptığım iki elimi de bacaklarıma indirdim ve o an yine Yekta'nın ters bakışlarıyla göz göze gelince gerginlikten dikleşen omuzlarımı indirip, ellerimi serbest bıraktım.

Maç izlerken kendimi kaybettiğim doğrudur. Özellikle de Beşiktaş'ın maçlarını.

Ben her kendimi kaybedişimde de Yekta kendini kaybediyor ve bana sinirli bakışlarını yolluyordu. Bu bakışlarının tek sebebi; sürekli sinirden ve gerginlikten bacaklarıma vuruyor oluşumdu.

Yekta bakışlarını üzerimden çekmezken hemen suçlu gibi başımı öne eğdim ve mırıldandım. "Ya maçlarda kendimi kontrol edemiyorum ki." Hemen yanımda oturuyor olması bu utangaç ve kısık sesimi zorlanmadan duymasını sağlamıştı.

"Yekta şu bakışlarınla bile insanları dövmeyi biliyorsun. Çek şu gözlerini kızın üzerinden." Begüm'ün kızgın sesini duyunca bakışlarımı yerden kaldırdım. Şuan tam olarak annesinden azar işitmiş fakat teyzesinden yüz bulmuş çocuklara benziyordum.

"Hayır yani karşısındaki de bir lokma bir şey zaten." Deyip gülünce Uraz, bende dudaklarımın kıvrılmasına engel olamamıştım. Kahvaltıda Yekta sürekli tabağımı doldurup kuş muamelesi yapınca Uraz'a da benimle alay etmek kalmıştı.

"Kapat abi şu televizyonu." Yekta kumandaya bakınırken, Uraz çoktan yanında ki kumandayla televizyonu kapatmıştı. Kararan ekrana bakarak dudaklarımı büktüm. Tam itiraz edecekken Yekta işaret parmağını bana doğrulttu ve, "Ben sana kendine vurma dedikçe sen hırslandın ve iyice vurmaya başladın. Uyarılarımı dikkate alman gerekiyordu İdil." Dedi.

Bacağımı koparmışım gibi davranıyordu. Tamam biraz sert vurmuş olabilirim ama kopmadı değil mi? Hem kontrol edemiyordum ki!

"Söz bir daha yapmam." Son bir şans için gözlerinin içine baktım fakat fena halde kararlıydı.

"Cık, imkanı yok. Yekta'yı ikna etmek çok zor." Begüm'ün umutsuz ses tonuyla iyice suratım asıldı. Şurada bir maç izlettirmedi yani Yekta.

"Sanki kız bıçakla doğradı kendini lan." Uraz'ı haklı bulunca elimle onu işaret ederek, "Heh, konuş işte böyle." Dedim fakat yinede Yekta ikna olmadı. "Yok abi, tutsun biraz kendini. Kız geçmişte olan bir maç için coştu burada ya." Bu sefer bana kaşları çatık bakıyordu.

"Sana kontrolüm dışında gerçekleşiyor diyorum." Tane tane söylesem bile fayda etmiyordu. Şunu anlamıştım ki, Yekta bir şeyi iki kere uyardıysa ve o uyarısı iki defa olumsuz sonuçlanırsa fena halde inatçı olabiliyordu.

Ama ben çok merak ederim ki sonuçları.

Sen hiç heyecan nedir bilmez misin be Yekta?

Başımı hafifçe eğip şu bakışlarının az da olsa yumuşamasını bekledim ve nihayet ki bakışları normalleşti ve üzerimden çekildi. "Böyle durduğuna bakma, o da bazı maçlarda yerinde duramaz." Bu sefer Begüm, Yekta'ya ters bir bakış atmıştı.

Yekta yine beni haksız çıkaracak bir cümle kurdu. "En azından ben kendime vurmuyorum."

Uraz huysuz bir ses tonuyla konuştu. "Kendine vurmuyorsun ama bana hiç acımadan geçiriyordun."

Bu sefer ben Uraz'ı desteklemek adına konuştum. Bir elim de sanki çok kötü bir şey olmuşda inanamıyormuşum gibi dudaklarımın üzerine örtmüştüm. "Hii, çok ayıp. Uraz seni uyarmamış mıydı niye vuruyorsun ona?" İçten içe sinsice güldüm.

"Kontrolüm dışında gerçekleşiyor." Dedi beni taklit ederek. Üstelik gözde kırpmıştı. Gerçi o göz kırpışı da ona çok yakışmıştı.

Terk Edilenler Durağı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin