"İkinci aileni yani abinle olanı değil, ilk aileni merak ediyorum." Dedim ve kısa süreliğine odada bir sessizlik oluştu ve Yekta içine derin bir nefes çekerek biraz bekledi. Biliyordum böyle olacağını.
"Yekta anlatmayabilirsin. Kendini zormalanı istemiyorum." Kollarını omzuma sardı ve konuşmaya başladı. "İlk olarak yedi yaşımda yetimhaneye verildiğimi biliyorsun zaten. İlk ailem hakkında hatırladıklarım çok az. Ben zamanında bu terk edilişlerin ardından nasıl unutacağımı veya acısı nasıl hafifleyecek diye düşünürken bu yaşıma kadar geçen zaman bana bazı şeyleri unutturdu." Diyerek başladı ve tekrar devam etti.
"Annem, babam, ben ve doğacak olan kız kardeşim... Babam yurtdışında çalıştığı için sadece senede iki kere bizim yanımıza geliyordu. Onunla öyle çok bir anım yok, varsa da ben hatırlamıyorum... Annem... o çok güzel bir kadındı. Bunu küçükken bile fark etmiştim çünkü güzelliği çok dikkat çekiyordu. Kız kardeşimin ona benzeyeceğini düşünürdüm."
İçine tekrar bir nefes çekti. Sanırım bundan sonrası biraz daha zor.
"Babamın gelmediği bir zamanda annemle telefonda kavga ettiklerini hatırlıyorum. Annem o gece doğum yaptı ve benim aylardır beklediğim, hiç görmediğim kız kardeşimi doğumda kaybettik... Ondan sonrası benim için çok zor geçmişti. Annem tamamen yıkıldı. Sadece o ve ben vardık evin içinde ve büyük, boğan bir sessizlik. Annem kendini toparlayana kadar annemin akrabaları bana bakmaya başladı fakat o da uzun sürmedi zaten. Gideceğim yere en fazla bir iki ay sonra gittim."
Anlattıkları bittiğinde sessiz kalmaya devam ettim. En sevdiğin kişinin çektiği acılar insanı oldukça kötü hissettiriyor. Bir şey demek istesemde dilim bir türlü harekete geçemedi. Sanki dudaklarımı aralasam hıçkırıklar peşimi bırakmayacak.
Gözlerimi sımsıkı kapatmıştım zaten ve bedenimi ağlamamak için kasıyordum. Bu halde olmasını istemezdim, bu halde olmamı istemezdi.
"İdil." Dedi ve boynundaki başımı kaldırdı. "Yapma böyle güzelim." Dedi ve gözlerimin üzerine öpücüklerini koydu. "Ağla diye değil, aklında soru işareti kalmasın diye anlattım. Emin ol canım eskisi kadar yanmıyor."
Kendimi tutmaya çalışsamda ilk hıçkırığım ve gözyaşlarıma engel olamadım. Beni iyice kendisine çekti. "Üzülmeni istemiyorum." Dedi. Çaresiz bir cümleydi.
Onun çok güçlü bir yüreği var.
Ben sakinleşene kadar beni kendinden ayırmadı ve sırtımı sıvazlayıp durdu. "Ben üzgünüm. Bir an da aklıma geldi. Seni üzdüysem eğer..."
Lafımı kesti. "Hayır. Bak ben iyiyim. Boşuna üzme kendini." Yanaklarımı kuruladıktan sonra gözlerimi aralayarak ona baktım. Hafif bir tebessümle bana bakıyordu. "Bunları tekrar hatırlatarak günümüzü mahvettim mi?" Diye sordum çekinerek.
İyice güldü ve iki elini yanağıma yerleştirdi. "Hayır mahvetmedin. Ama ağlamaya devam edersen durum benim açımdan değişebilir." Dedi ve burnumun ucunu öptü. Yine bacağımı ve kolumu onun üzerine attım. "Yanında olduğumu hep hissettireceğim." Dedim ve bende ona hızlı bir öpücük bıraktım.
Tek kolunu belime sardı ve gözlerimi kapatmam için bana baktı. Başımı tekrar boynuna gömdüm. "Sen harika bir şeysin. Kalbin o kadar güçlü ve güzel ki... Senin merhametine, şefkatine ve sana aşığım. Her haline."
"Böyle devam edersen..." Dedi ve durdu. Başımı hafifçe kaldırarak ona baktım. "Böyle devam edersem ne?" Diye sordum. "Bir an ne diyeceğimi bilemedim ve bunu yapacaktım." Diyerek yanağımı ısırdı. Canımı acıtmasa da bunu beklemiyordum. Bende bir kere ona böyle yapmıştım ama o ilk defa yapıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Terk Edilenler Durağı
Teen FictionKaybolmuş bir şehirde, gökyüzünün şehire olan isyanını dile getiren yağmurun üzerimi ıslatmasıyla sığındığım bir durakta, yara bere içinde bırakılan bir adamla bu Dünya'da yalnız kalmıştım. O günü hatırlıyorum da, üzeriyle yarışacak derecede dağılm...