Doksan üç

6.2K 520 105
                                    


Bölüm şarkısı : Yohio - Undo

.

.

.

İnsan ait olduğu yeri bulunca fırtına diniyor

Savaş bitiyor

Bir bahar başlıyor sonra

.

Ne kadar uyum olmazsa olmaz bir şey olsa da bu hayatı çekilebilir kılan şeylerden biride zıtlıklar değil midir? Hepimiz hep kendimize uygun biri ararken neden zıt olan kişilere düşüp duruyoruz sanıyorsunuz? Uyum ne kadar var olsa da zıtlığın ondan daha ağır bastığına hepimizin emin olmasını isterim çünkü Devrim ile ben iki zıt kutup olarak birbirimize tam anlamı ile çekilmiştik. Çekilmek ile kalmamıştık birbirimize karışmamıza çok az kalmıştı. Ben onun gibi tüm olumsuzluklara karşı gülümseyemezdim ama o şu an tam olarak onu yapıyordu. Her şeye inadına gülümsüyordu ve bunu çok içten yapıyordu.

Çınar'ın evinde kahvaltı yapmak için toplanmıştı. Ellerimi yıkamak için lavaboya giderken peşimde sarışın birileri takıldı ama onu çok umursamadan yürüyüşüme devam ettim. Koridorun sonundaki lavaboya ulaşıp kapısını açtığımda Devrim yanıma seke seke geliyordu. Onun bu haline hafifçe gülümsedim. Nasıl her şekilde bu kadar enerjik olmayı başarabiliyordu? Ben en ufak bir şeyde yıkılmaya hazır beklerken o tüm olumsuzluklara inat etrafa enerji saçıyordu.

Birbirimize çok zıttık ama bir arada da çok uyumluyduk.

Kapıyı açıp içeri girdiğimde Devrim'de benimle birlikte içeri girip kapıyı kapattı. Omzumun üzerinden ona baktım.

"Ne oldu?"

"Özledim."

Kollarını iki yana açıp bana arkamdan sarıldığında ona bakmaya devam ediyordum. "Özlenecek kadar uzak kalmadık Devrim." Karnımın üzerine yerleştirdiği ellerinin üzerine ellerimi yerleştirdim. Onun geniş bedenine kendi sırtımı yasladım. Devrim burnunu boynuma yaklaştığında kokumu içine çektiğini hissettim. Öyle bir nefes çekmişti ki içine sanki dünyada ilk kez nefes alıyordu. Huylanarak geri çekilmek istesem de bedenim ondan çekilmek istemiyormuş gibi ona yapışık kaldı. Beni kolları ile sıkıyor kendine yapıştırıyordu. Üzerimde ki rahat kıyafetler yüzünden onu tamamen hissediyordum.

"Çok özledim."

Sesi çok derinlerden geliyordu. O enerjik sesi yerine böyle derince konuşması içimi bir hoş yapıyordu. Bir insanın sesinden bile etkilenilemezdi... Kollarını bana daha sıkı sardı, sanki beni içine çekip bırakmak istemiyordu. Bu durumdan hiçte rahatsız değildim. Yüzümde istemsiz bir gülümseme oluştu. Bazen Devrim ile alakalı her konuda yüz kaslarım kontrolümün dışında çalışıyormuş gibi geliyordu. Yüzümdeki o sert ifade yok oluyordu. Çatık kaşlarım gevşiyor, yüzüme bir sersemlik geliyordu. Aşk seni böyle aptallaştırıyordu işte.

Devrim, yüzümdeki mimiklere bile ihtilal yapmıştı.

Karnımın üzerinde duran sağ elini elimin arasına alıp havaya kaldırdım. O hep benim avuç içimi öpmüştü ama ben onun parmaklarının üzerine sıkı bir öpücük bıraktım. Uzun, ince parmakları o kadar kusursuzdu ki. Bedenin her yeri bu kadar kusursuz olmamalıydı. Sen yasal bir insan değilsin Devrim Yakar. Sen kesinlikle bu dünya kurallarına uygun bir insan değilsin. Ama buradasın işte. Senin kollarının arasındayım ve şu siktiğimin dünyası hiçbir şekilde umurum da değil. Bunun ne kadar tehlikli bir şey olduğunu biliyor musun? En ufak bir şeyde yıkılıp kalan Kartal Karatay senin için dünyayı karşısına almayı düşünüyor.

volleyball men - bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin