Beş

11.5K 710 85
                                    

Herkesin kendi rüyası vardır.

Herkes kendi rüyasında yaşar bu dünyada.

Beni bu rüyadan uyandır. 

Yemekler o kadar güzeldi ki. Hızlıca yiyip bitirmek istiyordum ama ilk defa onların yanında yemek yiyeceğim için aşırı gergindim. Yavaş yavaş ve düzgün yemeye çalışıyordum. Gözlerim arada Çınar'a kayıyordu. Kaşık ve çatalı öyle kullanıyordu ki. Sanki İngiltere Kraliyet ailesinden geliyordu. Duruşu dimdikti. Asla yemek yerken konuştuğunu görmedim. Ekmeği eline aldığında bir anlık göz göze kaldık. Bana hafifçe gülümsedi. Gözlerimi hızla ondan çektim. Ona bakmak bile çok tehlikeliydi. Etrafa saçtığı spot ışıkları ona bakmamı sağlasa da. Onu görmezlikten gelmek zorundaydım.

İkimizin arasında değil Çınar'ın bir çok insan ile arasında uçurum vardı.

İyi bir aileden geliyordu, çok iyi eğitimler almıştı.

Ladin ailesi sırf onun spor merakı olduğundan Osla Sporu satın alıp Ladin spor yapmıştı. Hiçbir zaman Ladinler hakkında kötü bir haber ve yazı ile karşılaşmazsınız mesela. Ben hala bunu düşünüp dururum. Bu kadar ünlü bir ailenin nasıl skandal haberi çıkmazdı. Cidden tek varisi olan Çınar Ladin bahsettikleri kadar kusursuz biri miydi?

Ladin bir markaydı. Çınar da bu markayı çok iyi temsil ediyordu.

O ulaşılmaz bir yerdeydi. Çok üstteydi ama şu an bir o kadar da yakındı. Aynı masada yemek yiyorduk daha fazla nasıl yakın olabilirdik ki.

Vay beee Ladinlerde açıkıyormuşş.

Düşenlerim Oğuzhan'ın sesi ile bölündü.

"Ben katılacaktım o yürüyüşe de menajerim elimi kolumu bağladı. Neyse sonuna kadar özgürlükçüyüz."

"Memelere de özgürlük demezsin."

Ortamda dönen muhabbetin tam olarak ne olduğunu anlamasam da bir süre kulak kesildim. Oğuzhan'ı tanımlarken en sadık diyorlardı. Hatta Çınar bir röportajın da Oğuzhan'ın onun için kavga ettiğini söylemişti. Çok korumacı çok sahiplenici diyorlardı ama Can Polat kadar olmadığını herkes biliyordu. Uzaktan bakınca o hissi alabiliyordum ikisinden de. Oğuzhan'ın geniş omuzları, kendini belli eden erkeksi pazıları ve yüzünde serseri ifadesi onu tamamlıyordu. Tamamen bir abi modeli idi ama bir Kaplan Karatay etmezdi.

"Sen hiç sütyen ile tüm gün durdun mu?"

"Kanka ben durmadım ama sen kesin durmuşsun."

"Durmadım ama anlayabiliyorum şerefsiz." Oğuzhan, Atakan'ın kafasına bir tane geçirdi.

"Lan durduk yere şerefsiz olduk gene iyi mi?"

Atakan ve Oğuzhan'ın tartışmasını Can Polat'ın sesi böldü.

"Siz mi susacaksınız yoksa ben mi susturayım. Yemek yiyoruz şurada."

Atakan biraz Can Polat'a doğru eğilip konuşsa da söylediğini hepimiz duyduk. "Kanka benim iştahımı daha çok acıyor bu muhabbet."

Kaşlarımı çattım. Ne tarafa doğru kussam diye etrafa bakındım.

"Devrim ye artık. Oyalanma kardeşim."

Çınar'ın sesi tüm ortamı delip geçti ve Devrim'e ulaştı. Devrim elindeki çatal ve kaşığı yemeğe batırıp duruyor asla ağzına götürmüyordu. Üzerinde kara bulutlar geziyor gibi bir hali vardı. Sabah ki Devrim'den eser kalmamış bambaşka biri gelmişti.

volleyball men - bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin