Kırk dört

7.7K 591 99
                                    




Ve ben sen gibi gülen birini tanımadım

Ve sen gibi bakan

Bir bulut gibisin

Yakın ama dokunulmaz

Ve her rüzgar

Seni de alır




Alkollü bir mekan olduğu için içerinin basık bir havası vardı. İçerideki loş ışıklar yüzünden kimseyi göremiyordum. Devrim ile bar taburelerinden birine oturduk. Dönen taburede yana doğru dönüp sahneye baktım. İnsanlar sahnenin önüne yerleşiyorlardı. Taburede oturduğumuz için sahneyi net bir şekilde görebiliyorduk. Bu geldiğim ilk konser değildi ama uzun zamandır hayatımı da eğlenebileceğim bir şeyler yoktu. Gittiğim konseri hatırlarken bile zorluk çekiyordum.

"İstersen sahnenin önüne geçebiliriz." Devrim'in sesi ile ona doğru döndüm.

Ona kısaca "Böyle iyi" dedim. Tamam der gibi başını salladı. Dirseklerimi bar masasına koyup etrafı inceledim.

"Ooo Devrim Yakar, gelmişsin." Barmen kısmında bizim yaşlarımızda belli olan kısa saçlı, esmer çocuk Devrim'e elini uzattı kısaca tokalaşıp sarıldıklarında onları izledim.

"Bu grup seni buraya getirdiyse çok iyi olmalı."

Devrim bana bakmadan eli ile beni gösterdi. "Kartal için geldim, onu tanıyorsundur bence."

Çocuk bana döndüğünde beni hafifçe süzüp elini uzattı. "Merhaba, Serhat ben."

Eli boşta kalmasın diye istemeyerek elini sıktım. İstemediğimi çok belli etmiş olmalıyım ki Devrim hafifçe kaşlarını çattı. Ona ne var bakışları attım.

"Biraz vahşidir arkadaş, adından kaynaklı."

Devrim'in bar taburesinden sarkan ayağına vurdum. "Devrim.." dişlerimin arasından tıslamıştım ona doğru. O ise bundan hiç etkilenmedi.

"Ben sizi rahatsız etmeyeyim o halde, ne içiyorsunuz?"

Serhat'ın sorusu ile arkasındaki güzel gözüken şişlere baktım. Bu kadar güzel görünüşlerinin aynısı tatları içinde geçerli miydi?

"Yarın antrenmanımız var o yüzden hafif bir şeyler içelim," Hem insanların sesi hem de çalan şarkı yüzünden seslerimizi duymak gittikçe zorlamıştı. Devrim bana doğru eğilip konuştu. "Sen ne dersin?" Başımı tamam der gibi salladım, doğru söylüyordu.

"Bu arada yüzüne ne oldu?" Serhat eli ile Devrim'in yüzünü gösterdiğinde unuttuğum o anı tekrar gözlerimin önüne geldi. Devrim'in dağılmış yüzünü dün geceden beri gördüğüm için alışmıştım ama başkası görünce tabi ki de garip geliyor olmalıydı.

Devrim alnındaki yaraya dokunup konuştu. "Düştüm."

"Düştün mü?" Serhat gibi bende söylediğine şaşırsam da sırıtmaktan kendimi alamadım.

"Aynen öyle yürüyordum bir baktım ki düşmüşüm."

Devrim'in saçmalamasını dinlemek beni keyiflendirdiği için yaşanan ana dahil olmak istedim. "Sadece bir kere değil birkaç kere düştü."

volleyball men - bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin