[TAMAMLANDI]
Usanmaz
Yenilmez
O sadece güler
Hep hissiz aşık
Hiç görmez kendini ama
Suçlar o herkesi
Pişmiş arsız
Kibirle bir tepeden izler durur
Cahil anlayacak gibi
İnandım soyundum yine
Gafil avlayacak beni
Dur o ellerini
Bi' ruhumdan çek
Çek yo...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
. . .
Bölüm şarkısı: Kuytu – Ada
.
.
.
Gecen uzun
Yolların dar
Dört yanımda ördüğün duvarlar
.
Berkay'ın yanına giderken Devrim peşimden geliyordu. Merdivenlerden çıkıyorduk. Onun bu kadar rahat olmasının sebebinin Çınar'ın bahsettiği gibi babası yüzünden olmalıydı. Ona doğru kısa bir bakış attım. Yüzünde ki ifadenden bir şey yapmak istediğini ama yapmadığını anlıyordum. Ya Devrim Yakar kendini çok kolay ele veriyordu ya da ben artık onu çözmüştü. Yürüyüşümü durdurduğumda o da benimle birlikte durdu. Merdivenin kuytu bir köşesindeydik. Çınar'dan öğrendiğim bilgi doğrultusunda ona merak ettiğim şeyi sordum.
"Babanı çok mu seviyorsun?"
Kollarımı göğsümde birleştirdim. Devrim bu soruyu beklemiyor olmalıydı, omuzlarını dans eder gibi sağ sola salladığında "Elimi tutarsan söylerim" demişti. Sesinden benimle oyun oynadığı çok belli oluyordu.
"Diğerlerinin görmesinden korkmuyor musun?"
"Şu an göremezler."
"Yani korktuğunu kabul ediyorsun bu şekilde."
Devrim'e bir süre öylece bakarken eline uzanıp elini tuttum. Son söylediğimde bir şey söylememişti. Benim normal elim ve onun normal olmaktan uzak büyük eli birleştiğinde Devrim'in yüzünde bir gülümseme oluşturdu. "Ailemin her üyesini çok seviyorum ama babamı bir tık fazla seviyor olabilirim."
Ona yaklaşıp sessizce konuştum "Bizim konuşmamız lazım." Devrim başını aşağıya yukarıya sallayıp beni onayladı. Merdivenin ortasına el ele duruyorduk. Benim gibi sessizce konuştu "Konuşuruz ya ilk önce bir kere daha öpüşelim." Dudaklarıma bakarak konuştuğu içinde benimde gözlerim dudaklarına kaymıştı. Etrafa hiç bakmaya gerek duymadan dudaklarımızı birleştirdiğimizde kollarımı onun boynuna doladım, Devrim ise kollarını belime sarmıştı. Saniyeler içinde birbirimize dolanmıştık. Dudaklarımı araladım, öpüşmemiz daha ıslak hale geldi. Devrim'in bir eli enseme doğru çıktığında beni yönlendirmesine izin verdim. Ensemdeki saçlarımın arasına parmaklarını geçirip öpüşmemizi daha da derinleştirdi. Nefes almak için hafifçe çekildiğimde Devrim alt dudağımı dudaklarının arasına alıp sertçe emdi. Küçücük yaptığı bir hareket bile aşırı tahrik edici oluyordu. Kafamı açacak kadar oksijen aldıktan sonra bir sürede ben Devrim'in lip balm sürdüğü dudaklarını emip geri çekildim. Bedenim yanıyordu, üzerimdeki forma rahatsız etmeye başlamıştı. Kızaran yanaklarım ve hafif zonklayan dudaklarımı hissedebiliyordum. Dudaklarımız birbirlerinden ayrıldığında ıslak bir öpüşme yaşadığımız için öpüşmemizin sesi duyuldu. Ellerimi Devrim'in geniş omuzlarına yerleştirdim. Aramızdaki boy farkı yüzünden hafifçe parmaklarımın uçuna çıkmam gerekmişti.
