Bölüm şarkısı: Imagine Dragons – Bones
.
.
.
Hayatın ne kadar da kırık dökük
Birkaç saat önce Perşembe gününe girmiştik ve Tunç abinin ölümünün üzerinden üç gün geçmişti. Elimdeki topu her yere vurduğumda aklıma başka bir şey geliyordu mesela haftaya pazartesi günü hazırlık maçlarının başlayacağı ve bu benim Ladin sporun forması ile çıkacağım ilk maç olacaktı. Şu an Oğuzhan'a bakarken hatırladım ki bu cumartesi Oğuzhan'ın sevgilisi Elis'in doğum günü vardı. Her şeyi böyle düşününce duvarların üzerime üzerime geldiğini hissedip derin bir nefes aldım.
"Antrenörü aradım onlarda uyumamışlar, ekibi toplayıp geleceklermiş. Isınmaya başlayalım." Çınar'ın sesi ile ona doğru döndüm. Onunda elinde bir voleybol topu vardı, ona baktığımı fark edip hafice gülümsedi. Bana doğru bir adım attığımda gözlerimi onun üzerinde tutuyordum. Bana doğru yaklaşıp eli ile dizliklerimi gösterdi. Dizliklerim bileklerimde durduğu için başımı eğip gösterdiği yere baktım.
"Bunlar eskimiş Kartal." Eğilip dizlerimi eli ile kontrol ettiğinde onun gibi bende eğilip dizliklerimin sağını solunu çekiştirdim. Asla eskidiklerini fark etmemiştim. Bu yılın başında çok kaliteli bir markanın indirimli bir fiyatına denk gelerek almıştım. Çınar başını kaldırıp bana baktığında gözlerimi dizliklerimden çekip ona baktım. Yüzünde bir sırıtma ile konuştu. "Hayırlı olsun, kardeşimi üzme."
Ona gözlerimi büyülterek baktım, dudaklarımı araladığım da o bir elini omzuma koyup omuzumu hafifçe sıktı. Konuşmama fırsat vermeden koşmak için diğerlerinin peşine takıldığında arkasında şaşkın bir ben bıraktığının farkında değildi. Nasıl yani? Öylece kabul mu ediyordu? Nasıl bu kadar kolay... Çınar yanımdan uzaklaşırken onun sırtını izlemeye başladım. Bir insanın sırtını izleyerek duygulanabileceğim asla aklıma gelmezdi. Ona ilk annemi söylediğim zaman bana hissettirdiği duyguların aynısını hissetmek hafif bir ağlama dürtüsü getirdi.
Gözlerim Devrim'i aradığında onu Atakan ile uğraşırken gördüm. "Burnun küçük! Nasıl koku alıyorsun!" Atakan'ın burnunu parmakları ile kıstırıp çekiştirdi. Atakan onun elini ittirmek için büyük bir çaba sarf etti.
"Senin de kafan küçük olum, beyin var mı onun içinde?"
"Oooo acıtttıı," Devrim bir elini kalbine koyup vurulmuş gibi yaparken bedenini Atakan'a doğru bıraktı. Atakan mecbur bir şekilde onu tutmuştu. Devrim yüzündeki gülümseme ile ona yaklaşıp "Sen üzülünce dilin sivriliyor ha" dediğinde Atakan onu tuttuğu gibi geri eski haline getirdi.
"Aman sen üzülme yeter bana." Atakan bu cümleyi kurduktan sonra birbirlerine sıkıca sarıldılar. Boyları aynı uzunlukta olduğu için birbirlerine çok rahat sarılabiliyorlardı. Onları izlerken Devrim ile göz göze kaldım. Bana göz kırptı ama o an bir farkındalık yaşadığım için ona bir tepki veremedim.
Çınar yargılamıyordu... Gözlerimi diğerlerinin üzerinde gezdirdim. Onun haricinde herkes yargılıyordu. Bu yüzden takım arkadaşı olmamızdan rahatsızdı. İçeride saçma sapan konuşmasının sebebi buydu. Belki söylemeye dili varmıyordu ama ben ona baktığımda artık her şeyi anlayabiliyordum. Onu çok iyi anlıyordum.
---
Yazar Notu:
Şu görüntüye ne hikayeler yazılır.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
volleyball men - bxb
Fanfiction[TAMAMLANDI] Usanmaz Yenilmez O sadece güler Hep hissiz aşık Hiç görmez kendini ama Suçlar o herkesi Pişmiş arsız Kibirle bir tepeden izler durur Cahil anlayacak gibi İnandım soyundum yine Gafil avlayacak beni Dur o ellerini Bi' ruhumdan çek Çek yo...