Yetmiş beş

6.7K 603 74
                                    

Bölüm şarkısı: Batuhan Akdeniz – Eksik

.

.

.

Yara kapanmış ama bıraktığı iz geçmemişti

Antrenman yapmak hepimizi kendimize getirmişti. Hüznün, uykusuzluğun ve yarı açlığın verdiği etki ile bedenlerimiz gerçek performanslarının altında olsa da ellerimiz ile voleybol topuna vuruş yaptığımız her seferinde kendimize geliyorduk.

Ve size bir tavsiye, eğer filenin arkasında tüm hırsını çıkarmak isteyen bir orta oyuncunuz varsa tek yapmanız gereken kaçmak! Arkanıza bile bakmadan kaçın! Çünkü Oğuzhan ile mücadeleye girmek aklıma tek bu düşünceyi getirdi. Kaçmayarak verdiğim mücadeleden kollarımın kızarmaktan öteye geçtiğin de kollarımı hissetmemeye başladım ama pes edecek değildim. Bu durumu defalarca yaşamıştım. Devrim ise bu durumdan çok zevk aldığını belli eder gibi asla doğru düzgün bloka kalkmıyordu. Sevdiğim çocuk musun düşmanım mısın Devrim Yakar?

Ellerimi dizlerimin üzerine yerleştirip top bekleme pozisyonuna geçtiğimde Çınar'ın smaç servisini bekliyordum. Durduğum yerden bir adım geriye attım. Defalarca Çınar'ın servislerini kurtarmıştım ve artık ne yapmam gerektiğini biliyordum. Çınar ben parkenin üzerindeyken servis sayısı alamazdı.

Çınar sol eli ile havaya attığı toptan sonra smaç adımlaması yapıp çok sert bir top gönderecek izlemi verdiği için dizlerimi biraz daha kırdım.

Tamamen yanlış izlenim aldığımı top benden üç adımlık mesafede önüme geldiğinde anladım. Bedenimi parkenin üzerine doğru atıp tek elim ile topu kurtarmama rağmen dengesiz bir top olduğu için top fileye çarpıp diğerlerinin kurtarmasını engelledi. Parkenin üzerinde yüz üstü bir halde durup ellerim ile yüzümü kapattım.

Ben nasıl Çınar'ı çözmüşsem aynı şekilde o da beni çözmüştü. Sinirle ellerimi saçlarıma çıkarıp saçlarımı bir süre tuttum. Bundan sonra asla o top elinden havalanmadan adımlama yapmayacağımı aklıma not ettim.

Kafamı kaldırıp filenin arkasından Çınar'a baktım. Elindeki topu yere vurup tutarken bana havalı bir şekilde göz kırptı. Ne kadar onun Ladin kimliğini her zaman unutsam da o bir Ladindi ve ben bunu bazı zamanlarda çok iyi hissediyordum. Yıkılmaz, geçilmez bir Ladindi. Onu çözdüğümü düşündüğüm ilk an beni sırtımdan bıçaklamıştı.

Beni parkeden kaldırdıklarında maçı bitirmiştik. O topu kurtaramadığım için tüm gün bunu düşünecektim artık. Dudaklarımı birbirine bastırıp sırtımı pat patlayan Can Polat abiye baktım. Aklıma gelen hainlik ile Can abinin etrafından bir ışık dalgası süzüldü ve ışıl ışıl parlamaya başladı. Can abinin bakışları benden uzakta antrenörü dinliyordu, bende aklımdaki fikri düşünüyordum. Gözleri bana döndüğünde ne oldu der gibi kaşını kaldırdı.

Eğer Can abiyi biraz çözmüşsem asla aramızdan birini üzgün görmeye dayanamazdı. Başımı aşağıya eğip antrenörün söylediklerini başımı sallayarak onaylıyordum. Can abi bir kolunu sağ omzumun üzerine koyup bana yaslandı. Ona bir şey söylemedim çünkü aklıma başka bir konu vardı ve konuda Can abinin çok yardımı dokunacaktı.

Belimde hissettiğim bir elin varlığı ile başımı diğer tarafa çevirdim. Devrim hiçbir şey yokmuş havasında antrenörümüzü dinliyordu. Elimi belimi saran elinin üzerine koyup çekmeye çalıştığımda mızmızlandığını duysam da zorla elini belimden çektirdim. Omzumda Can abinin kolu, belimde Devrim'in kolu ile dışarıdan nasıl göründüğümü çok merak ediyordum ama Oğuzhan gibi konu pisliklik olunca sabahın köründe bile kalkardım ben.

volleyball men - bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin