''Sanlı senin ne işin var burada'' karşımda en az benim kadar şaşkın bir Sanlı görmeyi asla beklemiyordum bakışları yüzümde gezerken düşündüğüm kadar kötü görünmüyor olmayı diledim ama zombiden farksız olduğumdan emindim Sanlı'yı severdim ancak Anıl'la ayrılığımızdan sonra mecburen kopmuştuk başka türlüsü kaçınılmazdı zaten.
''Özge ben buraya taşınıyorum yani karşı daireye tabi, tanışmak için gelmiştim de sen ne zamandır buradasın, Moda'da oturuyordun. Sanlı gerginlikten ne yapacağını, söyleyeceğini bilemiyor gibi duruyordu onun bu gergin ve heyecanlı haline tebessüm ettim onu anlıyordum sonuçta son görüşmemizde güzel şeyler yaşanmamıştı , şimdi birde komşu mu olacaktık bugün gerçekten kötü bir şaka olmalıydı. Kollarımı kendimi saklamak istercesine kavuşturarak konuştum,
''ben evi boşaltmak durumunda kaldım iş yerimle ilgili olayları zaten biliyorsun durum böyle oluncada karşıda kalmanın pek bir anlamı kalmadı Selen vardı ya tanışmıştınız onun evi burası bir süreliğine burada kalıyorum'' başını salladı ikimizde ne söylememiz nasıl davranmamız gerektiğini bilmiyorduk ben bu düşüncelere kapılmışken devam etti
''ee cihangir'i sevdin mi farklılık olmuştur sana da'' hafifçe tebessüm ettim Sanlı her zaman böyleydi ortamı yumuşatan çabalamadan espirili olabilen biriydi
''şimdilik memnunum'' derken içimden burada Anıl'la yaşamayacak olması için dua ediyordum artık bu kadarı da fazla olurdu , sanki içimi okumuşçasına konuştu'
''şey yani merak ediyorsan tek kalacağım o da gelip gider ama ev arkadaşım olmayacak'' başımı salladım Sanlı'yı sevsem de içimden konuşmak gelmiyordu en sonunda çekingen bir tavırla gülümseyerek ''sonra görüşürüz ben seni tutmayayım'' dediğinde ona veda edip kapıyı çektim ve vücudumu kapıya yasladım, Sanlı'yı görmek bana iyi gelmemişti üstelik şimdi her gün görecektim Anılı'da en az 4-5 gün göreceğime emindim yedikleri içtikleri ayrı gitmezdi onların.
Derin bir of çekerek kendime bir kahve yapmaya karar verdim , makine çalışırken düşüncelerim beni rahat bırakmıyordu şimdi ne olacaktı Sanlı illa ki bu durumu Anıl'a anlatırdı selam verir miydi, yüzü var mıydı gerçi ayrı oldukları süre boyunca hiç aramamıştı belki de beni unutmuştur eminim benim kadar acı çekmiyordur diye düşündü.
Anıl'dan
Marketten alacaklarımı almış çıkarken Sanlı'nın aradığını gördüm daha 10 dakika olmuştu konuşalı ne vardı ki telefonu açmamla kulağımın patlaması bir oldu
''Anıl oğlum ne oldu tahmin edemezsin''
''Ne oldu Sanlı az yavaş konuş bu ne ya kulağımı siktin''
'' Ya ben ev tuttum ya karşı komşu Özge çıktı oğlum''
''Ne'' Onun adını duymamla sanki kalbimde bir şeylerin ezildiğini hissettim 2 aydır ne görmüştüm, ne de başka bir şey üstelik aramamıştım da cesaretim yoktu gerçi arasam da açmayacağına adım kadar emindim
'' Bu mudur tepkin şaka mısın oğlum sen, yanıp bitiyordun Özge de Özge diye al fırsat ayağına geldi''
''Ne fırsatı Sanlı saçmalama fırsat mı kaldı, biz mi kaldık yansam ne olur bitsem ne olur'' çok istiyordum beni affetmesini eskisi gibi olabilmeyi ama artık mümkün olduğunu pek sanmıyordum
''Ya düzgünce açıkla senin suçun değildi ki amk bi yerde zorunda kaldın hem ben sana söyleyeyim en az senin kadar kötüydü '' bunu duymak daha da beter hissettirmişti gerçi ne bekliyordum ki kötü olması gayet normaldi haklıydı da kızıyorsa da, nefret ediyorsa da haklıydı
''Sence o buna ne kadar inanır Sanlı''
''Oğlum denemeden bilemezsin en azından bir git özür dile, yalvar napıyorsan yap sende kötüsün o da kötü üstelik çözülebilecek bir haldeyken böylesiniz ,saçma sapan bir hale soktun olayı''
''Bu konuyu kapatalım mı abi hadi ben geldim zaten aşağı da kafede bekliyorum''
''Yukarı çıkabilirdin''
''Gel işte'' dedim ve telefonu yüzüne kapattım kendime güzel bir masa buldum kafamı kaldırıp apartmanı incelediğimde hemen tanıdım apartmanı arkadaşı Selen'in eviydi onu kaç kere buradan aldım buraya bıraktım bilmiyorum güzel anılar aklıma gelince gülümsemeden edemedim, neden buraya taşınmıştı acaba karşıda gayet mutluydu. Garsonu çağırıp kendime de Sanlıya'Da birer kahve söylediğim sırada Sanlı'nın içeri geldiğini gördüm ona beni görmesi için elimle işaret ettim, hızla yanıma geldi
''Naber Anıl sanki 1 saattir konuşmuyormuşuz gibi buraya da geldik''
''Oğlum sen çağırdın ya gerizekalı mısın alışveriş bile yaptırdın''
''Takılıyorum ya kızma'' dedi ve gözleri muzipçe bana bakarken gözlerimi devirerek konuştum
''Hadi söyle, ne var söyle'' dedim ve kendimi sandalyeye yasladım '
'Sence de bu bir işaret değil mi bu kadar büyük tesadüf olur mu İstanbul kadar büyük bir şehirde''
''Ne yapayım Sanlı ne dememi istiyorsun anlamadım ki boktan aşk hayatımı konuşmak için mi getirdin beni buraya''
''Tamam tamam sustum senin iş bende '' diye mırıldandığında duymazdan geldim. Havadan sudan konuşarak kahvelerimizi bitirdiğimizde Sanlı'nın evine çıkmak için ayaklandık, apartmandan içeri girerken kalbim patlayacak gibi atıyordu çekiniyordum evet ama deli gibi de özlemiştim, benimle konuşmasa da bir görmek için çıldırıyordum böyle düşüne düşüne asansöre bindik. Sanlı'nın bakışlarını tekrar üstümde hissettiğimde ne var dercesine kafamı salladım o da omuz silkmekle yetindi o da bu olaya en az benim kadar üzülmüştü Özge'yi severdi, Özge'yi genelde herkes severdi zaten. Asansörün açılmasıyla düşüncelerimden kopup kendimi dışarı attım katta 2 daire vardı gözlerim benden izinsiz onun kapısına daldı gitti.
Bir şeyler yapmak istiyorum bu durumu düzeltmek istiyordum ama şu an hiçbir şey yapamazdım, Sanlı'nın beni dürtmesiyle onu takip edip daireye girdim.
''Bomboş lan burası'' diyerek güldüm tam olarak bomboş olmasa da elbette az eşya vardı sonuçta daha eşyaların bir kısmı gelmişti, ilk bakışta gözüme mutfaktaki buzdolabı, küçük masa etrafında da 3 sandalye çarptı; salonda da 1 kanepe ve televizyon vardı küçük ama sıcak bir evdi zaten konserler dolayısıyla şu aralar çok da evde durmuyorduk.
''Kusura bakmayın Anıl bey bir günde saraya çeviremedim'' dediğinde güldüm elimdeki poşeti mutfak tezgahına bıraktım ve bulduğum sandalyeye oturdum.
''Gerçekten çok mu kötü gözüküyordu'' Sanlı poşetlerin içindekileri buzdolabına yerleştirirken döndü
''Yani tanıdığımız Özge gibi değildi elbette, sen iyi gözüküyorsun da iyi misin Anıl o ne kadar iyi olabilir'' dediğinde başımı ellerimin arasına aldım ve gergince bacağımı sallamaya başladım. Bir süre sonra Sanlı bir bana bir kendisine bira çıkardı, sessizlik içinde biralarımızı içerken konuştu
''İnan bana burası iyi gelicek ikinizede'' tebessüm ederek daire kapısına baktım ve haklı olmasını umdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lie To Me/ Anıl Erdem Cevizci
Fanfiction-Now ı wish'd we never met cause you're too hard to forget- ''Özür dilerim çok özür dilerim yaşattıklarım için, aramadığım için az önce söylediklerim için her şey için.'' ''Keşke hiç tanışmasaydık Anıl. Seni unutamıyorum ne yaparsan yap ne söylersen...