Bölüm 36: Doğum Günü

270 20 38
                                    

21 Mayıs Pazar

Günler biri birini kovalamış ansızın mayıs sonu gelmişti, hastaneden çıktığım günden beri hayat çok hızlı ilerlemişti kendimi işe yoğunlaştırdım sosyal hayata biraz kapadım bu süreçte Berna Çağlayan tutuklanmış sonra da akıl sağlığının yerinde olmadığı gerekçesiyle kliniğe kapatılmıştı daha beterini hak ediyordu hastane onun için bir ödüldü bana kalırsa ölene kadar hapiste kalmalıydı ama sonuçta ortada bir cinayet yoktu sadece delirmiş bir kadın vardı. Ama ne olursa olsun annemi kafamdan atamadım, bir an çıkmadı aklımdan her an aklımdaydı. Bu süreçte annemin mezarına gittim o mezarın başında hiç tanıma fırsatı bulamadığım annem için annemle beraber haberim dahi olmadan gömülen çocukluğum için ağladım. 23 Mayıs doğum günüm... Bu gün artık doğum günümden fazlasıydı, ilk başlarda kendimi suçladım kendimi annesinin ölümüne sebebiyet vermiş bir katil gibi hissettim ama aldığım psikiyatri seansları sayesinde bu düşünceden kurtulmuş gibiydim. Ne olursa olsun mutlu olmalıydım tanıyamadığım annemi mutlu olarak yaşatabilirdim belki. Bu 1 ayda Anıl'la görüşmüştük ama hala birlikte miydik? Orası meçhuldu bana çok destek oluyordu ama soğuktuk birbirimize karşı, Berna Çağlayan'ın hamlesi onu çok korkutmuştu benimle konuşurken bile sanki ürkmemem adına dikkatli davranıyordu bu elbette güzeldi ama bir yerden sonra normale dönmek, eskisi gibi olmak istiyordu insan.

''Özge bebeğim kahve yaptım ister misin.'' Selenim... Onun yüzünün halini unutamıyordum çok korkmuştu beni kaybetmekten, canım arkadaşım. Bu 1 ayda Sanlı'da çok destek olmuştu bir kez daha kanıtlamıştı sadece Anıl'ın değil benimde arkadaşım olduğunu Tuğba, Ceyhun, Kaan, Tulu, Burak hepsi defalarca ziyarete gelmişlerdi. Aslı ve Deniz'den bahsetmiyorum bile Deniz ben bu haldeyim diye özenle planladığı düğününü ertelemişti, aile konusunda hayata 1-0 mağlup başlamıştım evet ama dost konusunda çok şanslıydım hemde çok.

''Yok aşkım sağol.'' 5 dakika düşünüp konuştuğumda Selen hafifçe gülümsedi.

''Sanlılar yarın dönüyormuş.'' Madrigalin Edirne'de konseri vardı bugün demek ki bu akşam orada kalacaklardı.

''Yaa, iyi.'' 

''Anıl'la nasılsınız.'' Selen'de anlayamıyordu aramızda olanları, ayrılığımızın üzerine barışmamıştık ama görüşüyorduk, konuşuyorduk yanlışlıkla flört dönemine mi girmiştik.

''İyi işte normal.''

''Anladım.'' Selen bu konuyu çok üstelemiyordu, gecenin geri kalanı sohbet ederek geçmişti.


22 Mayıs Salı

Sonunda mesaim bitmiş eve dönmüştüm, işin komiği eşyalarımın çoğunluğu hala Anıl'ın evindeydi ne ayrılabiliyorduk ne de tam birleşebiliyorduk. Eve geldiğimde Selen yoktu bugün döneceklerdi konserden muhtemelen Sanlı'ya gitmişti. Patronumun attığı maille ofladım evet bir psikologtum ama yapmam gereken bir takım işler yazmam gereken bir takım raporlar da oluyordu. Bütün evi aradım taradım dosya yoktu muhtemelen Anıl'da kalmıştı o eve gitmeye çekiniyordum biraz ama yapacak bir şey yoktu o rapor yazılacaktı.Hızlıca evden çıktım klasik bir mayıs akşamı güzelliği vardı sokakta, Anıl'ın evine yürürken sanki ilk defa o eve gidiyormuşçasına heyecanlıydım apartmanına girdiğimde boy aynasında şöyle bir kendime baktım fena görünmüyordum zaten buraya bir evrak almaya gelmiştim sonra gidecektim. Kısa bir süre sonra dairesinin önündeydim, anılarımız üstüme yığılmadan önce derin bir nefes aldım ve zile bastım.

''Özge?'' Gözleri şiş şişti belli ki uykudan yeni uyanmıştı ya da sarhoştu umarım ilkiydi.

''Merhaba Anıl rahatsız ediyor muyum?''

Lie To Me/ Anıl Erdem CevizciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin