Bölüm 42:Serbest Bırak(Sanlı-Selen Özel)

216 15 82
                                    

17 Haziran Cuma

Sabah uyandığımda Sanlı çoktan gitmişti dün gece omzumda ağlamış onu bırakmamam için adeta yalvarmıştı sorun neydi anlamıyorum burada kalmak benim için sorun değilken o neden her şeyi içselleştiriyordu anlayamıyordum telefonumu açtım herhangi bir mesaj ya da arama da yoktu öylece gitmişti ona anlayışlı davranmaya çalışsam da gerçekten sabır sınırımı zorluyordu. Onu aramak için elim telefona gitti ama aramadım söylene söylene yerimden kalktım malum iş sabahıydı istediğim kadar aklımda Sanlı olsun çalışmak zorundaydım.

Sanlı'dan
Yanımda uyuyan kızıl periye baktım ve saçlarını okşadım ona öyle aşıktım ki. Yarım saat ayrı kalma düşüncesi bile beni çıldırtıyordu ama benim varlığım yüzünden hayallerinden, geleceğinden vazgeçtiğini bilmek daha beterdi. Ben böyle bir sevgiye böyle bir fedakarlığa değecek bir adam değildim hiç bir zaman olmamıştım yıllar sonra bu günlere bakıp böyle bir adam için mi vazgeçtim hayallerimden diyecek, pişman olacaktı benden bizden pişman olacaktı biliyordum saçlarına bir öpücük bıraktım.

"Böyle olmak zorunda olduğu için özür dilerim Selen'im çok özür dilerim" yataktan yavaşça kalktım ve küçük balkona çıktım bir sigara yaktım. Canım acıyordu canım çok acıyordu onu çok seviyordum deli gibi aşıktım bu yüzden de özgür bırakmalıydım onu. Ne yapmam gerektiğini biliyordum çoktan planlamıştım her şey hazırdı tek yapmam gereken Özge'yi aramaktı.

" Özge uyuyor muydun"

"Biz alkolik olmayan insanlar bu saatte çalışıyoruz Sanlıcığım ne vardı" Tebessüm ettim Özge artık sadece arkadaşımın sevgilisi değildi benimde dostumdu her şeyden önce Selen' i kardeşi gibi seviyordu beni anlayacaktı biliyorum.

"Kaç gibi müsaitsin"

"Bir sorun mu var?" Sesi endişeliydi, sigara dumanını derin derin soludum.

"Konuşuruz Özge sen kaç gibi müsaitsin onu söyle"

"13 de öğlen yemeğine çıkıyorum"

"13 de iş yerinin önündeyim" Özge beni anlardı, anlamak zorundaydı.

" Konu Selen değil mi" Üzgün sesiyle nefes verdim

"Konu Selen" Kızıl perimi, cadımı serbest bırakmak zorundaydım bunu onun için yapmak zorundaydım keşke böyle olmak zorunda olmasaydı keşke başka bir yolu olsaydı.

Özge'den
Saatin 13.10 olmasıyla hızlıca çantamı kapıp çıktım ofisten dün akşam Sanlının hali hal değildi belli ki düşündüğümden büyük sıkıntılar vardı Selen'i üzmesin bana yeterdi o. İş merkezinden çıktığımda Sanlı arabasına yaslanmış her zaman ki gibi sigarasını içiyordu ona gülümseyip el sallamamla aynı şekilde karşılık verdi ama normal mutlu Sanlı değildi bu, Sanlı'yı da yakın gördüğüm için bu haline çok üzülüyordum. Yanına gidip sarıldım.

" İyi misin Sanlıcığım" başını salladı valla çok üzgündü ne yapacağımı ne diyeceğimi bilemiyordum

"Olduğu kadar be işte"

"Anlat baldız yengene sorun ne" Lafımla biraz olsun gülmüştü.

"Şöyle geçelim de konuşalım uzun biraz" Başımı salladığımda beraber yolun karşısındaki kahveye yürüdük, amcaların tuhaf tuhaf bize bakmasını beklemiştim ama kimsenin umrunda değildik kaderde Sanlıyla kahveye gelmekte varmış. Sanlı kendine kivili oralet bense çay söylemiştim. İçeceklerimiz geldiğinde Sanlı gergin gergin kaşığını bardağa çarpmaya başlamıştı.

"Hadi anlatsana ya!" Çıkışmamla oflayarak ellerini saçlarından geçirdi.

"Ben Selen'e bilet aldım Özge New York'a" Ne! Böyle bir şeyi Selen'e sormadan nasıl yapardı.

Lie To Me/ Anıl Erdem CevizciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin