12 Haziran Pazar
Sonunda beklenen gün gelmişti bugün Madrigal Harbiye'de konser verecekti, Harbiye'de! Anıl son bir hafta kala inanılmaz heyecanlanmıştı bu çok normaldi benim de ondan aşağı kalır yanım yoktu deli gibi heyecanlıydım, inanılmaz da mutluydum. Anıl bir stilistle çalışmaya başlamıştı benim yardımım ve kendi gustosuyla da inanılmaz iyi gözüksede yerinde bir karar olmuştu. İnanılmaz havalı özel tasarım bir takım giyecekti o kadar mutlu o kadar guruluydum ki başardığı şeyler inanılmazdı, iyi yerlere geleceğini her zaman biliyordum ama bu kadarı hayallerimizin bile ötesindeydi. Anıl'lar sabahtan geçmişlerdi Harbiye'ye biz de Selen'le saat 16.00 gibi gitmeyi düşünmüştük hem sahne arkasında vakit geçirir hem de çok ayak bağı olmazdık. Bugün özel bir gün olduğundan çok da abartmadan şık ve sade bir kombin yapmıştım Selen'le onun evinin altındaki kafede buluşacaktık hızlıca aynada saçlarımı düzeltip ayakkabılarımı giydim ve evden çıktım. Kafeye geldiğimde Selen çoktan soğuk kahvesini sipariş etmiş güneş gözlüklerini takmış oturuyordu.
''Selam balım!''
''Hoş geldin ne kadar güzel olmuşsun böyle.'' Tatlı bir tavırla gülümsedim.
''Sende öylesin bebeğim.'' Kendimede bir kahve söyledikten sonra sohbet etmeye başladık ikimizde çok heyecanlıydık. Harbiye konserleri her zaman inanılmaz olurdu ama Madrigal konseri olması yıllardır büyük sanatçıları izlediğimiz sahnede sevgililerimizi, 3 senedir her anına şahit olduğumuz grubu izlemek bambaşka bir deneyim olacaktı. Albümün spotify da yanlış Madrigal'in hesabına yüklendiği gün, Seni Dert Etmeler'in çıkışı, Bağcılar' da ki o stüdyo hepsi dün gibi aklımdaydı buralara gelmek için çok çabalamış çok emek sarf etmişlerdi.
''Sanlı'yla nasılsınız?'' Selen kahvesinden bir yudum aldı.
''İyi gibiyiz bu konuyu konuşmadık bir daha hala tuhaf davranıyor biraz ama düzelteceğiz.'' Sanlı Selen'in kendisi için hayallerinden vazgeçmesini istemiyordu, Selen'i o kadar çok seviyorduki kendisi için hayatından fedakarlık etmesi canını yakıyordu ama Selen'de onu bu fedakarlığı seve seve yapacak kadar seviyordu. Bir müddet daha sohbet edip ayaklandık Cihangir'de oturmak bu aralar çok işimize yarıyordu her yere yürüye yürüye gidiyorduk. Ağır ağır yürüdük Harbiye'ye gelmiştik daha konsere çok vardı haliyle etrafta kimse yoktu yine de heyecanlıydım. Anıl'ların bize verdiği kartlarla kulise girdiğimizde Ekin'i pışpışlayan Tuğba'yla karşılaştık.
''Tuğbaa!''
''Ekiin! Ekin bak kim geldi! Hatırladın mı bakalım Özge ve Selen ablalarını!'' Ekin her zamanki gibi sevimli sevimli gülüyordu Tuğba onu bebek arabasına koyduğunda elindeki kameradan vlog çektiğini anlamıştım.
''Harbiye vlogu?'' Diye sordum gülerek Ekin bana ellerini çırpıyordu.
''Ekintoshla deneyimliyoruz!'' Kıkırdadık ne tatlı bir bebekti Ekin böyle gerçekten ısırmalıktı. Bir anda Anıl çıkageldiğinde Tuğba Ekin'le oynayan Anıl'ı çekmeye başladı, iki tane bebek vardı şu an burada , gülümseyerek onları izlerken Ekin'in bana dilini çıkararak gülmesiyle dayanamadım ve yanlarına gittim Anıl Ekin'e ellerinin çırpıp gülerken bende Ekin'i yanaklarından öpüyordum ısıracaktım o olacaktı bu tatlılık şaka gibiydi, Tuğba'nın beni de çekmesiyle resmen Anıl'la birlikte vloguna dahil olmuştum ama ilişkimiz sır değildi bir çok kişi biliyordu zaten bu yüzden sorun da yoktu. Tuğba Ekin'i de alıp Ceyhun'un yanına geçmiş, Selen'de muhtemelen Sanlı'nın yanına gitmişti bizde Anıl'la baş başa kalmıştık.
''Kendi bebeğime hoş geldin diyemedim ya.'' Diyerek boynumdan öptüğünde gülümsedim.
''Ekin varken insanın odağı ona kayıyor nasıl kaymasın bal küpü gibi bir şey!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lie To Me/ Anıl Erdem Cevizci
Fanfiction-Now ı wish'd we never met cause you're too hard to forget- ''Özür dilerim çok özür dilerim yaşattıklarım için, aramadığım için az önce söylediklerim için her şey için.'' ''Keşke hiç tanışmasaydık Anıl. Seni unutamıyorum ne yaparsan yap ne söylersen...