Bölüm 4:Kahvaltı

485 19 33
                                    


Anıl'ı görmek bana iyi gelmemişti ellerimin terlediğini , kalbimin çıkacak gibi attığını hissediyordum. Ne yapmam gerektiği konusunda kararsızdım merhaba mı dmeliydim yoksa görmezden mi gelmeli gözlerim bir asansöre bir Anıl'a bir de merdivenlere takılırken beni gerçek dünyaya döndüren onun başka bir ses olmuştu

''Haydi çıkalımmm'' Selen'in oldukça neşeli gelen sesiyle derin bir nefes vermiştim ancak onun da neşesi Anıl'ı görene kadardı

''İndim ben'' diye mırıldanırken beni duyup duymadığından dahi emin değildim rezil olmuş gibi hissediyordum, liseli küçük kızlar gibi yüzleşmekten kaçmıştım ama ne yapsaydım naber aşkım nasılsın diye kollarına mı atılsaydım ya da'' yaaa ne güzel aldattın sen beni hatırlıyor musun'' mu deseydim. Sinir içinde hızlı hızlı merdivenlerden indim ve kapıyı açtım temiz havayı içime çektim. Anıl Erdem Cevizci bir kez daha dengelerimi bozmuştu.


Anıl'dan

Bana sert bir bakış atıp merdivenlerden hışımla indiğinde tüm şansımı kaybettiğimi anlamıştım hayatımın aşkı olduğunu düşündüğüm insanı tamamen kaybetmiştim üstelik bi suçum yokken.

''Merhaba Anıl'' diyen Selen'e buruk bir gülümseme sundum

''Selam uzun zaman oldu değil mi''

''Oldukça, ee nasıl gidiyor şarkılar falan'' daire kapısını kapatmak için arkasını dönmüştü

''İyi bildiğin gibi'' düz bir ses tonuyla cevap verirken asansörü çağırdım nazik olmaya çalışsada bana kızgın olduğu belliydi. Selen'i severdim güzel enerjili bir kızdı yaşananlardan sonra benim hakkımda iyi şeyler düşündüğünü sanmıyordum. Asansör geldiğinde önden geçmesi için yol verdim başını sallayarak gülümsedi ve içeri girdi. 2 dakika sürmesi gereken asansör yolculuğumuz boğucu sessizlikten dolayı 20 dakika gibi gelmişti, kata geldiğimizde yaslandığım duvardan doğruldum Selen'se bu anı beklemiş gibi çıkmamam için önümde dikildi ve konuşmaya başladı

''Yaptığın şey için nasıl bir açıklaman var bilmiyorum ama bir açıklaman olduğuna inanmak istiyorum, bir sebebin olduğuna hoş bunun için ne sebebin olabilir o da ayrı mesele ama özellikle Özge'nin sana açtıklarından seninle paylaştıklarından sonra ona bu pisliği uçkurun için ya da sırf kötülüğüne yaptığına inanmak istemiyorum. Arkanda bir enkaz bıraktın Anıl büyük bir enkaz bu enkazı nasıl toparlarsın bilmiyorum ama bir yerden başlaman lazım bu kız sorularına cevap almadan düzelmez, görüyorum sende iyi değilsin sende düzelmezsin ne yap ne et bu durumu toparla seni can dostuma savunduğum için beni pişman etme onu sevdiğine sadece onu değil benide inandırdın sen ve inan bana eğer pişman olursam seni daha fena pişman  ederim''  bu sözlerine oldukça şaşırmıştım resmen  beni tehdit etmişti, haksız da değildi Selen'i ilk kez böyle ciddi ve sert görmüştüm ağzımı açtım ancak kelimeler dökülemedi

''İyi günler'' diyerek asansörden çıktı şaşırmıştım doğrusu bir sebebim olduğunu anlamıştı en azından buna inanmak istiyordu, arkadaşının canını bilerek yakmadığımı düşünmek istiyordu oysa ben onun canını bile isteye yakmayı bırak saçının bir teline kıyamazdım keşke, keşke her şeyi değiştirebilseydim. Kendimi toparlayıp arkasından apartmandan çıktım bankta sigarasını içen Özge'nin yanına gidiyordu ki arabanın camını indiren Sanlı ile göz göze geldiler ve Sanlı'ya yüzünü buruşturdu ondan oldum olası hoşlanmazdı bana kalırsa Sanlı' da ona gizliden gizliye hayrandı yavaş adımlarla arabaya ilerlerken Sanlı kornaya bastı ve bağırdı

''Hadisene oğlum seni mi bekleyecem tüm gün'' bilerek yapıyordu hayvan aklınca ortamı yumuşatıyor şebeklik yapıyordu

''Özge'cim, Selen size de günaydın'' Selen derken yapmacık bir gülümseme takınmıştı ,aptal çocuk valla yanıktı bu kıza. Selen gözlerini devirirken Özge sıcak bir gülümseme sundu tabi benim yüzüme bile bakmıyordu daire kapısında bakmış olması bile adıma şanstı.

Lie To Me/ Anıl Erdem CevizciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin