Selen'den
''New york'a gideceğini.'' Korktuğum başıma gelmişti, panikten ellerim titriyordu bu konuşmayı yapmak hiç istemiyordum.
''S-Sanlı bak o öyle değil uzun zaman önce karar vermiştim vazgeçtim sonra hiç bir yere gitmiyorum bu yüzden sakladım senden.''
''NYU da yüksek lisans yapmaktan mı vazgeçtin Selen sen iyi misin?''Sesi sakindi ama sertti belli ki anlam veremiyordu bir kaç ay önce olsa muhtemelen bende anlam veremezdim ama insanlar değişirdi, aşka ,hayata bakışları değişirdi benim değişmişti işte.
''Biliyorum saçma geliyor kulağa ama burası benim evim sen benim evimsin ben sana veda edemeyeceğimi anlayınca vazgeçtim gitmekten hatta Türkiye'de ki yüksek lisans programlarını araştırıyorum.''
''Benim için hayallerinden vazgeçiyorsun öyle mi Selen.'' Sesi sakindi ama kırgındı. Yanına oturdum.
''Sanlı aşkım bak hayır sadece ben sensiz olmak istemediğimi fark ettim hem sadece sen mi Özge? Özge'yi de bırakamam ben.'' İstanbul'da bir hayatım vardı bunu elimin tersiyle itemezdim. Bir kaç ay önce bu başvuruyu yapan Selen'le şu anki Selen aynı insan değildi.
''Selen gitmelisin, gitmek zorundasın bu ne kadar büyük bir şans sen farkında değil misin sen? Benim yüzümden vazgeçemezsin uzak mesafe yürütürüz senden vazgeçmem seni her türlü beklerim sen beni istediğin sürece beklerim ben. Bundan vazgeçmene izin veremem Selen veremem.'' Tabiki farkındaydım ne kadar büyük bir şans olduğunun hayatım boyunca yaptığım her şeyde en iyisi olmaya çabaladım, çocukluğumdan beri gazeteci olmak istiyordum bu yüzden ailemle kaç kere kavga ettiğimin haddi hesabı yoktu. Hukuk, siyaset gibi bölümlere girebilecekken gazeteciliği seçmiştim işime aşıktım ama sonra Sanlı'ya aşık oldum, Sanlı benim evim oldu insan evinden gidebilir miydi?
''Sanlı sevgilim ben kararımı verdim öyle bir anda da değil uzun uzun düşünerek elimdeki seçenekleri tartarak verdim bu kararı, vazgeçtiğim için sana anlatmadım zaten ama bak vazgeçtiğim şey hayallerim değil aynı program Türkiye'de de var yine yapacağım sadece Amerika'dan vazgeçiyorum Sanlı.'' Ellerim yüzünü okşarken yeşilleri her zamanki parıltısıyla bakmıyordu bana.
''Selen gitmek zorundasın.'' Yüzündeki ellerimi tutuğunda başımı iki yana salladım.
''Değilim Sanlı ve gitmeyeceğim sen beni bırakıp gider miydin?'' Susmuştu bu kadar kolay değildi işte hayatımda ilk defa böyle hissediyordum ilk defa kalbimle hareket ediyordum.
''Selen ba-''
''Gitmeyeceğim Sanlı bu kadar tamam mı sevgilim.'' Sanlı başını salladı bu konuyu uzatmamasını umuyordum ama bakışları asla ikna olmuş gibi değildi ellerimi çekip koltukta ondan biraz uzağa oturdum aniden gelen mide bulantısıyla kendimi hızla lavaboya attım. İçimdeki her şeyi çıkarırken Sanlı kapının önünde belirmişti.
''Selen iyi misin güzelim?'' Deminki soğuk tavrı gitmişti neyse ki.
''İyiyim herhalde mideme bir şey dokundu.'' Sanlı bir süre yüzüme baktı.
''Selen hamile olabilir misin sen?'' İmkansıza yakındı spiral kullanıyordum başımı olumsuz anlamda salladım, Sanlı ağzını açtığında çöktüğüm yerden kalkıp sarıldım ona.
''Uyuyalım mı bak ben çok yoruldum tartışmaktan, kavga etmekten hiç halim kalmadı Sanlı.''
''Tamam Selen uyuyalım.'' Gülümsedim.
''Dişlerimi fırçalayıp geliyorum o zaman.'' Dediğimde başını sallayıp odaya yöneldi, dişlerimi fırçalarken Sanlı'nın bu konuyu uzatmamasını ve aptalca bir şey yapmamasını diledim artık ondan gidemezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lie To Me/ Anıl Erdem Cevizci
أدب الهواة-Now ı wish'd we never met cause you're too hard to forget- ''Özür dilerim çok özür dilerim yaşattıklarım için, aramadığım için az önce söylediklerim için her şey için.'' ''Keşke hiç tanışmasaydık Anıl. Seni unutamıyorum ne yaparsan yap ne söylersen...