Bölüm 49: Kaza

216 15 68
                                    

12 Ağustos Cuma

Hamile olduğumu öğreneli anca 2 gün olmuştu, Anıl'a hala söylememiştim ve bir süre daha saklamaya kararlıydım henüz doktordan randevu da almamıştım ama en kısa sürede bunu halledecektim. Şu an Selen'le kuliste oturmuş o bira içerken ben soda içiyordum hamileliğin en zor özelliği alkol alamayacak olmam olabilirdi, Selen bana inat edermiş gibi gözlerime baka baka kaçıncı olduğunu hatırlamadığım birasını yudumlarken oflayarak yanından kalktım ve Anıl'ı buldum.

''Sevgilim?''

''Özge ışığım sıkıldın mı ? Hemen geliyordum bende.'' Anıl stil danışmanıyla beraber son rötuşları yaparken kızın elinde tuttuğu 2 süvetere baktım biri lacivert diğeri ise bordoydu.

''Sence hangisi Özge ben lacivert düşündüm?'' Stilistinin sorusuyla gözlerimi zar zor Anıl'dan çekip kızla göz kontağı kurdum.

''Aslında ben diğerini beğenmiştim.'' Biraz çekinerek konuşmuştum sonuçta kızın işine burnumu sokuyordum. Anıl hızla süveteri alıp üstüne geçirdiğinde gülümsedim.

''Sevgilimin zevkine güvenirim.'' Beni kolunun altına alıp yanağımdan öptüğünde gülüyordum tam bu sırada Sanlı fotoğrafımızı çekmişti beklemediğim bu hareket beni neşelendirmişti.

''Çok tatlı duruyordunuz.'' Diye kısa bir açıklama yaptığında gülümsedim amca olacağını mı hissediyordu neydi, Anıl'a yolladığı fotoğrafı Anıl'ın hikayesine atmasıyla zaten kocaman olan gülüşüm daha da büyümüştü zaten saklamıyordu ilişkimizi ama ayrılığımızdan sonra çok fazla paylaşmamıştık birbirimizi bu jest hoşuma gitmişti , kesinlikle her şey yoluna giriyordu biz daha da iyiye gidiyorduk. Konser vaktinin gelmesiyle Anıl yanağımdan öptü.

''Anıl, balım lütfen biraz yavaş ol sahnede tamam mı kaybetme kendini.'' İçimde tuhaf  bir his vardı son konserlerde de çok fazla zıplıyor adeta yerlerde sürükleniyordu, sahne şovu konusunda 10 numaraydı ama kendini sakatlamasından korkuyordum.

''Merak etme yavrum sen.'' Diyerek omzumu okşadığında asla ikna olmasam da uzatmadım ve sahneye açılan kapıya gidişini izledim gözüm bir ara Ceyhun'a takıldı onlar bu hayatı başarabiliyorsa elbet bizde başarırdık belki de yakın zamanda Tuğba'yla konuşsam iyi olabilirdi.

''Hala söylemedin değil mi.'' Selen bir anda yanımda bitmişti ve leş kokuyordu artık Sanlı'yla uyumlu olduklarına emindim.

''Söylemedim ve beklediğim an gelene kadar söylemeyeceğim.''

''Peki o an gelmezse Özge? O zaman ne yapacaksın?'' Selen cümleleri düzgün kuramayacak kadar sarhoş olmasına rağmen rasyonel olmaya çalışsada söylediklerinin benim için hiç bir önemi yoktu ben biliyordum o an gelecekti, hissediyordum belki hamile kalacağımı da hissetmiştim öğrendiğimde içimde anlamlandıramadığım bir huzur olmuştu hislerime güveniyordum. Selen'in kafasındaki bandanayı yeni fark etmiştim.

''Bu ne?'' Gülerek konuştuğumda kızıl saçlarını savurdu.

''Eniştenin hediyesi.'' Sanki elmastan bir taç takarmış gibi kestiği pozla gülmüştüm, konseri arkadan izlemeyi tercih etmiştik bu sefer.

Konser gayet güzel ilerlerken Anıl'ın son şarkıda yeri boylamasıyla anlık nefesim kesilir gibi olmuştu ben çok endişelenirken Selen kahkahalarla gülüyordu.

''Selen! Çok kötü düştü çocuk gülmesene!''

''Sen bunu parka marka gönderme tamam mı çocuğunuz doğunca bu salak orada kolunu falan kırar!'' Kafası iyiyken çok konuşuyordu ve fazla neşeli oluyordu söylediği komik olsa da aklım Anıl'daydı çok kötü düşmüştü neyseki son şarkıydı kendini yormayacaktı. Sevgilim sanki hiç acı çekmiyormuş gibi gülümseyerek kulise girse de nemli gözleri kendini ele veriyordu.

Lie To Me/ Anıl Erdem CevizciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin