Özge'den
Kendimi biraz toparlamış, güzel bir duş almış ve bir keyif kahvesi içmişken kapıdan gelen tıkırtılarla Esma'nın geldiğini anlamıştım. Saatime baktığımda gece 11 olduğunu fark etmiştim, koca günün ne ara geçtiğini Sanlı kaosu ve günlük oyalanmalar arasında anlayamamıştım bu düşüncelerden Selen'in sesiyle çıktım.
''Ben geldimm'' bana baktığında 2 aydır göremediği normal halimi gördüğünden şaşırdığı her belliydi ancak bir yorum yapmamıştı.
''Hoşgeldinn neler yaptın anlat bakalım'' dediğimde yüzünü bir gülümseme kapladı hayatın normal akışıyla ilgileniyor olmam hoşuna gitmiş olsa gerek. Bir ayrılık uğruna kendimi bu denli harap etmeme değer miydi, belki de değmezdi ancak yaşadığım aşk da hayal kırıklığıda çok büyüktü.
''Bir şarap açalım da öyle konuşalım ya ne zamandır karşılıklı keyifli bir şeyler yapmıyoruz özledim seninle kafayı çekmeyi'' bu dediğiyle bende gülmüştüm
'' Hay hay Selen hanım çıkarın kadehleri, buyrun salona'' Selen kadehleri çıkarırken bende atıştırmalık bir şeyler hazırlamaya başladım arada Selen'in kaçamak bakışlarını üzerimde hissediyordum ancak bu yeni bulunmuş hayat enerjime ne o bir yorum yapıyordu ne de ben, sanki pek de küçük çaplı olmayan depresyonumu yaşanmamış saymak ikimiz için de daha kolaydı. İçkilerimiz ve atıştırmalıklarımızı alıp salona geçtik ve kocaman koltuğun uçlarına karşılıklı oturduk şaraplarımızı yudumlarken havadan sudan, Selen'in gününden bahsettik arkadaşlarımızla buluşmuştu işin aslı bende arkadaş ortamımı özlemiştim, bayadır uzak kalmıştım aklıma gelen fikirle Selen'e sordum
''Yarın pazar ya , kızlarla güzel bir kahvaltıya mı gitsek ne dersin''
'' Olur gideriz tabi ben ayarlarım. Sormadan edemeyeceğim Özge sabah bitik haldeydin şu an çok daha iyi duruyorsun ne değişti yani sakın yanlış anlama başından beri istediğim şey bu halin neşeli Özge olman ama anlayamadım'' sözlerinin bitmesiyle nefes verdim ve şarabımdan büyük bir yudum aldım
''Selen ya bugün bir şey oldu'' ne oldu dercesine gözünü kırpıp kadehindeki içkiden yudumlamaya devam etti
''Sanlı'yla ve haliyle bir yerde Anıl'la komşu olduk'' bu cümlemle neredeyse içtiği şarabı püskürtüyordu, öksürmeye başladığında endişeyle ona baktım.
''Ne Sanlı'sı ne Anıl'ı ne komşusu ya nerden çıktı böyle tesadüf mü olur nereye taşınıyor yan apartmana falan mı sen nereden öğrendin yoksa aradı mı hatta sen mi aradın yoksa'' bu cümleyi 20 saniyeden kısa sürede kurmuştu
''Öncelikle sakin ol ve hayır yan apartmana değil ,karşı daireye taşındı Sanlı. Bu sabah geldi işte komşumu tanıyım falan diyerek o da beni görünce şoka girdi zaten bu durumu istese de planlayamaz evden atılma olaylarımı kimse bilmiyor onlardan''
''Anasını satıyım olaya gel ya sen koskoca metropolde gel bizim 10 katlı apartmanımıza karşı daireye yerleş'' kendi kendine güldü ve devam etti ''sen yoksa karşılaşırım falan diye mi normal haline döndün''
''Saçmalama ne alakası var kendim için her şey banane Anıl'dan yüzünü görmek istemiyorum'' elbette kendim için olsa da sürecin hızlanmasında onunda payı vardı istesem de istemesem de illa ki karşılaşacaktık beni çökmüş, bitmiş bir halde görüp ne acımasını ne de başka bir şey yapmasını istemiyordum karşısına her zamanki kendim gibi çıkmak istiyordum. Selen elbette bunun farkında olduğu için hafifçe tebessüm etmekle yetindi. Rahatsız edici sessizliğin içinde birbirimize bakarken bu sessizliği bozan o oldu
''Bir şarkı falan açalım ya bu ne böyle'' başımı salladım zaten ikimizin de kafası hafiften güzel olmaya başlamıştı yani tam ya hüzünlenip ağlama ya da manyak gibi gülme zamanıydı. Spotify listesinden random şarkılar çalarken yeri geliyor kahkahalarla gülüyor yeri geliyor usulca şarkıya eşlik ediyorduk. Artık iyice kafayı bulmuş olmanın rahatlığıyla 2 aydır beni içten içe kemiren ama asla dilledirmediğim soruyu sormuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lie To Me/ Anıl Erdem Cevizci
Fanfic-Now ı wish'd we never met cause you're too hard to forget- ''Özür dilerim çok özür dilerim yaşattıklarım için, aramadığım için az önce söylediklerim için her şey için.'' ''Keşke hiç tanışmasaydık Anıl. Seni unutamıyorum ne yaparsan yap ne söylersen...