24 Temmuz Pazar
Özge'den
Selen'in gidişinin üzerinden bir aydan çok süre geçmişti. Bu sürede haftanın 3 akşamı skype yapmıştık ilk bir hafta çok üzgün olsa da sonrasında alışmıştı Amerika'ya ne de olsa hayallerini yaşıyordu. Pazar günü de skype günlerimizden biriydi saat burada 19.30 ken ona göre 12.30 du. Dersleri sabah ve öğleden sonraya eşit dağılmıştı bu sebepten rahat ediyordu, Selen'in bağlanmasını beklerken suyumdan bir yudum aldım. Selen'in görüntüsüyle kocaman gülümsedim.
''Seloşuum!'' Selen inci dişlerini göstererek gülümsedi.
''Özgem ya ben her gün daha da özlüyorum seni.''
''Duygusala bağlamak yok yasak!'' Gözlerim dolu değilmiş gibi konuştuğumda Selen güldü.
''Kendine ver bence bu öğütleri.'' Haklıydı en az Sanlı kadar zorlanıyordum ama Sanlı, o gerçekten kötü durumdaydı Selen gittiğinden beri konuşmamışlardı aklınca Selen'in kafasını bulandırmamaya çalışıyordu ama Selen'e inanılmaz sadıktı. Bütün konserlerine gitmeye çalışıyordum şu an grupta kızlar tarafından sevgilisi olmasına rağmen en çok ilgiyi Anıl görsede her akşam onlarca kız kendilerini Sanlı'nın üstüne atıyordu ama Sanlı hiç oralı değildi çoğuyla selamlaşmıyordu bile, neşesi gitmişti ne espiri yapıyordu ne başka bir şey canla başla müziğini yapıyor gece sonunda ise üzgün üzgün eve dönüyordu.
''O nasıl?'' Selen gözlerini kaçırarak somuştu.
''Perişan.'' İyi diyemezdim ayrıca iyi olduğunu söylemenin Selen'e iyi geleceğini de sanmıyordum ikisi de birbirinden beterdi resmen.
''Bir kere bile aramadı beni.'' Selen nefes verip of çektiğinde şu an yanında olup ona sarılabilmek, yanında olabilmek istemiştim ama mesafeler engeldi işte.
''Kafanı karıştırmak istemiyor sadece.''Selen bir süre sustu sonra koca gözlerini ekrana dikti.
''Hayatında biri yok değil mi görüştüğü, takıldığı boşluğumu doldurduğu?'' Çekine çekine sorduğu soruyla tebessüm ettim çocuk Burçin'le benimle bile asgari müşterekte konuşuyordu.
''Sen varsın Selen kalbinde, aklında sen varsın senin yerini kim dolduracak çocuğun aklı fikri sende.'' Selen'in gözlerindeki hüzün günler, haftalar geçse de bitmiyordu.
''Ereğli'ye gitmişler sanırım.'' Sorusuna başımı salladım işten izin alamadığım için gitmemiştim zaten yakın bir zamanda yıllık izin almayı planlıyordum zorlamanın manası yoktu bu yüzden bu konser yanlarında olamamıştım yüksek ihtimalle şu an sahnedeydiler. Çok sevdiği Ereğliyi, doğup büyüdüğü yeri görmek bence Sanlı'ya iyi gelecekti bir süre havadan sudan konuştuktan sonra aklıma takılan soruyu sordum.
''Mide bulantıların geçti mi?'' Selen göz devirip yamuk bir gülüş attı.
''Geçti Özgeciğim hem ben hamilelik testi de yaptım yakın zamanda teyze olmuyorsun.'' Tanıdığım Selen şu an çocuk istemezdi zaten ama neredeyse üzülmüş gibiydi yüzü düşmüştü.
''Pek mutlu olmamış gibisin?''
''Bilmem sanki bir an hamile olmak istedim sanki bir an beraber bir aile olalım istedim belki ona gelmek için bir bahanem olsun istedim.'' Yanağından süzülen gözyaşıyla bu konuyu açtığıma pişman oldum.
''Selen ben-'' Selen'in histerik gülüşüyle sustum bu kız nasıl alışacaktı Amerika'ya mantıklı olan karar her zaman doğru olan ya da bizim için en iyisi olan mıydı acaba bazen kalbimizi dinlemek daha mı doğruydu.
''Biliyorum, biliyorum çok saçma ama ne yapayım işte insan özlüyor çok özlüyorum Özge dayanamıyorum.'' O ağlarken ben hiç bir şey söyleyemedim kendimi onun yerine koydum Anılsız geçirdiğim iki ayda bok gibiyken onsuz bir yıl geçirmek imkansız geliyordu. Selen sakinleştiğinde konuştum.
''Bebeğim yapma ne olur böyle hem hiç bir şey bitmedi o seni bekliyor sadece seni istiyor biliyorsun.'' Sanlı gerçektende Selen'i bambaşka bir yere koymuştu eski ilişkilerinide birebir görmüş bir insan olarak Sanlı'nın aşkının sahiciliği tartışmaya kapalıydı.
''Aramayan sormayan adam mı bekliyor beni Özge sende.''Selen'de bu konuda haklıydı işte hatta çok haklıydı ne yapmam gerektiğini bilemiyordum ne yapılır ki böyle bir durumda. Selen burnunu çekti ve derin bir nefes aldı.
''Özge balım benim dersim var yarım saate kapatmam lazım görüşürüz.''
''Görüşürüz.'' Dedim ve bir öpücük yolladım ona saate baktığımda 21.30 du muhtemelen hala sahnedeydiler Sanlı'ya mesaj attım.
siz: her şeyin mahvolmasını istemiyorsan ara artık şu kızı, sana ihtiyacı var Sanlı
Beni ciddiye almasını umdum Selen'den kaçtığı ya da aklınca ona zaman tanıdığı sürece her şey dahada boktan bir hale gelecekti mesafeler zordu ama mesafelere rağmen bir ilişki yürütmek imkansız değildi yinede şükür etmiştim her akşam Anıl'ın yanında uyuyabildiğim her sabah onun yüzüne uyanabildiğim için şükür etmiştim ben Selen kadar güçlü kalamazdım ben Anılsız olamazdım.
Sanlı'dan
Sonunda konser bitmişti, haftalar sonra ilk kez yaşadığımı hissetmiştim büyüdüğüm şehire gelmek bir nevi terapi gibi gelmişti biraz olsun rahatlatmıştı beni Selen her an aklımdaydı sahnede, evde her yerde ama konserlerde elimden geldiğince bunu yansıtmıyor en iyi performansımı sunmaya gayret ediyordum ne de olsa işimdi bu. Ereğli'ye son gelişimde yanımda Selen vardı şimdi ise kilometrelerce uzağımdaydı onu çok özlüyordum deli gibi özlüyordum ama kafasını bulandırmak istemiyordum bir an New York'a gitmeyi bile düşünmüştüm ama bu Selen için daha da zor olurdu ona bunu yapamazdım. İnstagrama girmek üzere telefonumu açtığımda Özge'nin mesajını gördüm. Selen'i aramamı istiyordu bunu ben de çok istiyordum.
''Bence de aramalısın.'' Yanımda viski kadehini yudumlayan Anıl'a baktım.
''Mesajlarıma mı bakıyorsun sen?''
''Konudan sıyrılma ara şu kızı.''
''Sen Özge'yi çok aradın ya o zamanlar.'' Anıl yüzüme çok değişik bir bakış attı.
''Haftalardır perişansın tek istediğim dostumun iyi olması sana yardım etmeye çalışıyorum ama sen bunu kabul etmiyorsun yanlış yoldasın Sanlı bu yolun sonunda Selen sana gelmeyecek bana yaptığın bu bel altı imalar da saçma oluyor kendine gel istersen.'' Anıl sinirle kulisten çıktığında derin bir nefes verip oturdum, haklıydı çok haklıydı yanlış yapıyordum üstelik mutsuzluğumu başkalarından çıkarıyordum ama ne yapmam gerekiyor bilmiyordum ki çıkmazdaydım resmen. Galerime girip Aslı'nın aylar önce Selen uyurken attığı fotoğraflarına baktım bu nasıl bir özlemdi böyle daha önce hiç böyle bir his yaşamamıştım onu tüm kalbimle özlüyordum, Selen'in fotoğraflarına bakarken elim benden habersiz aramıştı bile. Kalbim deli gibi atıyordu ya açmazsa ya konuşmak istemezse.
''Sanlı!'' Heyecanlı sesini duyduğumda sanki kalbim yerinden çıkacaktı.
''Selen.'' Sesim beklediğimden kötü çıkmıştı.
''İyi misin Sanlı?'' Mesafeleri sikeyim.
''İyi değilim Selen çok özledim seni çok ama çok özledim.'' Göz yaşlarım akıyordu ben duygusal bir adam değildim ne ara bu hale gelmiştim.
''Ben de seni çok özledim Sanlı.'' Titreyen sesi canımı yakıyordu keşke yanımda olsaydı keşke ona dokunabilseydim, sarılabilseydim keşke bencil olsaydım onu kendime saklasaydım. Son görevli çıkana kadar o kuliste Selen'le konuştum önce ekip gitti ardından grup arkadaşlarım beni çağıranları duymazdan geldim kovulana kadar o koltukta kızıl perimin sesinde kayboldum sanki mesafeler bir geceliğine kaybolmuş bir geceliğine Selen yine benim olmuştu.
Bölüm sonu, kısa bir bölümcük oldu bu sefer.
Umarım beğenmişsinizdir yorum ve oy atın lütfen <33
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lie To Me/ Anıl Erdem Cevizci
Fiksi Penggemar-Now ı wish'd we never met cause you're too hard to forget- ''Özür dilerim çok özür dilerim yaşattıklarım için, aramadığım için az önce söylediklerim için her şey için.'' ''Keşke hiç tanışmasaydık Anıl. Seni unutamıyorum ne yaparsan yap ne söylersen...