Sırtım mutfak kapısıyla buluşmuş vücudum Anıl ve kapının tam arasında kalmıştı yavaşça onu ittirdim.
''Uzak dur Anıl benden.''
''İstediğin gerçekten bu mu uzak durmam mı.'' her kelimesiyle bana daha da yaklaşıyordu. Gözlerine bakmadan konuştum.
''Evet istediğim bu.'' ikna olmamış bir tavırla göz kırpıp gülümsediğinde resmen içim erimişti ona yeniliyordum ve bu durum hiç iyi değildi.
''Ben Selen'lere bakacağım çık şuradan.'' Anıl'ı ittirip salona doğru yürürken seslendi.
''Kapı sesini duymadın herhalde burada sadece ikimiziz.'' Haklı olduğunu bilsem de son bir umutla salona geçtim ancak ortada ne Selen vardı ne Sanlı, Anıl yanımda bitince ona bağırdım.
''Sen ne adi çıktın ya daha ne istiyorsun ben anlamıyorum seni.''
''Bende seni anlamıyorum Özge dinleyeceğim diyorsun, kapıma geliyorsun sonra da benden kaçıyorsun.'' sert bakışlarımı gözlerine diktim.
''Hesap soracak konumda mısın sen Anıl evet dinleyeceğim dedim ama hazır değilim de dedim buna rağmen konuşuyorum seninle ne kadar kendimden ödün verdiğimin farkında mısın ya!'' Anıl sinirle ellerini saçlarından geçirdi.
''Biliyorum Özge haklısın da hislerinde, tavırlarında o kadar haklısın ki ama beni dinlemediğin sürece kalbindeki bu kör düğüm çözülmeyecek izin ver çözmene yardım edeyim izin ver kendimi açıklayayım.'' Anıl'ı duymamış gibi yaparak kapıya yöneldim Selen'e gerçekten inanamıyordum evet iyiliğimi düşündüğü için yardım etmişti onlara ama ben hazır değildim iyi şeyler duymayacağımı hissediyordum ve bir tekmeyi daha kaldıramazdım. Bütün bunlara rağmen kalbime söz geçiremedim ve salona geri dönüp Anıl'ın yanına oturdum çekingen bir ifadeyle bana bakıyordu gözlerimi kapatıp sakinleşmeyi denedim ve gözlerim kapalıyken konuştum.
''Şarap ister misin.''
''Şarap mı?''
''Seni ayık kafayla kaldırabileceğimi düşünüyorsan yanılıyorsun içiyor musun içmiyor musun.'' Aynı çekingen ifadeyle başını salladığında kadehleri hazırlamak üzere mutfağa girmiştim evet son zamanlarda içkiyi sigarayı biraz abartmıştım ama çevreme ya da kendime bir zarar vermiyordum sadece sakinleşmek için ek bir yardım alıyordum diyelim. Başkalarının derdine merhem olmaya çalışan bir psikoloğun kendi derdine merhem olamaması da ayrıca komikti. Elimde kadehlerle salona girdim birini Anıl'ın önüne birini kendi önüme koydum. Televizyondan gelen müzik sesini yeni fark etmiştim Teoman çalıyordu Anıl'a acı bir gülümseme attığımda mahçupça yere baktı Teoman bizim beraber konserine gittiğimiz ilk sanatçıydı ilk defa da o konser çıkışı beni öpmüştü olmuştu kısacası Teoman bizim için çok özeldi. Belli ki bu akşam da çok önemli sonuçlar doğuracaktı.
Senden önce, senden sonra Senden önce, senden sonra Daha kaç vücut gerek bana? Benim seni unutmama.
Şarkının bu kısmında bakışlarımı elimdeki boş kadehten çekip Anıl'a baktım.
''Kaç kişi.''
''Anlamadım?'' gözleri çok yorgun bakıyordu belli ki aramızdaki bu durum en az benim kadar onu da etkiliyordu.
''Kaç vücut gerekti.''
''Özge..''
''Soruyorum ya kaldırabilirim merak etme ilk aldatılışım değil hoş ayrıydık bu sefer aldatılmak da sayılmaz gerçi biz resmi olarak ayrılmadık da değil mi Anıl yazmadın, aramadın bir açıklama yapmadın sadece kapıma dayanıp beni evden attırdın.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lie To Me/ Anıl Erdem Cevizci
Fanfiction-Now ı wish'd we never met cause you're too hard to forget- ''Özür dilerim çok özür dilerim yaşattıklarım için, aramadığım için az önce söylediklerim için her şey için.'' ''Keşke hiç tanışmasaydık Anıl. Seni unutamıyorum ne yaparsan yap ne söylersen...