Lie To Me/ Anıl Erdem Cevizci

Bölüm 24:Sarhoş

19 Mart cumartesi

Sonunda cumartesi gelmişti! Normalde 2 gün içerisinde Anıl'a taşınmam gerekirken Doruk salağı yüzünden girdiğimiz konum bu süreci aksatmıştı ama biz kız kıza eğlencemizi bunun için bozar mıydık, asla! Kapı çaldığında gelenin Tuğba olduğunu düşünerek kapıyı açtım ama gelen Anıl'dı yüzümde beliren gülümsemeye engel olamadım 2 gün önce yaptığımız konuşmadan beri evimin önüne lilyum  çiçeği bırakıyordu en sevdiğim çiçekti, bu seferse çiçekle beraber kendi de gelmişti.

''Anıl?.'' Gülümsememle kasılan omuzları gevşemişti.

''Yeni işini tebrik etmek istedim, yüzyüze.'' Gülümsedim evet sonunda işe girmiştim ve haftaya perşembe günü seanslarım başlıyordu.

''Teşekkür ederim Anıl çok zarifsin.''

''Senin kadar olmasada.'' Kahve gözlerimiz buluştuğunda parmakları çenemi tuttu.

''Özge bebeğim nereye kadar böyle devam edecek.''

''Ben emin olana kadar.'' Çoktan emin olmuştum sadece bana gösterdiği bu ilgiden dolayı şımarıyordum.

''Bebeğim emin olman için daha ne yapabilirim.''

''Öp beni.''

''Ne?'' Gözleri parlamıştı

''Öp beni Cevizci.''

''Sen ciddisin.'' Başımı salladığımda dudaklarımız birleşti, bir kaç gündür öpemediğim dudaklarıyla hasret gideriyordum ayrıldığımızda yüzümü okşuyordu.

''Barıştık o zaman.''

''Hayır.''

''Nasıl hayır Özge öptün beni.''

''Sen öptün beni.''Sözlerimle afallamış surat ifadesi beni çok eğlendiriyordu.

'Kızım sen istedin öp beni diye.''

''Ha sen istemiyordun yani.'' Kapıyı çekecekken ayağını koydu araya işin aslı onu çoktan affetmiştim sadece eğleniyordum.

''Ya Özge hayır bi dur.''

''Hm?''

''Seni seviyorum.'' Gülümseyerek konuşmasıyla bende gülümsedim.

''Sanlı'dayım bu gece istersen gel konuşuruz.'' Onu sevdiğimi bildiğinden cevap beklemeden konuşmuştu.

''Gelemem kızlar gecesi yapacağız bu akşam.''

''Ooo o zaman kesin geliyorsun.'' Anlamamıştım.

''Ne alaka be?''

''Ee içeceksin malum sarhoş olduğunda koştuğun yer benim kollarım oluyor.''

''Gerizekalı.'' Kızgın durmaya çalışsam da gülmeden edememiştim o da aynı şekilde kapıyı kapadım ve getirdiği çiçekleri vazoya koydum o sırada halka küpelerini takmaya çalışan Selen geldi yanıma.

''Anıl'dan mı yine.'' Güldü

''Başka kimden olacak?''

''Doruk mesela.''

''Ay anma şu piçin adını geldi ortamımızı bozdu siktirdi gitti.''

''Klasik Doruk.'' Başımı salladım o sırada kapı çaldı bu sefer gelen Tuğba'ydı.

''Hoşgeldin bebeğim.'' Hızla sarıldım Tuğba'ya.

''Hoş buldum, hoş bulduum.'' Selen gülümseyerek yanımıza geldi.

''Hoş geldin güzelim Ekintoş yok mu.'' Tuğba yalandan dudağını büzdü.

''Gideyim ben o zaman.''