Teyzem ayaklandığında Anıl hala kaşları çatık bekliyordu sanırım buraya kadardı daha fazla saklayamazdım hem bu süreçte Anıl'a ihtiyacım vardı korkuyordum, heyecanlıydım, ürkektim ve bunların hepsini Anıl'la paylaşmak istiyordum, teyzem bana sessizce özür dilerim dediğinde burukça gülümsedim olan olmuştu hem Anıl dışında hamileliğimi bilmeyen kalmamıştı Seloş sağ olsun, Anıl yanıma oturdu.
''Özge yavrum ne oluyor anlat artık, sal şu dudaklarını hadi paylaş benimle.'' Dudaklarımın kanadığını yeni fark etmiştim elimde değildi işte korkuyordum belki kabul etmeyecekti belki kızacaktı daha kötüsü ya beni terk ederse?
''Konuşmamız lazım.'' Amaçladığımdan daha ciddi bir sesle konuştuğumda Anıl koltukta dikleşti.
''Konuşalım.'' Gergin duruyordu ah bir bilse ben neler yaşıyordum, ölüp ölüp diriliyordum hayal ettiğim bu değildi hayalim bana evlenme teklifi etmesiydi ama sanırım bu konuşmayı şu an yapmak zorundaydım artık kaçacak delik kalmamıştı.
''Anıl ben b-''
''Özge benden ayrılıyor musun?'' Ha? Ne diyordu bu?
''Ne saçmalıyorsun Anıl neden ayrılayım senden?'' Güldüğümde derin bir nefes aldı.
''Günlerdir bir tuhafsın sürekli telefondasın sana dokunduğumda kendini geri çekiyorsun en son sevişmemizin üzerinden 1 hafta geçti kendin gibi davranmıyorsun ben korkuyorum yoksa seni kayıp mı ediyorum.'' Ah Cevizci oysa amacım sadece anlamamandı hızlıca elini tuttum.
''Hayır sevgilim seni terk etmiyorum.''
''O zaman sorun ne bebeğim ne oluyor anlat bana.'' Elini yavaşça karnıma götürdüğümde anlamamış bir ifadeyle bana bakıyordu.
''Bu yüzden tuhaf davranıyorum.'' Tamam belki biraz şifreliydi ama sevgilinizin elini karnınıza götürüp romantik romantik gözlerine bakıp gülümsediğinizde hamile olduğunuzu anlardı yani bence anlaması gerekirdi.
''Aşkım anlamıyorum şişkinliğin falan mı var yani minik bir ayva göbeğin çıktı evet ama deli gibi seksi gözüküyorsun bu yüzdense saçmalama her zamankinden daha çok yükseltiyorsun beni.'' Dudaklarını yalayarak konuştuğunda şok içinde yüzüne baktım şaka yapıyor olmalıydı bu kadarı artık komik oluyordu.
''Anıl sen şaka mısın ya?''
''Yani sendeki bu vücut varken yükselmemem tuhaf olurdu bence aklımı alıyorsun.'' Göz kırptığında hala şoktaydım bir insan bu kadar bitmek bilmeyen bir libidoya sahip olabilir miydi cidden?
''Anıl salak mısın hamileyim.'' Böyle söylemeyi hayal etmemiştim ama Anıl'ın kafasına böyle daha iyi girecek gibiydi.
''Aaa neden?'' Anıl girdiği şokun etkisiyle saçmalarken elimi gülmemek için ağzıma götürdüm.
''Aaa sen, sen hamilesin?'' Konuşamıyordum bile Anıl manyak gibi gülüyor ve bana bakıyordu.
"Özge hamilesin sen hamilesin!" Anıl aniden aydınlanmış gibi bağırmıştı kahverengi gözleri cam gibi parlıyordu belli ki duygulanmıştı kabullenmeyeceğini düşündüğümde ne saçmalamışım meğer, gözleri dolu dolu gülümseyen bu adam şüphelerimi söküp almıştı.
Aniden ayaklarım yerden kesildiğinde gülmeye başladım.
''Anıl ne yapıyorsun!'' Ben çığlık çığlığa gülerken o beni salonun ortasında döndürüyor, popkek ise miyavlayarak bizi izliyordu işte mutlu aile tablosu.
''Özge ben baba mı oluyorum bizim bir bebeğimiz oluyor şaka mı bu?!'' Kendini inandırmak ister gibi konuştuğunda gülerek başımı salladım bir anda beni döndürmeyi bıraktı öylece kucağında havalanmış duruyordum dudaklarıma bıraktığı yumuşak öpücükle gülümsedim.
''Seni çok seviyorum Özge çok çok seviyorum sevgilim.'' Dudaklarıma yapıştığında gülümsedim zar zor ayıldık.
''Ben de seni Anıl.'' Beni indirdiğinde beraber koltuğa oturduk.
''Demek bu yüzdendi alkol almamalar, Sanlı'nın imaları hem Sanlı nasıl benden önce biliyor onu da anlamadım.'' Gülümseyerek ona baktım şu an çok mutluydum mükemmel karşılamıştı.
''Selen ağzından kaçırmış.''
''Kızıl şeytan.'' Gülerek kolunu cimcirdim.
''Ne zaman öğrendin sen?'' Heyecanla sorduğunda gerildim işte zurnanın zırt dediği yere gelmiştik kızar mıydı ki saklamama?
''Anıl ben yaklaşık 1 haftadır biliyorum.'' Anıl dudaklarını büzdü.
''Aşkım neden söylemedin bana neden içinde yaşadın?'' Elleri saçlarımı tüy gibi okşuyordu korkularımın tersi olmuştu.
''Ben ne bileyim kendini belki de benimle sırf hamileyim diye bir gelecek kurmak zorunda hissedersin diye korktum sanırım.'' İçten içe bana evlilik teklifi edeceğini sanmıştım ilk sevgili olduğumuz kafeye gittiğimizde ama belli ki Anıl evliliğe hazır değildi sorunda yoktu her şeyi kalıplara göre yaşamak zorunda değildik ki.
''Masadaki kutuyu görüyor musun?'' Önümüzdeki masanın üzerinde ahşap bir kutu vardı yıllardır ordaydı zaten ne vardı ki bunda?
''Görüyorum?''
''Aç onu.'' Anıl pantolonunun cebinden çıkardığı anahtarı elimde tutuşturdu heyecanlanmıştım olabilir miydi? Titreyen ellerle küçük bir sandığı andıran kutuyu açtığımda gördüğüm siyah kadife kutuyla nefesim kesildi.
''A- anıl.'' Anıl'ın yüzük dolu eli dizimi bulup kavradı ve yavaşça okşadı.
''Sana eminim demiştim ya çok ciddiydim Özge artık tamamen emin olmuştum evleneceğim kadının, hayatımın aşkının belki de ruh eşimin sen olduğuna 10 gündür bende şu yüzük dedim o kafede edeyim teklifi ama bir şey eksikmiş gibi geldi sonra sahnede etsem fazla şov kaçar gibi düşündüm cebimde gezdirirsem bulursun diye şu kutuya bıraktım yüzüğü, kim bilirdi ki en uygun ana denk geleceğini sanki hissetmişim gibi bir haftadır karnına dokunuyorum Özge karnına! Biz gerçekten seninle artık bir olmuşuz ben neysem her kimsem sen o sun bende senim karnında bebeğimiz ayak ucumuzda diğer bebeklerimiz dünyada belki de en huzurlu olduğum yerdeyiz televizyonda Kavak Yelleri duraklatılmış, bundan daha iyi bir an olamaz Özge bundan daha mükemmel daha tam bir an olamaz.''
''Anıl?'' Ne söyleceğini çok iyi biliyordum haftalardır beklediğim an gelmişti hem de en güzel şekilde.
''Özge benimle evlenir misin?'' Klişe bir şekilde diz çökmedi sadece kutunun üzerindeki elimi okşadı benim cevabım onu tanıdığım ilk günden belliydi zaten.
''Evlenirim Anıl evlenirim.'' Mutluluktan ağlayarak boynuna sarıldığımda öpücükleri saçlarımda, ensemde, boynumda dolaştı.
''Bu öpücüklerin devamını getirirdim de önce bir doktorla konuşalım sevişemiyorsak yandık.'' Kahkaha attım işte biz böyleydik evli olmak hiç bir şeyi değiştirmeyecekti aksine daha iyi kılacaktı.
''Sapık!''
''Canım karım ya bir tanecik eşim.'' Anıl yüzyıllardır bu cümleyi söylemenin hayalini kurmuşçasına gülümserken kıkırdayarak yanağını okşadım.
''Ne diyordu Sanlı hah plaza sapığı bu plaza sapığıyla evleneceksin Özge ne hissediyorsun?'' Bacaklarımdan kavrayıp beni kucağına oturttu ben de yanağından öptüm.
''Çok ama çok mutluyum plaza sapığı Anıl.''
''Benim kadar olamazsın.'' Anıl parmağıma hızla taktığım yüzükle oynarken ikimizin elini kenetleyip karnıma dokundu.
''Bizim burada şu an bebeğimiz mi var ya şaka gibi Özge.''
''Çok güzel bir şaka değil mi Anıl.'' Gülümsediğimde sadece filmlerde olduğunu sandığım o hareketi yaptı ve gülüşümden öptü beni.
''En az senin kadar güzel sevgilim.'' Dediğinde dünyalar benim oldu ben de bebeğim de çok şanslıydık bu adam ikimizide çok seviyordu, bebeğime sahip olamadığım o muhteşem aile hayatını yaşatacaktım onu her şeyden çok sevecektim ve koruyacaktım bugün bizim için adeta bir dönüm noktasıydı.
Bölüm sonuu <33
oy ve yorum atmayı unutmayınn<33

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lie To Me/ Anıl Erdem Cevizci
Fanfic-Now ı wish'd we never met cause you're too hard to forget- ''Özür dilerim çok özür dilerim yaşattıklarım için, aramadığım için az önce söylediklerim için her şey için.'' ''Keşke hiç tanışmasaydık Anıl. Seni unutamıyorum ne yaparsan yap ne söylersen...