2 gündür pek bölüm atasım geldi vote ve yorum atarsanız sevinirim iyi okumalarr <333
Anıl'ın apartmanının girişindem elele girerken içim apartmanın, evin aslında genel olarak Anıl'ın yaydığı tanıdıklık ve huzurla dolmuş sanki hiç ayrılmamışız o 2 ay hiç yaşanmamış daha dün buradaymışım gibi bir rahatlık gelmişti içime, bu düşünceli halimi gören Anıl sordu.
''Ne düşünüyorsun bakayım öyle gülümseyerek.''
''Hiç işte bizi bir kaç hafta önce tekrar buraya geleceğimi üstelik senin elini tutarak geleceğimi söyleseler götümle gülerdim.'' Yorumuma güldü.
''İmkansız diye bir şey yoktur bebeğim öğrenmiş oldun hem artık eskileri konuşup kendimizi yıpratmayalım bembeyaz bir sayfa açtık biz biliyorum belki kolay olmayacak ama beraber başaracağız.''
''Ben seninle her şeye varım Anıl Erdem Cevizci.'' gülümseyerek ona baktığımda o da kocaman gülümsedi.
''Sana her an yeniden aşık olmamak imkansız Özge Akay.'' Ellerini belimde hissettim ve beni kendine çekti apartman girişinde öpüşürken asansörün çıkardığı sesle ayrıldık.
''İster misin tekrar kalalım asansörde.'' Bu sözüyle istemsizce gerilmiştim en son asansörde kaldığımızda kriz geçirmiştim ve ne Anıl'ın ne de bir başkasının beni o halimde görmesini sevmiyordum evet bu doğal bir durumdu bir rahatsızlıktı ancak kendimi savunmasız ve güçsüz hissetmeyi sevmiyordum, beni çok iyi tanıyan sevgilim bunu da hissederek elimi tuttu.
''Ben hep yanındayım benim yanımda saklanmana gerek yok güçlü yönlerini de güçsüz anlarını da her şeyini seviyorum koşulsuz yanındayım.'' Koşulsuz yanında olmak, annesinin resmen başka bir adam için terk ettiği aramadığı sormadığı kırık kalpli bir kız için bu çok büyük bir şeydi sıkıca sarıldım Anıl'a.
''Teşekkür ederim.'' Asansörden inene kadar saçlarımı okşadı, kokladı beni sevdiğini iliklerime kadar hissediyordum, kata geldiğimizde beni kolunun altına aldı ve yavaş adımlarla dairesine girdik. Tanıdık tütün ve lavanta kokusunu içime çektim Anıl'dan önce ne tütün ne de lavanta spreyine bir düşkünlüğüm vardı ama Anıl'dan sonra bu kokular bana huzur veren yegane şeyler olmuştu, anahtarlarını hol girişindeki sehpanın üstüne atarken konuştu.
''Malikaneme hoş geldin, tekrar.'' gülümsedim ve salona doğru yürümeye başladım gözlerim evin içini adeta tarıyor değişen bir şey olup olmadığını sorguluyordu ancak her şey aynıydı Anıl'ın küçüklük ve aile fotoğraflarının asılı olduğu duvarda olan ilk tatilimizden kalan fotoğraf bile oradaydı beni gerçekten hiç silmemişti bu düşünceyle gülümsedim.
''Kaldırmamışsın.'' gülen gözlerle bana baktı ve arkamdan gelip güçlü kollarıyla bedenimi sardı.
''Neden kaldırayım ki sevdiğim kadını ve anılarını her gün görmekten güzel ne olabilir.'' kolları hala bedenimdeyken yavaşça başımı döndürüp konuştum.
''Anılar acı verse bile mi.'' yandan bir gülümseme belirdi yüzünde.
''Seninle ilgili hiç bir şey acı vermez bana.'' O böyle konuştukça ben resmen kendimi suçlu hissediyordum sanki anlamam lazımdı ve anlayamamıştım boş yere kendime ve Anıl'a acı vermiştim oysa ki haklıydım yani haklı sebeplerim vardı ama o beni böyle güzel sevdikçe ben resmen suçluluk duyuyordum. İnanılmaz bir biçimde yine içimi okudu sevgilim.
''Sakın kendini suçlama, üzme bu duruma gelmemizin tek bir suçlusu var o da benim şansım varken anlatmalıydım, paylaşmalıydım beraber halletmeliydik.'' sözleriyle gözümden yaşlar hafifçe süzülmeye başladığında yüzünde yalandan kızmış bir ifade belirdi ve yaşlarımı sildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lie To Me/ Anıl Erdem Cevizci
Fiksi Penggemar-Now ı wish'd we never met cause you're too hard to forget- ''Özür dilerim çok özür dilerim yaşattıklarım için, aramadığım için az önce söylediklerim için her şey için.'' ''Keşke hiç tanışmasaydık Anıl. Seni unutamıyorum ne yaparsan yap ne söylersen...